Üniversite – sanayi işbirliği için örnek bir model Kompozit Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezi
Sabancı Üniversitesi – Kordsa Kompozit Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezi’ndeyiz… Niye gittin, ne önemi var diye sorarsanız, şöyle yanıtlayayım; Yıllardır üniversite – sanayi işbirliğini konuşup, duruyoruz…
Yasal düzenlemelere karşın mesafe aldığımız ise pek söylenemez.
Üniversite ile sanayiyi bir araya getirmek kolay değil. En azından düşünüldüğü kadar kolay olmadığını ben yıllardır her iki cepheden de dinlediğim şikayetlerden biliyorum.
Bu merkez ise, yüksek katma değerli ürün adına ortaya koyduğu model bakımından üniversite – sanayi işbirliğinde bir ilk…
Belki aynı grubun iki kurumu olmalarının da yardımıyla Kordsa ve Sabancı Üniversitesi, Türkiye’ye örnek olma konusunda önemli bir adım attı.
★ ★ ★
Nasıl başardıklarını Sabancı Holding Sanayi Grup Başkanı Cenk Alper’e sorduk… “Üniversite sanayiyi, sanayi de üniversiteyi yönetemez” dedi Alper ve devam etti: “Bunu bildiğimiz için, çözümü iki grubu aynı yere koymakta bulduk. İki tarafı bir merkezde buluşturduk. Aynı çatı altındalar ama biri diğerinin üstünde değil. Bu merkezde üniversite ile sanayi ilk kez birlikte nefes alıyor.”
Sonra pası Sabancı Üniversitesi Tümleştirilmiş Üretim teknolojileri Araştırma ve Uygulama Merkezi Direktörü Prof. Dr. Mehmet Yıldız’a attı:
“Üniversite – sanayi işbirliği dünyada da uzun zamandır kafa yorulan bir alan” dedi Prof. Yıldız, “Farklı modeller oluşturulmaya çalışılıyor. Bu modellerin güçlü ve zayıf yönleri var. Biz de çözüm olabilecek modellerden birini gerçekleştiriyoruz.”
★ ★ ★
Prof. Mehmet Yıldız’ın uzmanlık alanları çeşitli; ileri kompozit malzemeler, nano- kompozitler, yapısal sağlık izleme ve hesaplamalı mekanik…
Devam etti sözlerine;
“Yapılabilirlik açısından bir ürün 1 ile 9 arasında değerlendirilebilir. Bir teorik boyuttur. Fikrin oluşmasıdır. İki-üç laboratuvar ve inceleme boyutlarıdır. Bu bölüm biraz hocanın dünyasında keyif alanıdır. Dört, ürünün ilgi çekmeye başladığı ve yapılabilirliğin ortaya çıktığı dönemdir. Beş, altı ve yedinci aşamalar prototipin oluştuğu ve çeşitli iyileştirilmelerin yapıldığı dönemdir. Sekiz ve dokuz ise ürünün ticarileştirildiği, satılabilir hale geldiği aşamadır. Üniversite genellikle bir ve üç arasında kalır, sanayi ise para kazanma güdüsüyle sekiz ve dokuz ile ilgilenir. Dört ile yedi aralığıyla ise kimse ilgilenmez.“
“İşte o aralık pek çok ürün açısından ölüm vadisidir” diye vurguladı Cenk Alper, “Biz bu aralıkta üniversiteyle sanayiyi uygun modele birleştiriyoruz. Çoğu ürün ilk aşamalarda takılıp kaldığı için ticarileşemez. Birçok üniversite prototipe ulaşacak kaynağı bulamıyor. Birçok şirket de gerekli teorik araştırma için bütçe ayıramıyor. Biz bu ikisini birleştirerek, sorunlarını çözecek modeli Türkiye’de bir ilk olarak gerçekleştiriyoruz.”
Prof. Yıldız uzmanlık alanı mekanikten yola çıkarak anlattı bu birleşmeyi: “Üniversite ve sanayi farklı dönen iki çark. İşlevleri de devir hızları da farklı… İkisi farklı çark doğrudan bir araya gelince işleyemiyor. Biri diğerini kırabiliyor. İki farklı çarkı uyumla çalıştıracak bir ara çark lazım. Böylece mekanizmayı çalışır hale getirebilirsiniz. Bu tip inovasyon merkezlerinin en önemli ihtiyacı kadroların sürdürülebilir şekilde bir arada olması. Ciddi bir şekilde profesyonel kadrolaşmaya gittik. Üniversiteden hocaların ve yayındaki personelin yanı sıra doktora öğrencilerimiz de buradaki süreçlerin içinde yer alıyor. Öğrencisiyle hocasının, mühendisinin, idarecinin aynı ortamı paylaştığı, hep birlikte yemek yediği, her an birbirinden esinlenebildiği bir ortamdan bahsediyorum. Bizim Mükemmeliyet Merkezi ile yaptığımız işte bu…”
★ ★ ★
Peki üniversite-sanayi işbirliğinde güzel bir örnek olmanın ötesinde neler hedefl eniyor bu merkezde?
Kordsa CEO’su Ali Çalışkan yanıtladı sorumuzu:
“Öncelikli olarak ticari havacılık, otomotiv, raylı sistemler ve spor malzemeleri... Şu anda üretimimizin yüzde 60-65’lik kısmı Boeing’e gidiyor. Özellikle uçakların yıldırım koruma kumaşı çok teknolojik bir malzeme. Bu alanda Boeing’in tek tedarikçisiyiz.”
Havacılık alanında söz sahibi olmak için Kordsa bu yıl Amerika’da 100 milyon dolarlık bir satın alma yaptı. Karbon fiber dokuma, seramik dokuma gibi yüksek teknolojili ürünler üreten iki tesis: Biri Philadelphia’da diğeri de Kaliforniya’da. Burada yer seçimi önemli. Çünkü Amerikan havacılık sektörüne baktığınız zaman iki kümelenme var. Biri Boeing’in oluşturduğu Seattle merkezli. Diğeri Kuzey Carolina merkezli… Kordsa’nın satın aldığı her iki tesis de bu kümelenmeler için besleyici… Boeing’in tedarik zincirine doğrudan giriş yapmayı sağlayan anahtar durumunda.
Çalışkan yeni yaptıkları satın almayla ilgili de bilgi verdi:
“Uçağın iç bölümleri için malzeme üreten bir şirketi satın aldık. Yaklaşık bir ay önce. Los Angeles’a yakın, küçük bir şirket. Ancak teknolojisi bizim için çok kritik. Bal peteği modeliyle üretim yapıyor. Bal peteği yapısı kompozit malzemelerle kaplanıyor. Bunlarla da sandviç paneller yapılıyor. Hem çok daha güçlü hem çok daha hafif…”
★ ★ ★
Çalışkan’ın verdiği bilgiye göre, kompozit havacılıkta yeni trend. Kompozit malzeme sayesinde neredeyse yarı yarıya hafifl iyor uçaklar. Boeing’in son uçağı Dreamliner’ın yüzde 50’si kompozit malzemeyle üretildi. Kordsa Global de bu uçağa kompozit malzeme sağlayan şirketlerden biri…
‘Yaşamı güçlendirme’ mottosuyla, dört kıtada 5 ayrı ülkede 11 operasyonu olan Kordsa Global’in cirosu 800 milyon doları buluyor. ABD’deki 100 milyon dolarlık şirket satın almaları dahil bu yıl 160 milyon dolarlık yatırım yaptı.
“Kordsa olarak elyafın, dokumanın ve kaplamanın ne olduğunu çok iyi biliyoruz” diyor Ali Çalışkan, “Know-how’ımız çok kuvvetli. Dünyaya güçlendirme teknolojileri ihraç ediyoruz. Bugüne kadar 720 patent başvurumuzun 185’i onaylandı. Kordsa olarak 179 buluşumuz var. Şimdi bu birikimi kompozit üretimine aktarıyoruz. Kompozit teknolojilerinde büyüme fırsatları çok yüksek. Biz de bu alanda ikinci bir başarı hikayesi yazmayı, ikinci bir Kordsa inşa etmeyi hedefliyoruz.”
★ ★ ★
Yeni ürünler, yeni teknolojisiz olmuyor. Merkezi gezerken binanın yapılışından robotik teknolojiye kadar pek çok yenilikle karşı karşıya kaldık. “Kompozit Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezi, Sabancı Holding’in ‘Yeni Neslin Sabancısı’ diye adlandırdığımız vizyonun da hayat bulduğu noktalardan bir tanesi” dedi Cenk Alper ve merkezin üç olmazsa olmazını şöyle sıraladı:
“Birincisi, Endüstri 4.0, ikincisi ortak çalışma kültürü, üçüncüsü açık inovasyon!”
Birinci ile ikinciyi az çok anladık da, ‘açık inovasyon’ ne demek? Cenk Alper detaylandırdı:
“Kordsa ve Sabancı Üniversitesi işbirliği ile hayata geçirilen bu merkez, sadece Sabancı Holding için ya da Sabancı Üniversitesi için düşünülmedi. Kompozit ile ilgili geliştirme ve üretim süreçlerine dahil olmak isteyen herkese açık. Tüm Türkiye için değer yaratmasını hedefl ediğimiz bir platform. Kimin ileri teknolojili malzemelere ihtiyacı varsa buraya gelsin ve bizimle işbirliği yapsın istiyoruz. Hem Sabancı Üniversitesi başka şirketlerle çalışacak. Hem de Kordsa farklı üniversitelerle… Marka da, üniversite de bağımsız... Tam anlamıyla bir inovasyon havuzu oluşturduk. Kompozit Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezi, Türkiye’nin açık inovasyon platformudur.”
Ne diyelim, fikir de tesis de heyecan verici. Doğrusu umutlandık. Şimdi devamını bekliyoruz…
40 MİLYON DOLAR YATIRIM: 16 Ağustos 2016’da Başbakan Binali Yıldırım’ın açılışını yaptığı Kurtköy’deki Teknopark İstanbul içerisinde yer alan Sabancı Üniversitesi -Kordsa Kompozit Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezi 15 bin metrekare kapalı alana ve 3 bin 500 metrekare laboratuvar alanına sahip. 13 profesör, 40 mühendis ve 50 doktora öğrencisi çalışıyor. Bugüne dek 40 milyon dolar civarında yatırım yapılan merkezde pek çok teknolojik cihaz yer alıyor. (soldan sağa) Kordsa CEO’su Ali Çalışkan, Sabancı Holding Sanayi Grup Başkanı Cenk Alper ve Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Yıldız, “cihazların çoğunun bu alanda Türkiye’deki ilk ya da tek kapasite” olduğunu vurguladı.