Üniversite programları deneme tahtası
Yıllarca emek ve para dökerek, binbir sıkıntıya katlanarak üniversite sınavına girdiniz ve kazandığınız puanla bir yere girdiniz. Bir yüksek öğrenim kurumunda eğitime devam etmekten mutlusunuz. Ama ertesi yıl sizin kazandığınız bölüme hiç öğrenci alınmayacağını öğrendiniz. Yani okuduğunuz bölüm, üniversiteniz ve Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) tarafından fiilen kapatılmış. Ne hissedersiniz, büyük bir infial ve öfk eden başka?
Üniversiteye giriş tercihleri için açıklanan kontenjanları geçen yıl ile karşılaştırdığınızda bu durumun can sıkacak kadar yaygın olduğunu görüyorsunuz.
Geçen yıl ek yerleştirmeler ve özel yetenek sınavıyla girilen programlar da dahil olmak üzere toplam 20 bin 892 yüksek öğrenim programına öğrenci kabul edildi. Bu yıl bu programların 2 bin 329’una yeni öğrenci alınmayacak. Yani geçen yılki programların yüzde 11’den fazlası bu yıl son buluyor. İptal edilen programların oranı, önlisansta yüzde 12’nin üzerine çıkıyor. İptal oranı vakıf üniversitelerinde yüzde 15.9, devlet üniversitelerinde yüzde 7.8, Kıbrıs üniversitelerinde ise yüzde 12.6 düzeyinde.
İptal edilen programlar, geçen yılki toplam kontenjanların yüzde 7.77’sine eşit. Bu oran, devlet üniversitelerinde yüzde 6.56, Kıbrıs üniversitelerinde yüzde 14.72, vakıf üniversitelerinde ise yüzde 13.85 düzeyinde.
Bu iptallerin bir bölümü, paralı üniversitelerin pazarlama taktiklerine bağlı olarak bur oranlarını değiştirmelerinden kaynaklanıyor. Bölümlerin adının değişmesi veya yüksek okuldan fakülteye dönüşüm nedeniyle iptal edilen programlar da var. Bu iptaller, mevcut öğrencilerin eğitim sürecine zarar vermeyecek değişiklikler.
Ancak bunların dışında kapısına tamamen kilit vurulan bölümler de hatırı sayılır derecede çok. Dikkatli bir karşılaştırma geçen yıl öğrenci alınan toplam 414 bölümün tamamen kapatıldığını ortaya koyuyor. Üstelik bu sayıya, mevcut öğrencilerin eğitimlerini sürdürebilecekleri paralel bir bölümün bulunduğu durumlar da dahil değil.
Toplam kontenjanı 21 bin 701 olan bu bölümlere geçen yıl 13 bin 844 öğrenci yerleştirildi. Şimdi bu öğrencilerin, eğitimlerini hangi koşullarda ve hangi kalitede sürdürecekleri büyük bir soru işareti. Bu durum YÖK ve üniversitelerin planlamalarını yeterli bilimsel öngörüden uzak yaptıklarının da bir işareti.