“Uzak pazarlarda kullanmadığımız potansiyel var..”
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM), bu yıl ilan ettiği “İhracatta Sürdürülebilirlik ve Yenilikçilik” yılı kapsamında, ihracatçıya eylem planı ve ihracatçının yol haritası niteliğindeki raporu ocak ayında açıklamıştı.
Bu bağlamda hafta başında bir araya geldiğimiz Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Gülsün’den plastik sektörünün 2019 ihracat stratejileri ile ilgili öngörülerini anlatmasını rica ettim.
Sözlerine, çift haneli ihracat büyümesi beklediğini ifade ederek başlayan Gülsün, “2019’da 7 milyar dolar ihracat bekliyoruz, yakın coğrafyalara yapabildiğimiz ihracatın uzak pazarlara da taşımasında büyük engel bulunmuyor. Dolayısıyla kullanılmamış bu potansiyelin kullanılmasına yönelik atılacak adımlar önemli” dedi.
Sektör yüzde 6,1 daraldı
2018 itibarıyla sektörün %6.1 dolayında daraldığını belirten Gülsün, bu daralmada otomotiv, beyaz eşya, inşaat, elektrik-elektronik, mobilya gibi plastik sektörünün tedarikçi olduğu birçok sektördeki ekonomik aktivitenin yavaşlamasının etkili olduğunu dile getiriyor.
Ekonomik aktivitedeki yavaşlamanın gerisinde ise kur belirsizliği, yükselen faizler, yükselen enflasyona bağlı olarak gerileyen talep ve gerileyen talebe bağlı olarak daralan üretimin olduğunu ifade eden Gülsün, otomotivde %45, beyaz eşyada %18, inşaatta konut satışları için %30 ve altyapı projeleri için ise %10 ve mobilyada da yine %10’lar seviyesinde satış daralması olduğunu vurguluyor.
İhracat %11,4 arttı
Gülsün, 2018’de toplam sektör ihracatının %11.4 artışla 6.2 milyar dolara eriştiğini ifade ederken, 2019’da 7 milyar dolara yakın bir ihracat hedeflediklerini dile getiriyor.
İhracat odaklı bir yıl geçireceklerinin altını çizen Gülsün; ihracatın, özellikle küçük ve orta ölçek için daha düşük fonlama ile ihtiyaç duyulan nakit akışa katkı sağlayacağını ifade ediyor.
“Küresel tarafta korumacı ticaret politikaları gündemde kalmaya devam ederken, Euro Bölgesi için 2019 büyüme beklentisinin %1.8 düzeyinde olması, sermaye çıkışları vb. 2019’daki meydan okumalardan bazılarını oluşturuyor” diyen Gülsün, 2019 yılında Türkiye’nin uluslararası ilişkilerinde kolay olmayan koşulların geçerliliğini koruyacağını öngörüyor.
Üstünlük ve rekabet gücü analizlerine göre rotamız belli olacak
İç pazardaki ekonomik aktivitenin eski hızına kavuşmasının bir-iki yıl sürebileceğini öngörürsek sektörümüzün üstünlük ve rekabet gücü analizlerine göre ihracat rotası belirlemek durumunda olduğunu anlıyoruz diyen Gülsün, sözlerine şunları ekledi: “Plastik ürünler, tekstil gibi Türkiye’nin dünyada karşılaştırmalı üstünlüğü en fazla olan sektörlerinin başında geliyor.
Bizim geçmişte başlattığımız bir çalışma vardı. Filtreleme yöntemiyle veriler üretilerek bu verilerle, plastik ihracatçılarının belirlenen pazarlarda ithalat ve büyüme potansiyelleri, Türkiye'nin plastik sektörü özelinde bu ülkelere yaptığı ihracatın seyri, rekabet edilen ülkelerin fiyat stratejileri ve coğrafi yakınlıkları gibi birçok özellik dikkate alınarak hangi alt sektörlerde rekabetçi olunacağı ve ihracat yapması gerektiği analiz ediliyor.
Bu yıl İKMİB ile birlikte bu çalışmayı güncelleme kararı aldık.
Pazar payımızın sınırlı olduğu ülkeler genellikle ülkemize coğrafi anlamda uzak olan ülkeler.
Plastik ihracatçısının Kanada, ABD, Güney Amerika, Avustralya, Uzak ve Doğu Asya ve Sahra altı Afrika gibi ülkelere yeterli ihracat yapamadığı görülüyor. Bu minvalde, yakın coğrafyalara yapabildiğimiz ihracatın uzak pazarlara da taşımasında büyük engel bulunmamakta. Dolayısıyla kullanılmamış bu potansiyelin kullanılmasına yönelik adımlar büyük önem arz ediyor.”
İlave yükleri gelin tek tek ayıklayalım
Hammaddeye erişimde rekabet gücümüzü zayıflatan ilave vergi, gözetim, anti-damping, referans fiyat vb. adlar altındaki düzenleme ve uygulamalar arasında katma değer zincirini esas almayanların kaldırılması gerektiğini belirten Gülsün, “gelin bu ilave yükleri tek tek ayıklayıp, sırtımızdan atalım” diyor.
“Örneğin Alçak Yoğunluklu Polietilen’de gözetim uygulanıyor” diyen Gülsün, “ Ya bunu kaldıralım ya da tebliğdeki birim kıymeti düşürelim ve ithal fatura birim kıymetinden gözetim belgesi düzenlensin. Özellikle yurtiçi birkaç oyuncuyu korumak amacıyla da benzeri uygulamaların yapıldığını görüyoruz. Mamul tarafında değilse de hammadde tarafında en azından eğer yurtiçindeki oyuncu korunacaksa, ona teşvik vererek koruyalım. Her türlü destek verilsin, biz buna karşı değiliz ancak bizim hammaddemiz pahalılaştırılmasın” dedi. “Burada tam tersine olarak bitmiş mamul üreticilerinin temel girdilere en rekabetçi fiyatlardan erişmesi ve ihracata yönlendirilmeleri gerekmektedir” sözleriyle PAGDER Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Gülsün’ plastik sektörünün 2019 ihracat stratejilerini anlattı.