Vakit kaybetmeyelim!
Rahmetli Demirel’in dilimize yerleştirdiği “demokrasi içinde çare tükenmez” deyişi geçerliliğini koruyorsa da, herhangi bir durumda mantık yoluyla üretilen çarelerin bir bölümünün siyaseten uygulanabilir olmadığı düşünülünce, çareden yana her zaman pek zengin olmadığımız anlaşılır. Şu anda yine çareden yana fazla tercihe sahip olmadığımız bir durumla karşı karşıyayız. Haziran 2015 seçimleri sonucunda ülke yönetimi açısından ortaya iki tür çare çıkmıştı: Hiçbir parti tek başına iktidar olamadığından hükümet ya bir koalisyon-azınlık hükümeti formülüyle kurulacak ya da parlamento aritmetiğini değiştireceği ümidi ile yeni seçime gidilecekti.
Teamüller ve siyasetin tabiatı, başarı beklenmese bile, önce bir hükümet kurma deneyi gerektiriyor. Bu çare türünde mantıken mümkün bazı kombinezonların siyaseten mümkün görülmediği kısa sürede ortaya çıktı. MHP, dolaylı dahi olsa, HDP ile herhangi bir işbirliğinin mümkün olmadığını ısrarla belirtince, HDP’li hükümet formülleri gündemden düştü. AKP-CHP girişimi ise başarısızlıkla sonuçlandı. Henüz AKP-MHP koalisyonu ya da MHP destekli AKP hükümeti olasılıkları mevcut ama bunlar erken seçime gitmek için başvurulacak ara formüller olarak değerlendiriliyor. Özetle, gidiş erken seçime doğru.
Pekiyi erken seçime nasıl gidilecek? Şu anda tek bilinen HDP’nin ülkeyi yeni seçime götürecek hükümette yer alma olasılığının yok denecek düzeyde olduğudur. Ancak bu arada günler geçmekte, Cumhurbaşkanının parlamentoyu dağıtması ve ülkeyi yeni bir seçimi zorlaması ihtimali güçlenmektedir. Buradaki temel zorluk, parlamentoyu dağıtan cumhurbaşkanının parlamentodaki tüm partilere ağırlıkları oranında yer veren bir bakanlar kurulu ataması mecburiyetidir. Anayasa öngörüyor olsa da, MHP, HDP ile aynı kabinede yer almayacağını belirtmiştir. Hükümetin MHP’siz kurulması da mümkündür fakat HDP’nin şu anda yeniden başkaldıran terör örgütüyle bağlantılı görülmesi bakanlar kuruluna üye vermesi bakımından sıkıntı yaratmaktadır.
Ülkemizin çok sayıda sorunla karşı karşıya bulunması nedeniyle bir an önce uzun yaşayabilecek bir hükümete kavuşması gerekiyor. Bu durumda naçiz kanaatim parlamentonun seçime gitme kararı alması ve partilerarası veya üstü bir seçim hükümetinin ülkeyi seçime götürmesidir. Aksi takdirde zaten partilerin orantısal olarak yer alacağı bir hükümet kurulması gerekeceğinden, AKP istemese de buna razı olabilir. Görebildiğim kadarıyla, “eski” partisini yeniden iktidar yapmayı ve kendisinin fiili başkan olması düşüncesinden kurtulamayan Cumhurbaşkanımızın seçimleri yenileme kararlılığını değiştirmek mümkün değildir. Kendisinin seçimlerin istediğini sağlayamayacağını tecrübe ile görmesi gerekmektedir. Vakit kaybetmeyelim.