Urfa organik tarımla ihracata yürüyor

Geçen hafta yerel imkânların değerlendirilmesinde, yerel insanlarımızın çabalarının ve örgütlenmelerinin önemini bir kez daha vurgulayan bir çalışmaya katkıda bulunmak üzere Şanlıurfa'ya gittik.

Eczacı Sayın Medet Abbasoğlu önderliğinde örgütlenen Organik Nar Üreticileri, "GAP Ekolojik Tarımsal Kalkınma ve Sosyal Yardımlaşma Derneği" çatısı altında bir araya gelmişler. Birlikten güç doğar ilkesini kanıtlayarak ayağa kaldırmaya çalıştıkları, organik tarımsal ürünlerin katma değerlerinin arttırılması çabalarını, bir de ihracat projesi ile daha da ileri götürmeyi hedefliyorlar. Bu çerçeveden olmak üzere, Karacadağ Kalkınma Ajansı tarafından mali açıdan desteklenen, "Şanlı Urfa'da üretilen Nar Meyvesinin Dış Pazarlara Açılması" projesi kapsamında bir panel düzenlenmişti.

Öncelikle belirtmem gerekir ki, seçim öncesi siyasi faaliyetlerin yoğun olduğu ve siyasi toplantıların kol gezdiği bir ortamda düzenlenen panele katılımın ne kadar olabileceği konusunda kuşkularım vardı. Ancak katılan Urfalı iş insanlarının sayısı, ilgisi ve katılımcılığı beni hem şaşırttı ve hem de mutlu etti.

Sayın Medet Abbasoğlu yaptığı açılış konuşmasında derneğin, Şanlıurfa organik tarım potansiyelinin gelişmesine olan ve programlanan katkılarını anlattı. Karacadağ Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Sayın Dr. İlhan Karakoyun da, ajansın çevredeki tarımsal ve endüstriyel çalışmalara verdiği destekleri vurgulayarak, yatırımcıların bu desteklerden uzak kalmayarak yörenin kalkınmasına katkıda bulunmaları gerektiğini vurguladı. Organik gıda üzerine ticaret yapan Sayın İbrahim Sabuncu da bu konuda çalışmak isteyen iş insanlarımıza, deneyimlerinden bazılarını aktararak tavsiyelerde bulundu.

Dernek için yaptığımız çalışmalarda nar meyvesi ihracatının, her geçen yıl yüzde ellilere varan bir artış hızıyla geliştiğini görmüştük. Narın kuvvetli bir antioksidan olması nedeniyle, kansere karşı bağışıklık sitemini kuvvetlendirdiğini kanıtlayan bilimsel çalışmalar, bu meyveye olan ilgiyi her geçen gün arttırıyor. Öte yandan, organik tarım ürünlerine olan ilginin, organik olarak yetiştirilen nar meyvesinde de aynı şekilde görülmesi son derece doğal. Başta ABD olmak üzere, iklimi nar yetiştirmeye uygun olan birçok ülke, bu konuda devletlerinin de desteğini alarak, üretimi arttırma yatırımları yapıyor. Türkiye'de de, gerek çeşitler ve gerekse üretim teknikleri ile değerlendirme yolları üzerine ciddi çalışmalar yapılıyor. Urfa üreticilerinin seçiminin ve yolunun çok doğru olduğunu görmek bizleri mutlu etti.

Ancak, nar meyvesinin sadece sofralık olarak veya yurt dışındaki üreticilere hammadde olarak değerlendirilmesi, bizce nar meyvesine hak ettiği yerin verilmemesi anlamına gelir. Nar küspesi yem olarak kullanıldığında, süt hayvanları için süt verimini oldukça arttıran bir unsur oluyor. Çünkü narın tanelerinin dışında kabuğu ve tanelerinin çekirdeği de önemli kullanım alanlarına sahip. İlaç, kozmetik, yem gibi sanayi dallarına hammadde olabiliyorlar. Nar çekirdeklerinin yağ oranının yüzde 20 seviyelerinde olması ve bu yağın kozmetik ve ilaç sanayilerinde kullanılabilirliğinin bulunması, bizleri oldukça şaşırttı. Eğer bu yağ soğuk sıkma yöntemi ile elde edilirse, yaşlılığı önleyici ve cildi onarıcı özellikleriyle öne çıkıyor. Karaciğer yağlanmasına ve damar tıkanıklarına karşı da etkileri bir hayli öne çıkmış durumda. Patentli bir ABD çalışmasında diyabet bağlantılı damar tıkanıklarının etkilerini azaltıcı bulgular gibi bilimsel çalışmalar, sanırız bu meyvenin gittikçe artan bir önem kazanmasında öne çıkan nedenler oluyor.

Narın faydalarını saymaya bu sohbet sütunları yetmez. Türkiye bol miktarda kirlenmemiş topraklara sahip. GAP Ekoder'in projesi gibi böyle güzel çalışmalar umarız başka yörelere de örnek olur ve ülkemizin güzel ürünleri gerçek değerlerini kazanmaya yönlenir.