Üniversite hastaneleri neden zarar ediyor?

Serbest Kürsü
Serbest Kürsü

Ahmet ARSLAN - Denetçi, CPA, MBA

Bilindiği üzere, üniversite hastaneleri üniversitelerin tıp fakültelerinin uygulama, eğitim ve araştırma birimi olarak faaliyet gösteren teşhis ve tedavi işletmeleridir.

Söz konusu hastaneler son yıllarda tedarik ettikleri mal ve hizmetlerin bedellerini borç yükünden dolayı ödeyemeyecek duruma gelmiştir. Borç yükü ise üniversite hastanelerinin giderlerinin gelirlerini aşması yani sürekli şekilde zarar etmesinden kaynaklamaktadır.

Her ne kadar kamu hastanelerinin başlıca amacı kâr etmek olmasa da bu hastanelerin sürekli zarar etmesi borç batağına girmesine ve faaliyetlerini istenen düzeyde yerine getirmesine engel teşkil etmektedir. Üniversite hastanelerinin zarar etmesinde içsel ve dışsal faktörler olmak üzere birçok faktör bulunmaktadır.

Dışsal faktörler hastane yönetimlerinin değiştiremeyeceği faktörler olmakla birlikte içsel faktörler yönetimin değiştirebileceği faktörlerdir. Dışsal faktörlerin başında üniversite hastanelerinin sunduğu hizmetlerin neredeyse tek alıcısının Sosyal Güvenlik Kurumu’lu (SGK) hastalar ve dolayısıyla bu hizmetlerin bedellerinin tek ödeyicisinin SGK olmasıdır. SGK devlet hastanelerine olduğu gibi üniversite hastanelerine teşhis ve tedavi bedeli olarak ödeyeceği fiyat miktarlarını Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) ile düzenlemektedir. Söz konusu fiyatlar tek taraflı olarak SGK tarafından belirlenmektedir. Fiyatların tek taraflı olarak belirlenmesinin yanı sıra hastane tarafından hastalardan alınabilecek ilave ücret miktarında da SUT’da sınırlama bulunmaktadır.
Üniversitelerin teşhis ve tedaviye ilişkin malzeme ve ekipman fiyatları özellikle son yıllarda ciddi şekilde artmış olmakla birlikte SUT fiyatlarında önemli artışlar yapılmamıştır. Bu durum Sosyal Güvenlik Kurumu’nun giderlerindeki artışı kontrol altına alırken üniversite hastanelerinin gelirlerinin artmasına engel teşkil etmektedir. Son yıllarda üniversite hastanelerine yapılan müracaatların önemli bir kısmını üniversite hastanelerinin asıl fonksiyonu olan ileri düzey tedaviye ilişkin değil, SUT fiyatı nispeten düşük olan ve üniversite hastanesi personelini katma değeri yüksek tıbbi uygulamalar yapmaktan alıkoyan teşhise (muayene) ilişkin bulunmaktadır. Sevk zincirinin kaldırılmış olması bu durumun başlıca nedenlerinden biridir.

Her ne kadar 27.03.2018 tarihinde yayımlanan 7103 sayılı Kanun’la devlet tarafından üniversite hastanelerine bir defaya mahsus belli bir finansman sağlanmış olmakla birlikte söz konusu düzenleme sadece pansuman niteliğinde olup üniversite hastanelerinin kronik sorunlarını çözebilecek nitelikte değildir.

Üniversitelerin zarar etmesinde gelir tarafına ilişkin söz konusu sorunlar bir yana gider tarafında da önemli sorunlar bulunmaktadır. Söz konusu sorunlar üniversitelerin kontrol altına alabileceği faktörlerden kaynaklanmaktadır.

Bu sorunların başında hastane (döner sermaye) gelirlerinin elde edilmesinde fiilen katkıda bulunan hastane personeline yapılan ek ödemelerdir. 2547 sayılı Kanun’a göre ek ödemeler hastane (döner sermaye) gelirlerinin elde edilmesinde fiilen katkıda bulunan hastane personeline ödenmesi gerekirken uygulamada hangi personelin ne miktarda hastanenin teşhis ve tedavi işlemlerine katkıda bulunduğuna ilişkin kontrol ve kayıt mekanizmaları yeterince işlememekte ve fiilen katkıda bulunmayan personele de ek ödeme yapılmaktadır. Ayrıca hastane işleriyle pek bir ilgisi bulunmayan üniversite personeli ek ödemeden yararlandırılmak için hastanelerde görevlendirilmekte ve hastane faaliyetlerine fiilen katkıda bulunmadığı halde kendilerine ek ödeme yapılabilmektedir.

2547 sayılı Kanun’a göre özellikle hastanede görev yapan akademik personelin piyasaya bedel karşılığında sunduğu danışmanlık, özel tedavi, proje vb. faaliyetlere ilişkin gelirlerin hastane bütçesine mal edilmesi ve personelin kendisine hizmet bedelinden belli bir ödeme yapılarak kalan kısmın hastane bütçesine gelir kaydedilmesi gerekirken uygulamada söz konusu işlemlerin bazıları kayıtdışı yapılarak hastane bütçesine mal edilmemektedir.

Ek ödemelerin yanı sıra üniversitelerin tedarik ettiği tıbbi malzeme maliyetleri de önemli bir sorun teşkil etmektedir. Söz konusu maliyetler tıbbi malzemelerin piyasa fiyatlarındaki artıştan kaynaklandığı gibi hastane yönetiminin satınalma politikalarındaki yanlışlıklardan da kaynaklanmaktadır. Zira, hastane yönetimince tıbbi malzemeler yanlış ihtiyaç planlamasından dolayı gereğinden fazla miktarda alınarak israf edilebildiği gibi ihale yani rekabetçi yöntemler yerine doğrudan temin (4734 sayılı Kanun’un 22’nci maddesinin (f) bendi kapsamında) yani rekabetçi olmayan yöntemlerle ve rayiç piyasa fiyatlarının üzerindeki bedellerle tedarik edilmektedir.

Son olarak, üniversite hastanelerinin tıbbi akademisyen kökenli kişiler tarafından yönetilmesi de profesyonel yönetimin önünde önemli engel teşkil etmektedir.

Sonuç

Üniversite hastanelerinin zarar etmesinde başta SGK’nın SUT fiyatları olmak üzere bazı dışsal faktörler bulunmakla birlikte hastane yönetimlerinden kaynaklanan ve/veya hastane yönetimlerinin üstesinden gelebileceği birçok içsel faktör bulunmaktadır. Söz konusu faktörlerden kaynaklanan sorunların üstesinden gelinebilmesi için öncelikle kurumsal yönetim ve yasal düzenlemelere uyum sağlanması gerekmektedir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar