Uzay 4.0 projeleri: Ay’a gidip yerleşmek
İnsanlık, 46 yıl önce terk ettiği Ay’a geri dönmek için teknolojinin 4’üncü aşamasını mı bekledi? Bugünkü ve yarınki teknolojik olanaklarla, önce Ay’a, sonra Mars’a yolculuk mümkün görünüyor. Ne pahasına? Ay neyse ki “yakın” ama Mars hem uzak, hem tamamen ölü. Ama belki Mars’tan da öteye yol vardır?
Şu sıralar özel şirketler Ay’a nasıl gideceklerini hesaplıyor. Örnek: Berlin’li PTScientists şirketi, Audi ile ortak olarak Ay’da “dolaşacak” iki araç ve onları Ay’a indirecek 230 kg ağırlığında çok hafif bir modül üzerinde çalışıyor. Projeye Vodafone da katıldı. Modül ve araçları Elon Musk’ın SpaceX Roketi’yle gönderecekler. Roket, 384 bin 400 km yolculuktan sonra Ay’ın çekim alanına girmeden, yükünü bırakacak. Yük, saniyede 10.6 km hızla Ay’a doğru inecek. Ay’a yavaş konması için bir sürü teknik önlem alınacak. İniş adresi ise, 46 yıl önce Apollo 17’nin indiği alan: Bakalım, astronotların orada bıraktığı Ay Arabası hâlâ aynı yerde mi duruyor? Atmosfersizlik, radyasyon, bir anda 300 derece birden değişen sıcaklık farkları acaba aracı nasıl etkiledi?
Hayaldi, hakikat olacak
PTScientists’in her biri 35 kilo gelen Ay Araçları’nın 360 derece dönebilen süper tekerleklerini, alüminyum ve magnezyumdan oluşan teknik donanımını Audi yaptı. Elektriğini güneş paneliden alacak. İnsan gözü gibi gören (stereoskopik) iki kamerasıyla resim video çekip gönderecek. Yürüme hızı saatte 3.6 km olacak. İletişim ise, Vodafone’un sorumluluğunda. Projeye Alman Uzay Ajansı, Berlin, Hamburg, Viyana üniversiteleri, NASA Ames araştırma merkezi (San Jose) de katılıyor.
Ay’a gezi projesinde PTS’den başka 5 şirket daha var: ABD (Moon Express). Hindistan (TeamIndus). Japonya (Hakuto). İsrail (SpaceIL) ve çok uluslu bir konsorsiyum (Synergy Moon). Bunların haberlerini 2018’de alacağız.
Oksijen üretimi kolaymış
Ay’a insansız araçlar indirerek, bıraktığımız yerden yeniden başlamak, yenilikçi bir girişim. Ama bundan daha da büyük bir proje, Ay’da kalarak orada yaşamak. Bundan amaç, Ay’ın sunduğu fırsatlardan yararlanarak daha ötelere de gitmek. Ay’da yerçekimi çok az olduğu için buradan bir roket fırlatmak daha kolay ve az maliyetli olacak. Örneğin, Ay’ın fırsatları arasında 3D tekniğiyle roket “yapmak” için buradaki bazalt kullanılabilir.
Öteden beri “Ay’da su yok” diye bilinirken, bunun doğru olmadığı anlaşıldı. Su, çağıl çağıl akan dereler halinde değil, kayaların ve toprağın içine sıkışmış durumda. Ay’ın fırsatlarından biri de bu suyu ayrıştırırken oksijen ve hidrojenin açığa çıkacak olması. Hidrojen ise roket yakıtı. Bir hesaba göre Ay’da 120 milyon ton hidrojen var. Oksijene gelince: İspanya’da CIEMAT teknoloji araştırma kurumu bilimcisi Thorsten Denk, Ay toprağından bir saat içinde 700 litre içme suyu üreten bir güneş reaktörü yaptı. Bu cihaz 4 saat içinde 2.5 kg oksijen de üretti. Bilimci, Ay toprağını nereden mi buldu? Ay’dan getirilmiş 400 kg toprak çeşitli laboratuvarlarda halen inceleniyor.
3D baskı ve ekleme
Made in Space adlı startup, Uluslararası Uzay İstasyonu (ISS) içinde, yerçekimsiz ortamda 3D baskı denemesini 2014’te yapmıştı. ISS için gerekli ufak tefek parçalardı bunlar. 2016’da işi büyüttü. Eklemeli yöntemle daha büyük parçalar üretti. Şimdi ise sırada Archinaut adlı, ISS dışına çıkarak uzay koşullarında çalışacak bir robotik üretim aracı var. Bununla uydu refl ektörleri, antenler yapılabilecek.
NASA ise, Ay’da barınakların 3D sistemiyle nasıl yapılacağını mimarlara soruyor. Çok aşamalı bir yarışması var. İngiliz star mimar Norman Foster ve ekibi, 77 projenin katıldığı, 5’inin finale kaldığı yarışmada birinci oldu. Şunu öneriyorlar: https://youtu.be/4e2Aacs-4Zew
Mimarın bir kaç eserini hatırlatalım: Hong Kong’un Chek Lap Kok havalimanı için bir adayı düzledi. Alman Parlamento Binası’na sıfırdan renovasyon. Apple’ın disk şeklindeki yeni merkezi. Frankfurt Commerzbank gökdeleni. Fransa/Millau Viyadüğü 2.5 km uzunluk, yerden 277 metre yüksekte. Londra’da şeklinden dolayı “salatalık” diye tanınan iş merkezi.