Uzun bir kışın ardından Euro bölgesi
Can ALAGÖZ / Finansinvest
Bugünlerde Fed ve TCMB’yi takip etmekten Euro Bölgesi krizine ilişkin gündemi iyice geri plana attık. 2012’de piyasalarda büyük dalgalanmalara yol açan bölge ekonomisine ilişkin gelişmeler geri planda kalmaya da devam edecek gibi görünüyor. Ancak iki yılın ardından ilk defa bölgeye ilişkin pozitif gelişmelere şahit olduğumuz bir dönem geçirdiğimizi bilmekte fayda var.
Uzun ve zorlu bir kışın ardından Euro Bölgesi’ne dair göstergeler yılın ikinci yarısında GSYH’nin büyüyebileceğine dair sinyaller veriyor. Bu yılın başında 2013’ün hiçbir çeyreğinde büyüme beklenmezken, yılın genelinde ekonominin %0,4 daralacağı tahmin ediliyordu. Bugün ise piyasa beklentileri bölge ekonomisinin bu yıl daralmayacağı konusunda hem fikir olmak üzereler. Hem güney, hem kuzey ülkelerine ilişkin son açıklanan güçlü PMI verileri de iyimser beklentileri destekliyor.
Rekabet gücünü kaybetmiş periferi ülkelerde maaşlar üzerinden uygulanan “yapay dezenflasyonist” taktiklerin işe yaradığını görüyoruz. Para politikaları kullanıl(a)madan, bölgede rekabet gücünü artıran bu taktiklerin, 2015’e kadar büyüyemez denilen İspanya ve İtalya’da artık 2014’te büyüme başlayabilir beklentilerine neden olduğunu da söylemek mümkün.
Dış talebin zayıflığından ötürü ilk yarıyı zor geçiren Fransa ve Almanya’da Haziran ayına ilişkin veriler artık toparlanma sinyalleri vermeye başladı. Bu hafta açıklanan PMI verilerinde iki dev ekonominin önümüzdeki dönemde büyüyeceği beklentilerinin artması da gayet olumlu bir sinyaldi. Hatta Almanya’da PMI verisinin 50 seviyesini aşarak Şubat ayından bu yana ilk defa büyümeye işaret etmesi küresel büyümeye dair beklentilere de olumlu yansıyacaktır.
Son olarak bu hafta açıklanan ECB Bankacılık Sektörü Borçlanma Anketi verilerinde bazı ümit verici gelişmeler dikkat çekiyor. Üçüncü çeyreğe ilişkin bankaların iyimser beklentileri, düşüş eğilimi azalan kredi talebindeki iyileşmenin devam edebileceğini ortaya koyuyor. Bankaların fonlama ihtiyaçlarını önceki dönemlere göre daha rahat yapmaları ve esnetilen kredi standartları da daha iyimser bir tabloya işaret ediyor.
Bu olumlu gelişmelere karşı Euro’ya ilişkin iyimserliğin tekrar artması için daha fazlasına ihtiyaç var. Aslında bölgenin büyümesi için siyasilerin üzerinde konuştuğu projeler oldukça önemli. Genç işsizliğin azaltılması için teşvik paketlerinden, KOBİ’leri destekleyici yeni fon oluşumlarına kadar gibi iddialı projeler oldukça umut verici. Ancak geçmiş tecrübelerinden ders çıkartan piyasalar bu projelere ilişkin kesin adımlar atılmadan, Euro riski alırken temkinli kalmaya devam edecek gibi görünüyor.