Üretim en büyük güvence
Başarısız darbe girişiminin ekonomiyi kısa sürede etkilememesi imkansız.
Ekonomi dediğimizde finansal piyasaların ve reel ekonominin durumlarının farklı olduğunu dikkate almakta yarar var.
Piyasaların tepkisi kısa sürede oluyor. Finansal piyasalar tabii ki reel ekonomiyi de etkiliyor ama, reel ekonomide ana etken talep. İç talep ve ihracat talebine dayalı üretimin durumu.
Başarısız darbe girişiminden sonraki Pazartesi finansal piyasa beklenenden sakin açıldı.
Gün boyu dalgalanma beklenenden daha az oldu.
Dolar giriş çıkışındaki gelişmeler, borsadaki hareket, tahvil ve bono talebi yerli ve yabancı “piyasa oyuncuları”nın, başarısız darbe olaylarından nasıl etkilendiğini gösteriyor.
Dolar alıp satmasalar da borsa ile ilgileri olmasa da insanlar gün boyu dolar fiyatını ve borsadaki gelişmeleri izleyerek “pozisyon“ alıyorlar.
İnsanların “pozisyon almaları” demek, dolar alıp satma kararı vermeleri demektir. Bankaya para yatırma veya bankadan para çekme kararı vermeleridir. Harcamalarını kısmaları, ellerindekilerini, avuçlarındakini “güvence arayışında” bir köşede saklamaları demektir. Finansal piyasalarda yabancıların payının büyüklüğü nedeniyle, piyasadaki iniş çıkışlarda yabancıların davranışları etkili oluyor. Türkler yabancıların peşinden gidiyor.
İşte bunun için finansal piyasaları değerlendirirken “Ülkede olan bitenin dışarıdan nasıl değerlendirildiğini” izlemek gerekiyor. Gazi olaylarından bu yana yabancıların finansal piyasaya yaklaşımı “tedbirli-çekingen” olarak değerlendiriliyor.
Yabancıların tedbirli-çekingen olmaları ülkeye döviz girişini engelliyor. Döviz fiyatı artıyor. Yabancıların tahvilden, borsadan çıkmaları faizin yükselmesine, dövize talebin artmasına yol açıyor.
Ümit verici gelişme başarısız darbe girişimi sonunda iş çevrelerinin, Anadolu’daki iş adamlarının moral verici açıklamaları oldu. İş çevrelerinin moralinin yüksek olması, üretimin başarısız darbe girişiminden zararını azaltacaktır.