Vadeli çekin konkordato sürecinde karşılıksız çıkması
Dr. Numan Emre ERGİN
İcra İflas Kanunu’nda 2018 yılı içinde yapılan değişiklikle iflas erteleme müessesi kaldırılmış ve mevcut olan Konkordato müessesesi yeniden düzenlenerek uygulamaya girmiştir. Yeni konkordato hükümleri ile vadesi geldiği halde borçlarını ödeyemeyen veya ödeyememe tehlikesi altında olan bir borçluya borçlarını ödeyebilmek veya iflastan kurtulmak için alacaklılarıyla anlaşma sağlayarak vade verilmesi veya borçta indirim yapılması imkanı getirilmiştir. Konkordato başvurusunda bulunulması ile birlikte mahkeme (şirketler açısından asliye ticaret mahkemesi) gerekli evrakların hazır edilmesiyle geçici ve sonrasında kesin mühlet vermekte ve borçluya bir veya daha fazla sayıda konkordato komiseri tayin etmektedir. Mühlet içerisinde borçlu aleyhine yasal takip yapılamamakta, şirket yöneticilerinin ise şirketi idaresinde tasarruf yetkileri kısıtlanıp bazı işlemler konkordato komiserinin onayına tabi kılınmaktadır.
Konkordato müessesesinin uygulamaya geçmesiyle birlikte bir takım sorunlar yaşanmaya başlamış olup bunlardan bir tanesi de konkordato sürecine girmeden önce ileri tarihli (vadeli) çek düzenlenmesi durumunda, bu çekin üzerindeki tarihin (vadenin) konkordato yargılaması sürecine denk gelmesi ve çekin ibrazında karşılıksız çıkması halinde, çeki düzenleyen şirket yöneticilerinin 5941 sayılı Çek Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca cezai sorumluluğunun olup olmayacağı ile ilgilidir. Söz konusu madde uyarınca, üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, 1500 güne kadar adli para cezasına hükmolunmakta. Para cezasının ödenmemesi durumunda ise bu ceza doğrudan hapis cezasına çevrilmekte; ayrıca bu kişiler hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı getirilmektedir.
Yukarıda belirtilen sorun, yargıya taşınmış olup Konya ve Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi’nin ceza dairelerinin birbirine aykırı olarak verdiği kararlar arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine yönelik Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nin 2019/23974 Esas sayılı Kararı 19 Haziran 2019 tarihli 30806 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Yargıtay’ın söz konusu kararında; konkordato yargılamasını yapan mahkemeye başvuran borçlu tüzel kişilerin yetkili temsilcilerinin, henüz konkordato talebi ile mahkemeye başvurmadan düzenledikleri veya geçici mühlet kararı öncesinde düzenleyip alacaklıya teslim ettikleri, ticari defter ve kayıtları ile konkordato projesinde yer alan ileri tarihli çeklerin konkordato yargılaması süreci içinde, bankaya ibrazında karşılıksız çıkması halinde Çek Kanunu uyarınca cezai sorumluluklarının tespiti açısından açılan ceza davasında, öncelikle davaya bakan icra ceza mahkemelerince, konkordato yargılama sürecinin bekletici sorun yapılarak hukuk mahkemesinin kararının beklenmesi gerektiğini belirtilmiştir.
Yargıtay kararına göre, konkordato yargılamasını yapan mahkeme çek sahibi tüzel kişi hakkında konkordatonun tasdikine karar verirse, borçlunun iyi niyetinin kesinleşmesi, borçlunun konkordato projesinin alacaklıların çoğunluğu ve mahkemece kabul görmesiyle tüm alacaklıları bağlaması nedeniyle suça konu çekin ödeme tarihi ve karşılıksız kalan bedelin yeniden belirlenecek olması karşısında, söz konusu çek suçun zorunlu unsurlarına sahip bir çek olmaktan çıktığı için şirket yetkililerinin cezai sorumluluğuna gidilemeyecektir.
Diğer taraftan, konkordato yargılamasını yapan mahkemenin çek sahibi tüzel kişi hakkında konkordatonun herhangi bir nedenle reddine karar vermesi durumunda ise, konkordato yargılamasını yapan mahkemece konkordatonun reddi kararına kadarki süreçte, çek hesabının yönetimi, bu hesaba para aktarma, tasarruf etme gibi yetkileri şirket yöneticilerinde bırakılmışsa bu yöneticilerin cezai sorumluluklarının devam edeceğine; bu yetki konkordato komiserine verilmiş ve çek bu sırada karşılıksız çıkmışsa şirket yöneticilerinin cezai sorumluluğuna gidilemeyeceğine karar vermiştir.
Söz konusu karar, Yargıtay 19. Ceza Dairesi tarafından oybirliği ile alınmış olup vadeli çek uygulamasının ülkemiz ekonomisinde ne kadar yaygın olduğu düşünüldüğünde uygulamada ortaya çıkan yaygın bir sorunu çözmesi açısından oldukça yerinde ve önemlidir.