Uzun ince bir yoldayız
Küresel durgunluğun sonuna yaklaştığımıza yönelik işaretler artıyor. ABD, Asya ve Avrupa ekonomilerinden gelen sinyaller dünya ekonomisinin 2009 yılının son çeyreğinden itibaren büyümeye başlayabileceğini gösteriyor.
Kriz sırasında dibe vuran tüketici ve üretici güveninin toparlanmaya başladığını görüyoruz. Hanehalkının harcamasını artırdığı, üretimin büyümeye başladığı, kredi kanallarındaki tıkanıklığın açılmaya başladığı bir toparlanma sürecine giriyoruz.
Ancak küresel durgunluğa yol açan temel sorun tüm gerçekliğiyle devam ediyor. Mevcut krizin temelinde ABD'nin ev fiyatlarındaki yükselişe güvenerek gelirinin çok üzerinde tüketmesine Asya'nın ise tükettiğinden çok daha fazla üretmesine dayalı küresel işbölümü yatıyor.
Söz konusu işbölümü ABD'nin borcunun ve Çin'in rezervlerinin arttığı bir saadet zincirine yol açmıştı. Ancak ABD ev fiyatlarındaki çöküş bu surecin sürdürülemezliğini gözler önüne serdi.
Çözüm orta vadede ABD'nin tasarrufunu Çin'in tüketimini artırdığı yeni bir ekonomik denge oluşturulmasından geçiyor. Ancak reel ekonomi politika buna izin vermiyor.
Krize karşı alınan ekonomik önlemlere baktığımızda iki ülkenin de genişleyici maliye politikalarına tam gaz yüklenerek durgunluğun ekonomileri üzerinde yaptığı tahribatı azaltmaya çalıştığını görüyoruz.
Açıklanan ekonomik veriler ABD hanehalkının tasarrufunda borcunu azaltmaya yetecek bir artış olmadığını gösteriyor. Benzer şekilde Çin ekonomisindeki hızlı büyüme hanehalkının tüketiminin artmasından ziyade devletin altyapı yatırımlarını artırmasından kaynaklanıyor.
Kalıcı bir toparlanma sürecine girdiğimizi söylemek için henüz erken bulduğumuz mevcut durumu ekonomi kuramından çok halk ozanımız Aşık Veysel'in "uzun ince bir yoldayız" mısrası daha iyi açıklıyor.