Uydu savaşları
Nijer’de yaşanan darbe girişimi tüm dünyanın dikkatini son zamanlarda hiç olmadığı kadar Afrika’ya yönlendirdi. Bu son dönemlerde yaşanan ilk darbe değildi. Kısa zaman önce Burkina Faso ve Mali’de yaşanan darbeler aslında önemli bir sürecin habercisiydi.
Doğal olarak ilk akla gelen “hangi büyük güçlerin mücadelesi bu süreci tetikledi” sorusuydu. Büyük güçlerin sürece dahli tabi ki var ama tek tek elden geldiğince bu darbeler silsilesinin sebep ve gidişatını ele alalım.
Öncelikle pandemi ve sonrası yaşanan süreçler, üstüne Ukrayna krizi, tüm dünya ülkelerini bilhassa da Afrika ekonomilerini fazlasıyla sarstı. Hala Fransa etkisinde olan birçok ülkede son dönemlerde Amerikan ağırlığı da artmıştı. Bölge ülkelerinin ekonomik pazar olarak kullanılması haricinde, DAEŞ ve El Kaide gibi örgütlere karşı mücadelesinde bu ülkeler önemli bir üst görevi de görüyordu.
Sadece terörle mücadele değil Avrupa ülkelerinin bölgedeki mevcudiyeti ve hükümetlerle yakınlığı, Libya üzerinden Avrupa’ya geçmek isteyen mülteci akınının da önünü kesmek için elzemdi. Uzunca bir müddet, bu batı etkinliği ve Afrika ülkelerinin hükümetleri ile olan yakınlık bu sürece destek oldu. Son dönemlerde yaşanan ekonomik kriz ve Avrupalılarla yakın duran hükümetlerin üzerine tepki çekmesi, darbe süreçlerini hızlandırdı.
Tabi ki ciddi bir Rus etkisi de gözden kaçmamalı. Rusya’nın bölgede yürüttüğü çalışmalar, tahıl konusunda destek açıklamaları ekonomik darboğazda olan halklarda sempati yarattı. Nitekim hem Mali hem Burkina Faso hem de Nijer’deki darbeler sonunda bazı yerlere çekilen Rus bayrakları net bir şekilde süreci gözler önüne seriyor.
Darbe sürecine hem Avrupa hem de Amerika tarafından net tepkiler geldi. Sadece Amerika süreci darbe olarak adlandırmadı. Sebebi teknik bir konu. Hali hazırda Nijer’e terörle mücadele için 500 milyon dolarlık askeri yardım yapan Amerika, darbenin baki kalması halinde mevcut yönetimle ilişki geliştirip silah yardımına devam etmek için bu ifadeden özellikle kaçıyor.
Amerikan kanunlarına göre darbe ile yönetilen bir ülkeye askeri yardım yapmak kanunen yasak. İşte bu yüzden de darbe sürecinin baki kalması neticesinde ilişkileri devam ettirmek isteyen Amerika kanuni sıkıntılara takılmak istemiyor. Görüntü net, darbeler sonrası hem Mali hem Burkina Faso’da ilk iş Fransızların atılması oldu.
Bu etkinlik mücadelesi aslında dünyanın yeni uydu savaş merkezini de ortaya çıkarttı. Nijer’de gelişmeler tüm bu ekonomik ve sosyal sıkıntılar eşiğinde farklı ülkelerce desteklenen liderler çatışmasına sahne oldu. Ülkenin demokratik yollarla seçilmiş ve Batı tarafından desteklenen lideri Bazoum, Başkanlık Muhafız Komutanı General Omar Tchiani’yi görevden almak istedi.
Bu ikili hem kişisel hem de dış destek noktasında farklı ülkelere sırtlarını dayamışlardı. Tchiani süreçte erken davrandı ve darbe yaptı. En büyük tepki, Batı Afrika Ülkeleri Ekonomik Topluluğu Dönem Başkanı Nijerya’nın lideri Bola Tinibu’dan geldi. Bazoum’un göreve dönmediği takdirde askeri müdahalede bulunabileceği mesajını verdi. Geri adım atması beklenen Nijer darbe yönetimi tam aksine Burkina Faso ve Mali’den askeri destek sözü aldı.
Kısacası bu süreç sessiz sakin ve barış içerisinde biteceğe benzemiyor. Rusya-Amerika uydu savaşı, Çin’in ekonomik istilası, Avrupa’nın kolonizasyon dönemine dair son kalesinin elden kaçışı, pazar olarak tarih boyu sömürülen Afrika’nın milli dirilme çabası, hepsi bu süreçte var. Bundan sonra gözler Afrika’da, çünkü uydu savaşlarının yeni merkezi artık resmen Afrika.