Uzun vadeli plan
Yaklaşık 95 yıllık cumhuriyet tarihimize 125 yıllık kalkınma planı sığdırmayı başardık. Sadece bugünkü hükümet için değil önceki tüm hükümetlerin en sevdiği şeylerden bir tanesi hepsi de maalesef olmayacak duaya amin denecek türde olup farklı nedenlerle herkesin alkış tuttuğu kalkınma planlarını başlatmak oldu.
Türkiye’de kısa vade 3 gün sonra, orta vade gelecek hafta, uzun vade önümüzdeki ay olduğu için söz konusu büyük toplantılarla düğmeye basılan bu planlar, toplantının yapıldığı salon terk edildiği anda nedense erozyona uğramaya başlıyor.
Bu uzun girizgahı yapma nedenime gelince, biz hala farklı planlarla yerli otomobil derken İngiltere, yaklaşık 25 yıl sonra için “Dizel motorları yasaklama” kararı aldı. Daha doğrusu alma aşamasına geldi.
Çevresel nedenler gereği Ada’da sadece elektrikli motorlu araçlara izin verilecek. Benzer bir durumun Fransa için olduğu da ileri sürülüyor. Fransa’da da yaklaşık 25-30 yıl içinde sadece dizel değil benzinli otomobilleri kapsayan bir yasa ile içten yanmalı tüm motorların satışına yasak gelmesi bekleniyor.
Bunları duyunca şaşırdık mı? Tabii ki hayır…
Avrupa’nın önde gelen üreticilerinin yaklaşık 10 yıl kadar önce başlattıkları elektrikli araç hamlesini hatırladığınızda bu kararların hayata geçirilmesinin hiç de şaşırtıcı olmadığı bir gerçek.
Çünkü, olması gerek gibi tüm ülke ekonomilerinde lokomotif etkisi yapan otomotivin o ülkesinin geleceğine yönelik kararlara da yön vermemesi beklenemez.
Ya da farklı bir bakış açısıyla Hükümetler lokomotife yön vermiyor, lokomotif hükümetleri istediği yöne doğru da çekiyor denebilir.
Fransız hükümetinin pay sahibi olduğu, sadece Fransa’da değil tüm dünyada binlerce kişiye istihdam yaratan ülkenin en önemli sanayi şirketinin elektrikli otomobil üzerine yaptığı bir atağın, hükümet nezdinde yanıt bulmamasını beklemek kelimenin tam anlamıyla hayalcilik olur.
Burada sorulması gereken soru kimin öncülük ettiği olmalıdır.
Bence, AB nezdinde hangi ülkede olursa olsun, alınan kararların ilk oluştuğu noktada, kesinlikle otomotiv firmaları yer alıyor.
Onların yönlendirmesiyle geleceğe yönelik adımlar şekillendiriliyor. Emin olun, AB’de içten yanmalı motor yasaklandığında AB bünyesinde zaten içten yanmalı üreten kimse kalmayacak. O yüzden bizde de hükümetlerin en azından otomotiv sektörünü dinlemeye başlamasının vakti gelip geçiyor.
Hatta, dinlemekle de kalmayıp, gerçekçi adımlar atması…