Üretim-tüketim makası kapanmıyor
Uygulanmakta olan parasal sıkılaştırma esaslı ekonomik program kapsamındaki politikaların etkisiyle üretimde giderek kronikleşen kan kaybına karşılık tüketimin hızla artmaya devam etmesi sonucu iyice açılan üretim-tüketim makasında, sanayi üretiminde aylar sonra kasımda yaşanan küçük çapta artış, daralma etkisi yapmadı.
Bir yıl önceki düzeyleri 100 kabul edilirse tüketim endeksi üretimle arayı yaklaşık 15 puan açtı.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı sanayi üretim endeksi ile perakende satış hacim endeksine ilişkin kasım ayı sonuçları, üretimle tüketim arasındaki dengenin bozukluğunu ortaya koyuyor.
TÜİK’in geçen hafta açıkladığı verilere göre marttan bu yana gerileyen sanayi üretiminde kasım ayında kaydedilen yıllık bazda yüzde 1,5’lik artış, sanayi üretimi gerilerken giderek ivmelenen tüketim dolayısıyla giderek açılmış olan üretim-tüketim makasının kapanması yönünde olumlu bir gelişmeyi ifade ediyordu.
Ancak TÜİK’in önceki gün açıkladığı Perakende Ticaret Satış Hacmi Endeksinin “takvim etkisinden arındırılmış” serisine göre kasım itibarıyla son bir yılda tüketimde yüzde 16,4 oranında artış yaşandığı belirlendi. Söz konusu endeks, Gelir İdaresi Başkanlığı’na KDV beyannamesi veren bütün girişimlerin dahil olduğu ve perakende ticaret sektöründe farklı tür ve büyüklükteki girişimlerin satışlarını her ay düzenli olarak ölçüyor.
Üretim gerilerken tüketim hep arttı
Son bir yılda aylar itibarıyla yıllık değişimler, bu dönemin büyük bölümünde sanayi üretiminin gerilediğini, buna karşılık perakende ticaret satış hacminin genelde çift haneli arttığını ortaya koyuyor.
Kasım 2023 itibarıyla yıllık artışı yüzde 15,3 olan perakende satışlar, Aralık 2023’te yüzde 14,2, geçen yılın ocak ayında yüzde 13,8, şubatta yüzde 25,8, martta yüzde 19,8 ve nisanda yüzde 10,4’le çift haneli yıllık artışlarını sürdürdü. Perakende satışlarda izleyen üç ayda görece hız kesen artışlar, mayısta yüzde 6,5, haziranda yüzde 9,1, temmuzda yüzde 6 düzeyinde gerçekleşti. Sonraki dönemde ise bu seyir yerini yeniden çift haneli artışlara bıraktı. Yıllık bazda ağustosta yüzde 13,9 artan perakende satışlar, eylülde yüzde 16,5, ekimde yüzde 15,5 ve kasımda yüzde 16,4’le yeniden ivme kazandı.
Sanayi üretiminde ise 2023’ün kasım ayında yüzde 2, aralık ayında yüzde 2,3 olan yıllık artış oranı geçen yıl ocakta yüzde 1,3’e düştü. 2023’ün şubat ayındaki büyük depremler dolayısıyla yaşanan sert düşüşün baz etkisiyle 2024’ün aynı ayda yüzde 11,1 oranında arızi bir artış yaşanırken, yıllık artış oranı martta yüzde 4,6’ya geriledi.
Sanayi üretimi, baz etkisinin tamamen ortadan kalktığı nisanda ise yüzde 0,7 ile düşüşe geçti. Mayısta yüzde 0,1 artışla yerinde sayan sanayi üretimi, haziranda yüzde 5, temmuzda yüzde 3,9, ağustosta yüzde 5,2, eylülde yüzde 2,3 ve ekimde yüzde 3,1 olmak üzere beş aylık dönemde kesintisiz düşüş seyri izledi. Sanayi üretiminde kasımda yüzde 1,5’lik artışla gözlemlenen canlanma eğilimi izleyen dönemde devam ederse, üretim – tüketim makasının daralmasını beraberinde getirecek.
Makas 14,9 puan açıldı
Takvim etkisinden arındırılmış perakende satış ve sanayi üretim hacim endekslerinin Kasım 2023 değeri 100 kabul edilirse, bu yılın kasım ayında perakende satışların hacmi 116,4’e yükseldi. Sanayi üretim endeksinin, bir yıl önceki düzeyi 100 kabul edilirse ağustosta 92,7’ye kadar düşen, eylülde 98,6’ya, ekimde 99,9’a yükselen değeri ise kasım sonunda ise 101,5’le artışa geçti. Başka deyişle sanayi üretimi zaten performansının düşük olduğu bir yıl önceki düzeyi ancak yakalarken, perakende tüketim ise çok daha yüksek bir düzeye ulaştı.
Son bir yılda aylar itibarıyla şubata kadar olan dönemde iniş ve çıkış bazında genelde paralel seyir izleyen üretim ve tüketim endeksleri bu yıl marttan sonraki dönemde belirgin biçimde ayrıştı. İzleyen dönemde perakende satışlarda yukarı, sanayi üretiminde aşağı yönlü seyir güçlendi ve makas tüketim lehine giderek açıldı.
Başlangıçta 100 kabul edilen değere göre perakende satışlar ve sanayi üretimi endeksleri arasında ağustosta 21,2 puana kadar çıkan fark, eylülde 18,3 puana, ekimde 14,4 puana gerilerken, kasımda ise 14,9 puana yükseldi.
En hızlı tüketim artışı bilişim ve gıdada
Yurttaşların tüketiminin göstergesi olarak perakende ticarette satışlar son bir yılda en hızlı artışı yüzde 40,9’la bilgisayar, bilgisayar donanım ve yazılımı, kitap, iletişim aygıtları gibi ürünlerin yer aldığı harcama grubunda kaydetti. Gıda dışı maddelerin perakende satışlarının yüzde 21,9 arttığı son bir yılda, eczacılık ürünleri, tıbbi ve ortopedik ürünler, kozmetik ve kişisel bakım malzemeleri grubundaki yüzde 15,4, posta yoluyla veya internet üzerinden yapılan perakende satışlarda yüzde 14,1 arttı.
Toplam tüketimde en büyük ağırlığa sahip olan gıda, içecek ve tütün grubundaki satışların hacmi de yıllık bazda yüzde 11,1 artış kaydetti. Son bir yılda perakende satış hacmi ses ve görüntü cihazları, hırdavat, boya ve cam, elektrikli ev aletleri, mobilya grubunda da yüzde 9,8, tekstil, giyim ve ayakkabı grubunda yüzde 6,7 artarken, en düşük artış yüzde 0,1’le otomotiv yakıtında gerçekleşti.
Tüketim artışında psikolojik faktör
Parasal sıkılaştırmaya rağmen tüketimdeki artışta etkili olan faktörlerin başında “enflasyon ataleti” geliyor. Enflasyonda düşüş beklentisinin yeterince güçlenmemesi, ürünlerin daha da pahalanacağı beklentisi yurttaşların tüketim davranışına yansıyor.
Hanelerin kendi mali koşulları ve genel ekonomik durum hakkındaki geleceğe ilişkin karamsarlık, talebi öne çekiyor ve tüketim maddelerinde stoku da teşvik ediyor. Tüketimin son aylarda yeniden çit haneli artış seyri izlemesinde Merkez Bankası’ndan faiz indirimi beklentisinin artmasının da etkisi bulunuyor.
Ayrıca altı aylık dönemlerdeki maaş artışlarının da tüketim talebini öne çekmede rolü bulunuyor. Tüketicilerin net gelirindeki artışın tüketimi artırıcı etkisine “marjinal tüketim eğilimi” deniyor. Bilinen zam dönemleri fiyatların sürekli artacağı beklentisi ile birleşince tüketimin öne çekildiği gözleniyor. Sanayi üretimindeki düşüşte ise parasal sıkılaştırma kapsamında kredi faizlerinin aşırı yükselmesi, krediye ulaşımın zorlaşması, sanayi firmalarının çoğunluğunu oluşturan KOBİ’lerin, üretim, tedarik ve satış sorunları ile birlikte ciddi finansal sorunlar yaşaması etkili oldu.
Yüksek TL faizlerin cazibesinin, kaynakların üretimde kullanılmak yerine TL faiz getirili enstrümanlarda tutmayı teşvik etmesi ve ihracatçı sanayicilerin TL’de değerlenme nedeniyle dış pazarda rekabet güçlerinin zayıflaması ve pazar daralması da üretimden caydıran faktörler arasında. Başlayan faiz indirimleri sürecinde bu faktörlerin etkisinin azalması bekleniyor.