Üniversite tercih dönemi
Üniversite adayı gençlerimiz için meslek tercihlerini yapacakları önemli birkaç haftanın içerisindeyiz. Bu yıl YKS sınavına yaklaşık 3 milyon gencimiz girdi.
Bu gençler şu sıralar, önümüzdeki hayatlarının belki de kırk yıllık bir zaman dilimini meşgul edecek meslek seçim kararlarını vermek için üniversite kampüslerine ziyaretlerde bulunuyor. Bizler de öğretim üyeleri olarak, mesleklere ilişkin tecrübelerimizi ve yeni nesil yetkinliklere yönelik görüşlerimizi ziyarete gelen gençlerimiz ile paylaşıyoruz.
Sektörel ihtiyaçlar değişiyor
Küresel trendler her sektörde hızla değişiyor. Aslında pandeminin, bu değişim ve dönüşümü belki 10-15 yıl daha geriye çektiğinin de altını çizmek gerekir. Bu hızla değişen koşullar, işletmelerin istihdam politikalarına da yansıyarak hem mevcut insan gücünün eğitilmesi, hem de yeni istihdam planlaması açısından belirleyici olmaya başladı. Üniversiteler de bu sektörel değişime paralel olarak yürüttükleri müfredatları, bugüne göre değil, gelecek için hazırlamayı amaçladı.
Yeni nesil yetkinlikler neler?
Şüphesiz yapay zekâ hayatımıza tahminimizden çok daha hızlı girdi. Öyle ki hangi mesleklerin önümüzdeki kısa vadede sona ereceği konusu, bazı meslek mensuplarını endişelendirmekte. Kişisel görüşüm, kaybolacak meslek olmayacağı ancak meslek mensuplarının kendilerini yeni ihtiyaçlara adapte etmek zorunda olduğudur.
Mesela, bugün en önemli meselelerden birisi, veri bilimi olarak karşımıza çıkmakta. Faaliyet konusu ne olursa olsun, her işletme bünyesinde önemli bir veri havuzuna sahip. Bazı şirketler bunun fazlasıyla bilincindeyken, bazıları bu verinin işlenmesi ve karar almada kullanımı konusunda detaylı bir süreç yönetimine ihtiyaç duymakta. İşte bu potansiyel nedeniyle, hangi bölümden mezun olursa olsun, her üniversite mezununun öğrencilik hayatı boyunca öğrenmesi gereken en önemli başlıklardan birisi; veri analitiği.
Bir işletme tedarik, üretim, pazarlama, satış, müşteri deneyim yönetimi, finans ve daha pek çok faaliyetinde veri biriktirebildiğine göre, bu veri ile çalışmayı seven insan gücü her zaman kendine fark yaratacaktır. Herkes kodlama yapmak zorunda mı? Hayır! Ama veri analizi yapılacak programların öğrenilmesi şart!
Nörobilim uygulamalarının işletme yönetimindeki önemi artıyor
Farklı bir boyut da nörobilim. Bugün her kararı insan beyni verdiğine göre, basit bir ifadeyle beyin dalgaları incelenerek şirketlerin proaktif stratejiler üretmesi sağlanabilir. Bir reklamın tüketiciyi satın alma davranışına yönlendirip yönlendirmeyeceği, şirketlerin marka konumlandırması ya da finansal piyasalarda yatırımcı davranışının analizine kadar pek çok alanda nörobilim kullanılabilir.
Bu nedenle nörobilim uygulamalarının, işletme bölümlerinde anlatılan pazarlama, satış, tüketici davranışı, insan kaynakları, finans ve girişimcilik gibi derslerin müfredatlarına dahil edilmesi, mezunlar için fark yaratacak önemli bir yetkinlik olarak kabul görmekte.
Sosyal beceriler çok önemli
Günümüzde bilgi her yerde ve kolayca ulaşılabiliyor, öyle değil mi? Birşey öğrenmek için arama motorları hatta yapay zekâ kullanılabilir. Peki o zaman üniversite diplomasına gerek kalmadı mı? Bu soru son zamanlarda tartışmaya açık. Üniversite kampüsleri; sadece bilginin aktarıldığı bir mekandan ibaret değil, aynı zamanda bu bilgilerin projelere aktarıldığı, yaratıcılığın pekiştirildiği, bir fikrin oluşturulması, sunulması ve savunmasının öğretildiği, ve zaman yönetiminin hayatın ayrılmaz bir parçası olarak içselleştirildiği bir ortak kültür paylaşım ortamlardır. Üniversite bir kültür kazanımıdır.
Buradan hareketle belirtmek gerekir ki, iş hayatında hangi bölümü okursan oku sosyal becerilerin kuvvetli olmalı. Mesele sadece analitik meseleler değil çünkü. İşte üniversitede bunların tamamını öğreneceksin. Ama herşey bir kenara en önemlisi neyi seviyorsan orada kal. Bu karar senin kararın olsun! Tüm gençlerimizin hayallerinin peşinden gitmesi dileklerimle.