Vahit Kirişçi dönemi üzerine değerlendirme

Prof. Dr. Aykut GÜL
Prof. Dr. Aykut GÜL STRATEJİK DÜŞÜNCE [email protected]

Uzun zamandır ülke gündemini meşgul eden Cumhurbaşkanlığı Seçimi yapıldı. Sonuçların ülkemiz için hayırlı olmasını diliyorum. Yeni hükümetin kurulması çalışmaları sürerken Tarım ve Orman Bakanlığı ve milletvekili seçilen değerli Bakanımızın icraatları hakkında kısa bir değerlendirmede bulunmak istiyorum. Cumhuriyetimizin 100. yılında merak ettim ve araştırdım. Toplamda 80 tarım bakanımız görev yapmış (farklı bakanlık isimleri altında).

Ortalama olarak görev süreleri bir yıl üç ay… İlginçtir ki son Bakanımızın da görev süresi bu ortalamayla örtüşüyor. Son 21 yıllık Ak Parti iktidarları döneminde ise yedi bakanın tarım alanında görev yaptığını ve ortalama hizmet sürelerinin ise üç yıl olduğunu görüyoruz. Bu sürenin uzunluğu istikrar bakımından önemli…

Tarımı çatısı altında bulunduran bakanlıklar sürekli isim ve yapı değiştirmiş. Bunda elbette ki değişen ülke ve dünya şartları ile siyasi tercihler ve kaygılar da rol oynamış görünüyor… Bakanlığımızın isimleri; “Tarım”, “Orman”, “Gıda, Tarım ve Hayvancılık”, “Tarım ve Orman”, “Tarım ve Köyişleri”, “Gıda, Tarım ve Hayvancılık”, “Orman ve Su İşleri” ve nihayet şimdiki haliyle tekrar “Tarım ve Orman” şeklinde olmuş. Tarımla bazen birlikte ve bazen ayrı yapılanan bakanlıklar ise “Köyişleri”, “Köyişleri ve Kooperatifler”, “Çevre” ve “Çevre ve Orman” olarak yer almış (https://www.tarimorman. gov.tr). Sanırım ormanın da ayrılması ve sadece “Tarım Bakanlığı” olarak bir oluşuma gidilmesi en doğrusu…

Savaş, kriz ve felaketlerle dolu bir dönem Siyasete atılmadan önce Çukurova Üniversitesi’nde birlikte görev yaptığımız son Tarım ve Orman Bakanımız Prof. Dr. Vahit Kirişçi’nin dönemi konusunda bir değerlendirmede bulunmak istiyorum. Öncelikle Sayın Kirişçi’nin görev yaptığı dönemin, ülke içinde ve dışında krizlerin ve felaketlerin peş peşe yaşandığı bir dönem olduğunu vurgulamak gerekiyor.

Özellikle bölgemizi ve tüm dünyayı etkileyen Rusya-Ukrayna gerginliğinin savaşa dönüştüğü dönemde, neredeyse eş zamanlı olarak göreve başladı Sayın Kirişçi. Önce ayçiçeği fiyatları üzerine spekülasyonlar ve ardından buğdayda ciddi sıkıntıların yaşanacağı yüksek sesle birçok kesin tarafından ifade edildi. Ayrıca bek endişeleri daha da artırdı. Türkiye’nin diplomatik başarısı olan Tahıl Koridoru Anlaşması, buğday fiyatlarında ciddi bir gerileme sağladı.

FAO verilerine göre, Tahıl Fiyat Endeksi yüzde 31,6 kadar geriledi. Türkiye ise izlediği başarılı denge politikası ile dünyada gıda güvencesine önemli katkı sağladı. Yine 6 Şubat 2023’te, 11 ili etkileyen ve dokuz saat arayla yaşanan, 500 km’lik bir yüzey kırığı oluşturan, yaklaşık olarak 120 bin kilometrekare alanı ve bu alanda ikamet eden 13,5 milyon insanı etkileyen, dünya tarihinde eşi benzeri görülmemiş iki deprem, ülkemizi her boyutuyla derinden sarstı. Bölgenin, sulu tarımın yoğun olarak yapıldığı büyük ovalara sahip olması, tarımsal üretim açısından ciddi bir riskti.

Kırsalda yıkılan çiftlik binaları, silolar, ahırlar ve kaybedilen tarım alet ve makinaları, gıda güvencesini tehdit ediyordu. Kırsal nüfusun yüksek yaş ortalaması, dağınık yerleşim, olumsuz kış şartları, kırsal alanda depremin etkisini daha da artırıyordu. Deprem bölgesi, ülkemiz tarımsal üretim alanımızın yüzde 17’sini ve tarımsal ihracatımızın ise yüzde 22’sini oluşturuyordu. Depremin kırsaldaki etkilerini en aza indirecek tedbirleri alma konusunda Bakanlığımızı oldukça başarılıydı ve hep sahadaydı.

Hayvancılık ve su ürünlerinde kayıpları olan depremzedelere ayni ve nakdi ödemeler yapılarak zararları telafi edildi. Bunlar ile ilgili haberler ve detaylar oldukça güncel olduğundan bunlara fazla değinmeyeceğim. Bakanlığın çalışmalarında hep tarım boyutuna odaklandım bu yazıda. Ancak orman, su işleri, barajlar vb. alanlarda da önemli icraatlarının olduğu ifade etmek gerekiyor.

Yazıyı sonlandırmadan önce son bir tespit olarak; Tarım ve Orman Bakanlığı’nın çok büyük ve hantal bir yapıya sahip olduğunu, ağır bürokratik yapının eyleme geçmeyi zorlaştırdığını, tarım politikalarını bu kurumun uygulamaya geçireceği düşünüldüğünde acilen rehabilite edilmesi gerektiğini de belirtmek gerekiyor. Yeni hükümetin oluşumu sonrası tarım politikaları konusunda yapılması gerekenleri, bu kapsamdaki önerilerimi de ayrı bir yazı ile paylaşacağım.

Zorluklara rağmen birçok ilk başarıldı

Sayın Kirişçi döneminde yapılanlarla ilgili olarak Tarım ve Orman Bakan Yardımcımız Sayın İbrahim Yumaklı ile görüştüm. Onun verdiği bilgileri sizler için özetlemeye çalıştım:

-Âtıl kalan arazilerin kullanıma sokulması için düzenleme yapılmıştır. Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda yapılan değişiklikle, mülk sahibinin peş peşe iki yıl işlemediği arazilerde, kira bedelleri mülk sahibine ödenmek koşuluyla, tarım yapılmasına imkân sağlanması hüküm altına alınmıştır. Bu şekilde hisselilik, parçalılık, mülkiyet ihtilafları, tarımsal faaliyetin sonlandırılması veya göç gibi nedenlerden dolayı yaklaşık 2,5-3 milyon hektarlık boş tarım arazisinin üzerinde tarımsal faaliyet yapılabilmesinin önü açılmıştır.

-Sürekli tartışılan konulardan olan üretim planlaması için önemli bir adım atılmış ve Tarım Kanununda yapılan değişiklikle, Bakanlıkça belirlenen ürünlerin üretimine başlanmadan önce Bakanlıktan izin alınması zorunlu hale gelmiştir. Buna göre Bakanlık gerektiği durumlarda alt ve üst üretim sınırlarını belirleyebilecektir.

-Yine Tarım Kanununda yapılan bir diğer değişiklikle sözleşmeli üretimin yaygınlaştırılması, uygulamada standartlar oluşturulması ve tarafların haklarının güvence altına alınması sağlanmıştır. Sözleşmeli üretimde sigorta şartının getirilmesi de önemlidir.

-Tarım Kanununda yapılan değişiklik ile destekleme ödemelerinde “çiftçi kayıt sistemi” ibaresi “destekleme ödemelerinde Bakanlıkça belirlenen kayıt sistemleri” şeklinde değiştirilerek desteklemelerde Bakanlık bünyesindeki tüm kayıt sistemlerinin esas alınması sağlanarak mülkiyet esaslı kayıtlılık yerine üretim esaslı kayıt sistemine geçilmesi öngörülmüştür.

-Dijitalleşme konusunda önemli adımlardan birisi olarak “tarımcebimde” uygulaması hayata geçirilmiş ve başta üreticilerimiz olmak üzere tarıma ilgi duyanların Bakanlığımız sorumluluğunda yürütülen iş, işlem ve güncel bilgilendirmelere kolay erişimi mümkün hale getirilmiştir.

-İlgili kanunda yapılan değişiklikle kenevir yetiştiriciliği konusunda Tarım ve Orman Bakanlığı yetkili kılınmıştır.

-Destekler ekim öncesinde ve ayni olarak ödenmiştir. l Ziraat Bankası ve tarım kredi sıfır faizli sübvansiyonlu kredilerinde limit artışı sağlandı.

- E-devlet ile ÇKS Entegrasyonu gerçekleştirilmiştir. Üreticiler, ürün güncellemelerini e-Devlet kapısı üzerinden yapabiliyorlar.

-Küçük aile işletmelerine hayvancılık desteği ile en fazla 300 küçükbaş veya 50 büyükbaş hayvanı olan işletmelere kaynak desteği yapılıyor.

-Gelir koruma sigortası uygulamasının pilot çalışması, 2022 yılında Konya’nın tamamında uygulanmış olup, 2023 yılında tüm Türkiye’de uygulanacaktır.

- Kent Tarımı Modeli ile üretim merkezlerinin tüketim merkezlerine yakınlaştırılması ve böylelikle daha kısa zamanda, taze ve ucuz sebzeye erişiminin sağlanması hedefleniyor. Bu kapsamda, Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri oluşturulması ve dikey tarım uygulamalarının hayata geçirilmesi de hedefleniyor.

- Bakanlık bünyesinde kurulan Arz Güvenliği Dairesi’ne, stratejik ürünlerin takibi ve gerekli tedbirleri alması görevi verilmiştir.

-Ülkemizden tarım konusunda destek isteyen ülkelerde faaliyette bulunmak isteyen girişimcilere yardımcı olmak amacıyla ülke masaları kurulmuştur.

- Akıllı Köy Projesi konusunda, iş birliği yapılacak diğer Bakanlıklar ile imzalanacak protokoller hazırlanmıştır.

- 2022 itibariyle 30 milyar USD ihracat ile net ihracatçı bir ülke olduk. Yine aynı yılda 128 milyon ton bitkisel üretimle Cumhuriyet tarihinin en yüksek üretimi yakalandı.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar