Üretim-tüketim makası kapanmıyor

Naki BAKIR
Naki BAKIR MAKRO BAKIŞ [email protected]

Uygulanmakta olan parasal sıkılaştır­ma esaslı ekonomik program kapsamındaki poli­tikaların etkisiyle üretimde giderek kronikleşen kan kay­bına karşılık tüketimin hızla artmaya devam etmesi sonu­cu iyice açılan üretim-tüke­tim makasında, sanayi üre­timinde aylar sonra kasımda yaşanan küçük çapta artış, daralma etkisi yapmadı.

Bir yıl önceki düzeyleri 100 ka­bul edilirse tüketim endek­si üretimle arayı yaklaşık 15 puan açtı.

Türkiye İstatistik Kuru­mu’nun (TÜİK) açıkladığı sanayi üretim endeksi ile pe­rakende satış hacim endeksi­ne ilişkin kasım ayı sonuçla­rı, üretimle tüketim arasın­daki dengenin bozukluğunu ortaya koyuyor.

TÜİK’in ge­çen hafta açıkladığı verilere göre marttan bu yana geri­leyen sanayi üretiminde ka­sım ayında kaydedilen yıllık bazda yüzde 1,5’lik artış, sa­nayi üretimi gerilerken gide­rek ivmelenen tüketim dola­yısıyla giderek açılmış olan üretim-tüketim makasının kapanması yönünde olumlu bir gelişmeyi ifade ediyordu.

Ancak TÜİK’in önceki gün açıkladığı Perakende Tica­ret Satış Hacmi Endeksinin “takvim etkisinden arındırıl­mış” serisine göre kasım iti­barıyla son bir yılda tüketim­de yüzde 16,4 oranında artış yaşandığı belirlendi. Söz ko­nusu endeks, Gelir İdaresi Başkanlığı’na KDV beyanna­mesi veren bütün girişimle­rin dahil olduğu ve peraken­de ticaret sektöründe farklı tür ve büyüklükteki girişim­lerin satışlarını her ay düzen­li olarak ölçüyor.

Üretim gerilerken tüketim hep arttı

Son bir yılda aylar itibarıy­la yıllık değişimler, bu döne­min büyük bölümünde sanayi üretiminin gerilediğini, buna karşılık perakende ticaret sa­tış hacminin genelde çift ha­neli arttığını ortaya koyuyor.

Kasım 2023 itibarıyla yıl­lık artışı yüzde 15,3 olan pe­rakende satışlar, Aralık 2023’te yüzde 14,2, geçen yı­lın ocak ayında yüzde 13,8, şubatta yüzde 25,8, martta yüzde 19,8 ve nisanda yüz­de 10,4’le çift haneli yıllık ar­tışlarını sürdürdü. Peraken­de satışlarda izleyen üç ay­da görece hız kesen artışlar, mayısta yüzde 6,5, haziran­da yüzde 9,1, temmuzda yüz­de 6 düzeyinde gerçekleşti. Sonraki dönemde ise bu se­yir yerini yeniden çift hane­li artışlara bıraktı. Yıllık baz­da ağustosta yüzde 13,9 artan perakende satışlar, eylülde yüzde 16,5, ekimde yüzde 15,5 ve kasımda yüzde 16,4’le ye­niden ivme kazandı.

Sanayi üretiminde ise 2023’ün kasım ayında yüz­de 2, aralık ayında yüzde 2,3 olan yıllık artış oranı geçen yıl ocakta yüzde 1,3’e düştü. 2023’ün şubat ayındaki bü­yük depremler dolayısıy­la yaşanan sert düşüşün baz etkisiyle 2024’ün aynı ayda yüzde 11,1 oranında arızi bir artış yaşanırken, yıllık ar­tış oranı martta yüzde 4,6’ya geriledi.

Sanayi üretimi, baz etkisinin tamamen ortadan kalktığı nisanda ise yüzde 0,7 ile düşüşe geçti. Mayısta yüz­de 0,1 artışla yerinde sayan sanayi üretimi, haziranda yüzde 5, temmuzda yüzde 3,9, ağustosta yüzde 5,2, eylülde yüzde 2,3 ve ekimde yüzde 3,1 olmak üzere beş aylık dö­nemde kesintisiz düşüş sey­ri izledi. Sanayi üretiminde kasımda yüzde 1,5’lik artışla gözlemlenen canlanma eği­limi izleyen dönemde devam ederse, üretim – tüketim ma­kasının daralmasını berabe­rinde getirecek.

Makas 14,9 puan açıldı

Takvim etkisinden arındı­rılmış perakende satış ve sa­nayi üretim hacim endeksle­rinin Kasım 2023 değeri 100 kabul edilirse, bu yılın kasım ayında perakende satışların hacmi 116,4’e yükseldi. Sana­yi üretim endeksinin, bir yıl önceki düzeyi 100 kabul edi­lirse ağustosta 92,7’ye kadar düşen, eylülde 98,6’ya, ekim­de 99,9’a yükselen değeri ise kasım sonunda ise 101,5’le ar­tışa geçti. Başka deyişle sana­yi üretimi zaten performan­sının düşük olduğu bir yıl ön­ceki düzeyi ancak yakalarken, perakende tüketim ise çok da­ha yüksek bir düzeye ulaştı.

Son bir yılda aylar itibarıy­la şubata kadar olan dönem­de iniş ve çıkış bazında genel­de paralel seyir izleyen üre­tim ve tüketim endeksleri bu yıl marttan sonraki dönem­de belirgin biçimde ayrıştı. İzleyen dönemde peraken­de satışlarda yukarı, sanayi üretiminde aşağı yönlü seyir güçlendi ve makas tüketim lehine giderek açıldı.

Başlangıçta 100 kabul edi­len değere göre perakende sa­tışlar ve sanayi üretimi en­deksleri arasında ağustosta 21,2 puana kadar çıkan fark, eylülde 18,3 puana, ekimde 14,4 puana gerilerken, kasım­da ise 14,9 puana yükseldi.

En hızlı tüketim artışı bilişim ve gıdada

Yurttaşların tüketiminin göstergesi olarak perakende ticarette satışlar son bir yılda en hızlı artışı yüzde 40,9’la bilgisayar, bilgisayar donanım ve yazılımı, kitap, iletişim aygıtları gibi ürünlerin yer aldığı harcama grubunda kaydetti. Gıda dışı maddelerin perakende satışlarının yüzde 21,9 arttığı son bir yılda, eczacılık ürünleri, tıbbi ve ortopedik ürünler, kozmetik ve kişisel bakım malzemeleri grubundaki yüzde 15,4, posta yoluyla veya internet üzerinden yapılan perakende satışlarda yüzde 14,1 arttı.

Toplam tüketimde en büyük ağırlığa sahip olan gıda, içecek ve tütün grubundaki satışların hacmi de yıllık bazda yüzde 11,1 artış kaydetti. Son bir yılda perakende satış hacmi ses ve görüntü cihazları, hırdavat, boya ve cam, elektrikli ev aletleri, mobilya grubunda da yüzde 9,8, tekstil, giyim ve ayakkabı grubunda yüzde 6,7 artarken, en düşük artış yüzde 0,1’le otomotiv yakıtında gerçekleşti.

Tüketim artışında psikolojik faktör

Parasal sıkılaştırmaya rağmen tüketimdeki artışta etkili olan faktörlerin başında “enflasyon ataleti” geliyor. Enflasyonda düşüş beklentisinin yeterince güçlenmemesi, ürünlerin daha da pahalanacağı beklentisi yurttaşların tüketim davranışına yansıyor.

Hanelerin kendi mali koşulları ve genel ekonomik durum hakkındaki geleceğe ilişkin karamsarlık, talebi öne çekiyor ve tüketim maddelerinde stoku da teşvik ediyor. Tüketimin son aylarda yeniden çit haneli artış seyri izlemesinde Merkez Bankası’ndan faiz indirimi beklentisinin artmasının da etkisi bulunuyor.

Ayrıca altı aylık dönemlerdeki maaş artışlarının da tüketim talebini öne çekmede rolü bulunuyor. Tüketicilerin net gelirindeki artışın tüketimi artırıcı etkisine “marjinal tüketim eğilimi” deniyor. Bilinen zam dönemleri fiyatların sürekli artacağı beklentisi ile birleşince tüketimin öne çekildiği gözleniyor. Sanayi üretimindeki düşüşte ise parasal sıkılaştırma kapsamında kredi faizlerinin aşırı yükselmesi, krediye ulaşımın zorlaşması, sanayi firmalarının çoğunluğunu oluşturan KOBİ’lerin, üretim, tedarik ve satış sorunları ile birlikte ciddi finansal sorunlar yaşaması etkili oldu.

Yüksek TL faizlerin cazibesinin, kaynakların üretimde kullanılmak yerine TL faiz getirili enstrümanlarda tutmayı teşvik etmesi ve ihracatçı sanayicilerin TL’de değerlenme nedeniyle dış pazarda rekabet güçlerinin zayıflaması ve pazar daralması da üretimden caydıran faktörler arasında. Başlayan faiz indirimleri sürecinde bu faktörlerin etkisinin azalması bekleniyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar