Varlık barışı mı, matrah artışı mı? (3)

Değerli DÜNYA okurları, varlık barışı konusundaki bize gelen sorular ve sorunlarla ilgili açıklama ve değerlendirmelerimize devam edelim.

Matrah artışı da gerekecek mi?

Varlık barışının koruyuculuğu konusunda yaşanan tartışmalar ve soru işaretleri, acaba sadece matrah artışından mı yararlansak ya da hem varlık barışı hem de matrah artışını birlikte mi yapsak ikilemini yaratıyor.

1. Kişiler açısından çifte koruma

Şayet bir vergi mükellefiyetiniz yoksa varlık barışı yanında çok düşük bir bedelle matrah artırımından da yararlanmanız adeta çifte koruma sağlayacaktır.
Halihazırda bir vergi mükellefiyetiniz varsa matrah artırımı mevcut beyanlarınız da dikkate alınarak hesaplanacaktır.
Daha önce hiç mükellefiyetiniz yoksa matrah artırımından yararlanmak için mükellefiyet tesis ederken bir bürokrasi yaratılmamaktadır. Aynı zamanda, 2016 ve sonrası için, herhangi bir faaliyetin bulunmadığından bahisle, matrah artırımı için açılan mükellefiyetin kapatılması için de dilekçe verilmelidir.

2. Kurumlar açısından

Varlık barışından yararlanılması halinde, matrah artırımında da bulunulursa hem kayıt dışı varlıkları hem de mevcut faaliyetleri ile ilgili olası riskleri adeta çifte koruma altına alınmış olacaktır.

Amerika'ya Bilgi Verme Anlaşması (Fatca) hangi dönemleri kapsayacak?

Türkiye'nin Amerika ile yaptığı anlaşma dikkate alındığında, Türkiye Amerikan vatandaşlarına ilişkin olarak bilgi verecek, aynı zamanda, Türk vatandaşlarına ilişkin olarak Amerika'dan bilgi alabilecektir. Diğer bir değişle iki taraflı bilgi değişimi söz konusu olacak, 2014 yılı ve sonrasını kapsayacaktır.

Otomatik bilgi değişim anlaşmaları

Otomatik bilgi değişim süreci 2018 yılında 2017’yi kapsayacak şekilde yürürlüğe girecektir. Ancak,ikili anlaşma hükümleri çerçevesinde talep halinde önceki yıllarla ilgili de bilgi alabilme imkan dahilinde olacaktır.

Çifte mukimlik bilgi değişiminden korur mu?

Bilgi değişimi konusundaki gelişmeler, devletlerin vergileme konusunda ki yeni agresif yaklaşımları mükellefleri de bu konuda arayışlara itmektedir.
Dünyanın bazı ülkelerinde, vergi ağırlığından bunalan bazı ünlülerin vatandaşlık değiştirdiğini dahi gördük. Değişik ülkelerde, öteden beri, Çifte Vergilemeyi Önleme Anlaşmalarını da dikkate alarak, işi buna imkan veren bir çok kişinin, yerleşim yeri olarak en az vergi ödeyecek yeri, ülkeyi, bölgeyi seçiyor olduğuna zaten şahit oluyorduk.

Şimdi, çok daha fazla sayıda insanın önceki yazımda da belirttiğim gibi başka ülke vatandaşlığı arayışında olduğunu gözlemliyoruz.

Aslında Af Kanunu ya da Vergi Barışı düzenlemesi geçiş dönemindeki tedirginliği gidermek için getirilmiş bir düzenlemeydi. Ancak bölgedeki gelişmelerin yarattığı psikolojik ortam nedeniyle, varlıkları Türkiye'ye getirme çabasının aksine, bir yandan da yurtdışına yerleşme veya yurtdışından vatandaşlık alma çabaları, niyetleri artmış görünmektedir. Adeta tersine beyin ve veya sermaye göçü anlamına gelebilecek bu akımı durdurabilmek için çaba göstermek yararlı olacaktır.