Uydu olmadan yörüngede kalmak…
Küresel büyüme 2009 mali krizi sonrası gördüğü en düşük seviyelere geriliyor. Dünya borsalarında ise bahar havası devam ediyor. Sene başından beri gelişmiş ülkeler %16, gelişmekte olanlar %6 dolar bazında getiri sağladı. Ekim ayında bugüne kadar %2-3 yükseliş görülüyor.
Uluslararası Para Fonu (IMF) geçen hafta yayınladığı Dünya Ekonomisinin Görünümü raporunda küresel büyüme tahminini %3 düzeyine çekti (Nisan 2019 tahmini %3,3). Dünya Ekonomisinin Görünümü raporuna göre küresel büyümenin 2018’e göre 0,6 puan yavaşlamasının arkasındaki temel gerekçe ABD - Çin ticaret savaşları.
IMF uzmanları ticaret savaşlarının Çin’in kısa dönemli büyümesini 2 puan, orta vadeli, büyümesini 1 puan aşağı çekeceğini tahmin ediyor. Dış ticaretin payı göreceli olarak daha küçük olan ABD büyümesinde ticaret savaşlarının etkisi 0,6 puan olarak hesaplanıyor. Gelişmiş ülkelerin büyüme oranlarında benzer şekilde 0,5 puan gerileme öngörülüyor.
Somut bir örnekle anlatmak gerekirse dış ticaret savaşları yüzünden İsviçre ekonomisi kadar bir kayıp görülüyor. Dış ticaret savaşları bu kaybın sadece üçte birini açıklıyor. Geri kalan kısım güven kaybı ve yatırımlardaki azalma gibi dolaylı etkilerden oluşuyor.
İronik bir şekilde ABD - Çin ticaret savaşları reel ekonomideki yavaşlamanın ve dünya borsalarında son dönemde görülen yükselişin arkasındaki temel gerekçeyi oluşturuyor. İlki fiili durum ile ilgili, ikincisi ise sağlanan ateşkesin yarattığı olumlu beklentilerle.
Türkiye varlıkları dünya piyasalarındaki bahar havasından şimdiye kadar yararlanamadı. Suriye Barış Pınarı harekâtı nedeniyle ABD yaptırımı uygulanacağı endişesi ile geçen hafta son dönemin en sert satış dalgasıyla karşılaştık.
Ama iyi biten her şey iyidir diyelim. ABD’nin Türkiye’nin güney sınırına dair meşru güvenlik kaygılarını kabul ettiği ve iki ülke arasındaki ilişkilerin düzelme yoluna girdiğini gösteren ortak açıklama sonrası hava olumluya döndü.
ABD yaptırım tehdidine rağmen Barış Pınarı Harekâtı’nı hayata geçiren Türkiye istediğini elde etti. Terörist unsurların 120 saat içinde güvenli bölgeden çıkmasını takiben Barış Pınarı Harekatı durdurulacak ve Türkiye’ye yönelik mevcut yaptırımlar kaldırılacak.
Hiç şüpheniz olmasın, Türkiye’nin uydu olmadan yörüngede kalmayı başarmasının dünya kamuoyunda olduğu kadar sermaye piyasalarında da izdüşümleri olacak. ABD yaptırımı korkusuyla 105.800 zirvesinden dibe 12.000 puana yakın gerileyen Borsa İstanbul son üç günde bunun sadece 6.000 puanını aldı. Küresel piyasalarda negatif haber akışı olmazsa önümüzdeki günlerde tepki alışlarının devam etmesiyle endeksin yeniden 105.000 seviyesini geçtiğini görebiliriz.
Kısa vadede yurtiçinde piyasaları etkileyecek en önemli gelişme 24 Ekim Perşembe günü yapılacak Para Politikası Kurulu toplantısı. Gelişmekte olan ülke faiz oranlarıyla yaptığımız karşılaştırma 100 baz puanlık bir faiz indiriminin kur üzerinde baskı yaratmadan ekonomiyi desteklerken dezenflasyon sürecine zarar vermeyeceğine işaret ediyor.
Politikacıların gönlünden ise 250 baz puan indirimle toplam faiz düşüşünün 1.000 baz puana ulaşması. Haziran enflasyonu sonrası Merkez Bankası’nın 750 baz puan faiz indirmesinin önünün açıldığını ilk söyleyenlerden biri olarak para politikasının normalleştirilmesine karşı değiliz. Ama Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak istemiyoruz.