Van'ın sigortacılara maliyeti 170 milyon TL
Van'da yaşanan deprem sonrası ülke olarak büyük bir sınav verdik. O bölgedeki kardeşlerimizin yardımını hepimiz koştuk. Sadece biz koşmadık dünyanın dört bir yanından koştular. Herkes ellerinden geleni yaptılar. Kampanyalar düzenlendi paralar toplandı, direkt barınma ihtiyacına yönelik yardımlar yapıldı. Deprem bölgesinde hizmet anlamında göze batan birçok konu vardı. Turkcell-Avea hizmet sağlayıcı minibüsleri yan yana park etmişti. Anadolu Sağlık Merkezi'nin seyyar hastanesi hizmet veriyordu, Nestle, su firmaları TIR'lar dolusu suyu bölgeye sevk etmişti. Yaşanan facia bizi toplum olarak birbirimize kenetledi.
Deprem olduğunda ilk akla gelen konu "sigorta". Ama ne yazık ki felaketler yaşandıktan sonra aklımıza geliyor sigorta olgusu. Deprem sonrası bölgeye ulaşan sigortacılar ve eksperler hızlıca hasar tespiti ve avans ödemeleri yaptılar. Bazı şirketler ise tümünü hemen ödediler bayramdan önce. Tazminatı alan vatandaşların "Allah sizden razı olsun" dediklerini öğrendim orada hizmet veren sektör ilgili kişilerinden. Bunlar güzel şeyler tabii ki.
İş dünyasında sigorta bilinci daha yüksek
Van'daki sigortalılık potansiyelini araştırdığımızda konutların sadece yüzde 9'unun Zorunlu Deprem Sigortası'nı (DASK) yaptırdığı çıkmıştı daha ilk günden. Bu sigortalılık oranı elbette çok düşük. Buna rağmen DASK'ın açıklamalarında 30-70 milyon TL hasar tahmin edildi. Bu rakamları duyduğumuzda belki de gözümüze küçük gelmiş olabilir. Bu sadece konutların hasarı. Fakat orada fabrikalar, işletmeler, iş merkezleri, mağazalar, marketler yani özetle iş dünyası var. Ve onların çoğu sigortalı. Hem iş yerlerini sigorta ettirmişler hem de kar kaybı ve bunun gibi birçok sigorta yaptırdıklarını öğrendim. İş dünyasının tüm uzantıları İstanbul ve Ankara. Bu nedenle bilinç yüksek. Bölgede et, gıda, tekstil, imalat sektörü ve bunların yan iş kolları da faaliyette. Organize Sanayi Bölgesi de oldukça büyükmüş. Ve bir de yavaş yavaş gelişmeye başlayan turizm sektörünü de bu listeye eklemek gerekir.
Banka sigortacılığı etkin
Şimdi "Van'daki konut tarafında yüzde 9 oranında bir sigortalılık varken, iş dünyasında bu oran neden daha yüksek ?" diyebilirsiniz. Edindiğim bilgiler ışığında bunun tek nedeninin banka ilişkisi olduğu ortaya çıkıyor. Yani o bölgedeki tüm işletmeler bankalardan aldıkları krediler nedeniyle sigortalarını yaptırmak zorunda kalmışlar. Yani banka sigortacılığı bölgede etkin, nedeni ise kredi ilişkileri. Şimdi mağdur olan tüm işletmelerin sahipleri başta zorla yaptırdıkları sigortalar için bankalara duacılar. Bütün yüksek meblağlı hasar ödemelerinin banka sigortacılığı ile düzenlenmiş poliçeler olduğu bilgisini edindim.
Resmi rakamların açıklanması bir süreç alacak gibi. Çünkü bölgede sarsıntılar sürüyor. Sigorta şirketleri bazı dosyalarını kapatamıyor, bu nedenle de ödeme yapamıyor ama.... Öğrendiğim kadarıyla DASK'ın dışındaki hasar ödemelerinin 80 ile 100 milyon TL arasında olacağı tahmin ediliyor. Böylece DASK ile beraber Van Depreminin sigortacılara maliyeti 150-170 milyon TL arasında olacağı tahmin ediliyor.
Devletten 17 milyon ödenek
Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Van'a gönderilen acil yardım ödeneğinin 17 milyon liraya ulaştığı açıklandı. Suudi Arabistan'ın 50 milyon doları dahil toplanılan nakdi yardımın 125 milyon TL olduğu resmi kayıtlarda var. Devletimiz 17 milyon TL ödenek ayırmışken sadece bir sigorta şirketimizin 16 milyon TL tutan ödemenin büyük bir kısmını bayrama yetiştirip hasar sahiplerine ödediklerini söylemeliyim. Belki sigorta şirketlerinin yapması gereken bu diyebilirsiniz. Sigortacılar daha önce yaşanan felaketlerde de bu ödemeleri yapmıştı, şimdi de yaptı. Bununla da kalmayıp bağış anlamında da oldukça etkinler. Sigortacılar, bölgede okul inşa etmek dahil birçok yardım kampanyalarına da imza attıklarını atacaklarını da belirtmeliyim. Yani sigortacılara haksızlık yapmamak lazım. Öyle mezarlıktaki ölü soyucularla karıştırmamak gerekir.