Uzun vadede olumlu, kısa vadede temkinliyiz
Geçtiğimiz haftalarda ABD’li yetkililerce açıklanan vize yasağının en erken Ocak 2019’da aşılabileceğine yönelik yapılan açıklamaya rağmen, geçtiğimiz hafta Perşembe günü öğleden sonra sürpriz bir şekilde vize kısıtlamalarının karşılıklı olarak kaldırıldığı açıklandı. Bu gelişme Türkiye’nin ABD ile gerilen ilişkilerin düzeleceğine ve ABD’de devam eden davaya yönelik pozitif beklentilerin artmasına neden oldu. Benzer şekilde son dönemde AB ile ilişkiler için de verilen mesajlar yumuşama eğilimi içeriyor. Bu iki gelişme birlikte değerlendirildiğinde Türkiye için sistematik bir risk haline gelmeye başlayan Batı ile entegrasyonun azalmasına yönelik endişeler azalmaya başladı. Bu gelişmelerin de katkısı ile yılın son bölümünde de pozitif görünüm korundu ve 2017’de BIST 100 yüzde %47,60 getiri sağlarken yükselişte %54,83 getiri sağlayan sınai endeksi başı çekti. Bankacılık endeksinin getirisi ise %32,29’de kaldı. Önceki yıllarda jeopolitik ve siyasi riskler nedeniyle baskı altında kalan BIST’te 2017 yılında bu risklerin göreceli olarak düşmesi ve başta kredi garanti fonu (KGF) olmak üzere devreye alınan mali politikalar büyüme ve şirket karlılıkları üzerinde oldukça etkili oldu. Sağlanan büyüme ve artan şirket karları, bahsettiğimiz jeopolitik ve siyasi riskler nedeniyle düşük seyreden çarpanlar ile birleşince Borsa İstanbul’a ilgi arttı. 2017 yılında sağlanan bu yüksek performansa karşın Borsa İstanbul’da potansiyelin bittiğini söylemek mümkün değil. Özellikle bankacılık endeksinin ABD’de devam eden davanın oluşturduğu sistemik risk ve yükselen faizler nedeniyle potansiyelinin oldukça gerisinde kaldığını düşünüyoruz. Bu risklerin ortadan kalkması ya da hafiflemesi bankacılık endeksi ile birlikte Borsa İstanbul’da da yeni zirveleri gündeme getirebilir.
2018’in tamamı için pozitif görüşümüzü korumakla birlikte son günlerde yaşanan sert yükselişin özellikle yılın son günlerindeki hacimsiz dönemde görülmesi teknik bir düzeltme yaşanma ihtimalini artırıyor. ABD’deki dava, bugün açıklanacak enflasyon ve 18 Ocak’taki PPK toplantısı öncesi yeniden ateşlenecek bir faiz tartışması bu düzeltmenin bahanesi olabilecek başlıklar.