Vardiyalı olarak çalışan işçilerde hafta tatili tam gün-24 saat sorunu

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

Hakan Şirin

İş hayatının en önemli konularında biri de işçilerin hafta tatili ücretidir. Hafta tatil ücreti 4857 sayılı İş Kanunu'nun 46. maddesinde “Bu kanun kapsamına giren işyerlerinde, işçilere tatil gününden önce 63'üncü maddeye göre belirlenen iş günlerinde çalışmış olmaları koşulu ile yedi günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz en az yirmidört saat dinlenme (hafta tatili) verilir.” şeklinde tanımlanmıştır. Eski mevzuata göre pazar günün hafta tatili uygulaması kaldırılmış, haftanın herhangi bir gününü hafta tatili uygulamasının önü bu madde ile açılmıştır.
Vardiyalı olarak çalışan iş yerlerinde hafta tatil uygulamasında ufak pürüzler olduğunu görüyoruz. Peki nedir bu pürüz bir örnekle açıklayalım. Bir benzin istasyonunda çalışan A işçisi 17:00-00:30 vardiyasında çalıştığı haftada cumartesi günü mesaiye gelmektedir. Vardiyası cumartesi günü saat 17:00’da başlayıp pazar günü 00:30’da sona ermektedir. Pazar günü 00:30’da işyerindeki mesaiyi bitiren işçi A iş kanunun 63'üncü maddeye göre yirmidört saat dinlenmesini (hafta tatilini) yapıp sonraki hafta mesaisine başlayacaktır. Mezkur 4857 sayılı İş Kanunu'nun 63'üncü maddesine göre 24 saat kesintisiz izin kullanması sonucu hafta tatili uygulamasında herhangi bir sorun yoktur. Fakat ilgi kanunun 76'ncı maddesi uyarınca çıkarılan, "Postalar Halinde İşçi Çalıştırılarak Yürütülen İşlerde Çalışmalara İlişkin Özel Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik"in 11. maddesinde “Postalar halinde işçi çalıştırılarak yürütülen işlerde, işçilere, haftanın bir gününde 24 saatten az olmamak üzere ve nöbetleşme yolu ile hafta tatili verilmesi zorunludur” denilmiştir. Yönetmelik maddesi dikkatli incelendiğinde kanun maddesine ek olarak “haftanın bir gününde” ibaresi eklenmiştir. Söz konusu yönetmelik uyarınca yukarıdaki örnekte bahsedilen A işçisinin cumartesi 17:00’de başlayıp pazar sabah 00:30’de biten mesaisi hafta tatili izini haftanın bir günün kavramını ihlal ettiğinden sorunlar yaşanmaktadır.

İş müfettişleri ilgili yönetmelik uyarınca bu örnek çerçevesinde çalışan işletmeler hakkında olumsuz rapor düzenleyip idari para cezası uygulamaktadır. Her ne kadar yönetmelik uyarınca müfettişlerce yapılan idari uygulama doğru olsa da, kanunda bulunmayan bir hüküm yönetmelik ile ihdas edilmiştir. Bu ise hukuk normları arasındaki hiyerarşiye ters düşmektedir. Kanun yapıcı tarafından getirilmeyen bir hüküm ikincil hukuki düzenlemeler ile getirilemez. Tabii dir ki iş müfettişlerinin bakanlık yönetmeliğine aykırı bir işlem yapması beklenemez. Ama burada yapılması gereken ya kanunda bir değişiklik yapılmalı ya yönetmelikte yer alan ve kanunun önüne geçen hüküm kaldırılmalı ya da ilgililerce bu yönetmeliğin ilgili maddesine dava açılmalıdır. Aksi halde birçok işveren müfettiş incelemelerinde bu tür sorunlar ile hukuka aykırı da olsa karşı karşıya kalacaktır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar