“Üretme, satma, ithal et” mi?

Levent AKBAY
Levent AKBAY AÇI KARŞI AÇI [email protected]

Geçen perşembe ana gündem Merkez Bankası’nın saat 14.00 itibarıyla faizi ne kadar artıracağıydı. Merkez Bankası’nın ne kadar ‘agresif ’ olacağı konuşuluyor, paralel olarak artacak faizin borsaya, üretim ve ihracata nasıl yansıyacağı tartışılıyordu.

Faiz artışının önemli etkileri tartışılmaz ancak nihai çözümün de üretim ve ihracattan geçtiği ortada. Bir önceki gün sanayicilerin, ihracatçıların katıldığı bir toplantıda ilginç bir şekilde faiz konuşulmadı. Üretmeyi ve ihracat yapmayı başaran sanayiciler kendilerine göre daha yakıcı sorunları dile getirdiler.

Bunlardan iki tanesi dikkatimi çekti. Birincisini, Sarkuysan ve aynı zamanda büyük ihracatçıları bir araya toplayan Türkiye Dış Ticaret Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hayrettin Çaycı dile getirdi.

Küresel rekabette rakipler ile bırakın aynı koşullara sahip olmayı, seyahat özgürlüğünün kullanılamaması kadar büyük bir dezavantajın altını çizerek yardım istedi. Hayrettin Çaycı şöyle konuştu; “Vize konusu artık içinden çıkılmaz hale geldi. Şu anda Avrupa’da müşterek makine geliştirdiğimiz firmaların temsilcileri Türkiye’ye elini kolunu sallaya sallaya geliyor.

Bize, ‘Siz de gelin’ diyorlar. Biz de işin başındaki eksperleri göndermek istiyoruz. Ama vize yok. Üstelik vize sorunu sadece Avrupa için değil, ABD için de var. Onlar da bir şeyler bahane ediyorlar. Acaba okumaya mı geliyor, kalmaya mı geliyor? Hâlbuki biz 3 gün diyor, mümkün olduğu kadar erken dönmeye çalışıyoruz. Çünkü burada insanların bize ihtiyacı var. Ama karşı taraf bunu anlamıyor.

Gerçekten çok büyük sıkıntı var. Ben şu anda ABD’de makinayı devreye alamıyorum. Buradan Avrupa’ya sattığım makinaları devreye almak için eleman göndereceğim. Elemanlar gidemiyor. Vize vermiyorlar, sallıyorlar, bir bahane buluyorlar. Oysa yurt dışına sınai ya da ticari olarak gidecek kişilerin sayısı o kadar az ki! Bunlar, yurt dışına seyahat edenlerin yanında neredeyse devede kulak.”

Ve yurt içi ve yurt dışında çeşitli merkezlerde üretim yapan, küresel bir başarı öyküsü yazan duayen bir sanayici seyahat özgürlüğü için şöyle yardım istiyor. “En önemli sanayi şehriyiz. Gerek ticari, gerek sınai çok ilişkilerimiz var. Acaba bağlı olduğumuz odamız, üyelerin vize alabilmesi için doğrudan ilgili ülkelerin temsilciliklerine başvursa. Biz de bu başvuruların altına belge koyarak yardımcı olsak…

Bu sorunun çözülmesinde ben odamızdan yardım rica ediyorum.” İkincisi, sorun olmanın ötesine geçmiş bir ‘konum’ yakınmasıydı ve Turbosan Genel Müdürü ve Makine İhtisas OSB Yönetim Kurulu Başkanı Sedat Silahtaroğlu’ndan geldi. Silahtaroğlu, yansıdaki büyüme tablosuna dikkat çekti. Tabloda yılın ikinci çeyreğinde ekonominin yüzde 3,8 büyüdüğü, ithalatın ise yüzde 20.3 arttığı yazıyordu.

Silahtaroğlu: “Hep birlikte tartışmamız lazım. İhracat yaptığımız zaman küçülüyoruz, ithalat yaptığımız zaman büyüyoruz. Nasıl bir iştir bu? Böyle bir şey olabilir mi? Bir hesaplama hatası mı var? Kendi kendimizin altını mı oyuyoruz? İhracat yaparken katma değer mi ihraç ediyoruz? İzahı gereken bir acayiplik var. Ne yapıyoruz biz Allah aşkına! Bir sanayici olarak bundan büyük esef duyuyorum, büyük bir acı duyuyorum” dedi.

Göründüğü kadarıyla bir yandan ihracatta rekorlar kırarken bir yandan ithalat artışına dayalı bir büyümenin olduğu şeklindeki değerlendirmesi, yine ihracatı başaran bir sanayiciyi konumunu sorgulama noktasına getirmiş. O nedenle olsa gerek sözlerini şöyle bitirdi: “O zaman ihracat için çalışmayalım, ithalat için çalışalım. Daha çok büyürüz demek ki!” Dikkat çeken değerlendirmeler böyle ancak her iki sorun da yerelden çok, merkezden çözülecek tür ve büyüklükte gibi.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Planlamaya geri dönüş 18 Eylül 2023
17. Madde 15 Eylül 2023
Asıl fren 2024’te… 13 Eylül 2023
Enflasyon birikirse!.. 06 Eylül 2023
Enflasyonda atalet 04 Eylül 2023
Kepenkler kapanmasın… 01 Eylül 2023
Borca teknoloji yok! 30 Ağustos 2023