Uzlaşmak şart mı?
Uzlaşmayla ilgili 1963 tarihli düzenlemenin gerekçesinde müessesenin amacıyla ilgili güzel bir ifade var; “Mükelleflerin tereddütlerinin bir an evvel giderilerek huzura kavuşmalarının temini”.
Uzlaşma müessesesine ihtiyaç olup olmadığı tartışmaları ne zaman yapılsa bu ifade gelir aklıma. Her defasında da aynı sonuca ulaşırım; mükellefin, gerçekte vergi kaybına yol açmamışsa huzurunu kaçıracak işlem yapılmasını önleyecek, yol açmışsa da tereddütlerini bir an önce gidererek huzura kavuşmasını sağlayacak başka araçlar vergi sistemine monte edilirse elbette kaldırılabilir.
Uzlaşma nedir, neden yapılır?
Uzlaşma;
Mükellef bakış açısıyla, ödenme riski olan bir borcun, olabildiğince küçük bir kısmının bir an önce ödenerek belirsizliğin en az maliyetle ortadan kaldırılmasını,
Maliye bakış açısıyla, gelecekte tahsili olası ancak belirsiz vergi alacağının, hemen ve olabildiğince yüksek bir kısmının veya tamamının tahsilini,
amaçlayan bir müessesedir.
Düzenlemenin Anayasa’ya aykırılığı iddiaları ne ölçüde doğru?
Müessesenin Anayasaya uygunluğu öteden beri tartışılmaktadır. Anayasa’ya göre vergi, kanunla konup kanunla kaldırılabilmektedir. Oysa uzlaşmada salınan vergi bir komisyon tarafından, yükümlüyle de anlaşarak kaldırılabilmektedir. Salınan verginin kesin olarak haklı olduğunu kabul ederek yola çıkarsak, yapılan işlemin dayanağı olan düzenlemenin Anayasa’ya aykırı olduğu söylenebilir. Üç kişiden oluşan bir komisyon ve yükümlü, kanunla kaldırılması gereken bir vergiyi karşılıklı anlaşarak kaldırmaktadırlar. Salınan verginin kesin olarak yasal dayanaktan yoksun ve haksız olduğunu kabul ederek yola çıkarsak, olay yukarıdaki durumun tam tesridir. Böyle bir durumda Anayasa’ya aykırı olan tarhiyatın yapılmasıdır, uzlaşma ile sağlanan ise Anayasa’ya uygunluğu sağlamaktır. Salınan verginin yasal dayanaktan yoksun olup olmadığını tespit etmek ise çoğunlukla kolay değildir.
Uzlaşma bize özgü mü?
Uzlaşma müessesesi, bazı ülkelerde yasal düzenlemeler çerçevesinde, bazı ülkelerde yasal dayanağı olmamasına rağmen fiilen yapılmaktadır. Yine bazı ülkelerde bizde olduğu gibi her türlü vergi ve cezalarda uzlaşma yapılırken, bazı ülkelerde sadece cezalar uzlaşmaya konu olabilmektedir.
Uzlaşma amacına uygun kullanılıyor mu?
Bizim uygulamamızda vergi cezaları yanında vergi asılları da uzlaşmada kalkabilmektedir. Böyle olmakla birlikte yaygın uygulama, vergi asıllarında değişiklik yapılmaması, vergi cezalarının da artık standart olan bir oranda kaldırılması şekline dönüşmüştür. Bu uygulamanın uzlaşmadan çok Vergi Usul Kanunu’nun 376. maddesinde yer alan “indirme” yöntemine benzediği ve uzlaşma düzenlemesinin ruhuna ve amacına da uygun olmadığı söylenebilir.
Konuya daha geniş perspektiften bakarsak, vergi kadar ceza kesip sonra bunun neredeyse otomatik olarak yüzde doksan beşini silmenin açıklanabilir bir tarafı yoktur. Vergi aslı kadar ceza kesmek de açıklanabilir değildir, cezanın sürekli olarak silinmesi de açıklanabilir değildir.
Uzlaşmada verginin tamamen kaldırılması ne anlama gelir?
Salınan verginin tamamen silinmesinin tek bir açıklaması olabilir; tarhiyatın yasal dayanağı yoktur. Başka hiçbir gerekçe verginin tamamen silinmesini hukuken açıklayamaz. Dolayısıyla, verginin tamamen kaldırıldığı durumlarda, tarhiyat hiç yapılmamış gibi kabul edilmelidir. Ancak Gelir İdaresi bu düşüncede değildir. Gelir İdaresi, sonucuna bakılmaksızın, eğer uzlaşma sağlanmışsa, vergi sıfırlansa dahi tarhiyata esas vergi inceleme raporunun veya işlemin hukuka uygunluğunun kesinleşmesi olarak kabul etmektedir. Bunun da özellikle zarar mahsubu ve devreden katma değer vergisinin sıfırlanması gibi ciddi olumsuz sonuçları vardır.
Taraflar açısından uzlaşma vazgeçilemez bir müessese mi?
Gelir İdaresi’nin 2013 yılı Faaliyet Raporu’nda yer alan istatistiklere göre;
Uzlaşma başvurularının yaklaşık % 92’si uzlaşmayla sonuçlanmakta,
Tarhiyat sonrası uzlaşmaya konu verginin % 25’i, cezanın ise 94’ü kaldırılmaktadır.
Bu veriler bile tek başına uzlaşmanın hem İdare hem de vergi mükellefi açısından vazgeçilemez olduğunu göstermektedir.
Uzlaşma ıslah edilemez mi?
hem mükellef hukuku açısından kabul edilemez yönleri, hem de Anayasaya aykırılık iddiaları dikkate alınarak daha iyi bir yapıya kavuşturulabilir.
Bu kapsamda örneğin;
Cezanın, verginin makul bir oranı ile örneğin yüzde onu ile tanımlanması ve uzlaşma kapsamından çıkartılması (uzlaşmada vergide yapılan indirim cezada da indirime yol açacaktır),
Uzlaşma tutanaklarının gerekçeli düzenlenmesi, indirim yapılmışsa hukuki gerekçelerinin tutanağa ayrıntılı yazılması,
Uzlaşmada vergi tamamen veya tamamına yakını itibariyle kaldırılmışsa, tarhiyatın bütün sonuçlarıyla düzeltilmesi,
bir çok sorunu çözebilir.
Uzlaşmanın kaldırılmasının sonucu ne olur?
Uzlaşmanın kaldırılmasının en önemli sonucu, ihtilafların artması, yargının tıkanması, vergiye gönüllü uyumun zorlaşması ve sonuçta vergi af takviminin de daha da kısalmasıdır.