Un ithalatı yasağı kalkacak
Çiftçileri korumak için 15 Ekim’e kadar uzatılan buğday ithalat yasağı kaldırılacak mı? İhracatın yıldızı un sanayi, son yıllarda Ortadoğu’daki dampinglerle/ yüksek fiyat/ekonomik istikrarsızlıklarla ve komşulardaki çatışmaların olumsuz etkileriyle mücadele ediyor.
TUSAF Başkanı Haluk Tezcan Rusya için “buğday satılan yerlere un gidemez endişeye mahal yok dese de” Rusya ve Ukrayna, Türkiye’ye satamadığı buğdayı AB pazarında ve hatta eskiden Avustralya’nın elinde olan Asya pazarına satıyor.
Agresif Rusya aynı ülkelerdeki Türkiye un pazarına da göz dikmiş durumda. TMO’nun sanayiciye sübvansiyonlu buğday verebileceği konuşulurken un fabrikaları oldukça endişeli. Sorun sadece iç pazardaki buğdayın fiyatı değil, kalitesi. Geçmiş yıllarda ithal edilen yüksek proteinli buğdaylarla iç pazarlardan alınan buğdaylar paçal yapılıp standartlara uygun unlar yapılıyordu. Tahminim odur ki yasak kota konularak esnetilecek.
Tarımı coğulcu cehalete kurban ediyoruz
Tarım gıda ekosistemi her gün binlerce hurafe bilgiye maruz bırakılıyor, zihinlerimiz zehirleniyor. Türkiye gibi “bilim okur yazarlığında” ikmale kalmış ülkelerde bilgi kirliliğiyle spekülatif silahlar yaratıyoruz. Son günlerde TMO’nun açık yığın olarak da adlandırılan “toprakta depolama” tekniği “buğdayı toprağa gömdüler” şeklinde yansıtılarak hem kötü niyet hem de derin cehalet ortaya konuluyor. Zira biraz ziraat ilmi bilen herkes bunun bir yöntem olduğunu, olası firenin binde 5 gibi kabul edilebilir düzeyde planlandığını, ABD gibi pek çok gelişmiş ülkede hala kullanıldığını bilir.
Okyanus altı yaşam risk altında
Derin deniz yatağını endüstriyel madenciliğe açan ilk ülke olan Norveç’te, tüylü karides gibi pek çok türün yaşamı risk altında. “Tehlike Altındaki Yaşam Hazineleri” raporuna göre; madencilik nedeniyle yapılacak nakliye ve makine kullanımı nedeniyle yaşanacak gürültü ve ışık kirliliğinden ötürü, besin zincirinin tepesindeki balinaların iletişim kurma, beslenme ve yön bulma için gereken ses tanıma yetenekleri risk altında. Derin deniz mercanları ve süngerlerden oluşan “su altı ormanları” eşsiz bir okyanus altı akustiğiyle canlıların ahenk içinde yaşamasını sağlıyor. Tek bir türün yaşam dinamiği değiştiğinde suyun altındaki tüm canlıların canlılık evreni zarar görüyor, okyanus habitatı bozuluyor.
Lahey’de fosil yakıt şirketlerinin reklamları yasaklandı
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in, “Dezenformasyonu Beslemeyi Durdurma Çağrısına” karşılık Lahey, fosil yakıt şirketlerinin reklamlarını yasaklayan çığır açıcı bir yasayı kabul etti. 1 Ocak 2025 yılında yürürlüğe girecek yasak, fosil yakıt ürünleri/yolcu gemileri ve hava yolculuğu gibi yüksek karbonlu hizmetler için geçerli. Guterres Çevre Günü konuşmasında “fosil yakıt endüstrisi için utanmadan yeşil aklama yapıyorlar” demişti.
Climate Action Against tarafından yapılan bir araştırmaya göre, fosil şirketleri COP28 öncesi milyarlarca dolarlık reklamla süreci manipüle etti. COP’lar fosil yakıt şirketlerinin “kara imajlarının aklandığı platforma dönüştü. Kick Big Polluters’e göre fosil şirketlerden 2456 kişi COP28’e gitti, lobi yaptı. Dünyanın en büyük petrol şirketlerinden Suudi Aramco 2026 Erkekler, 2027 Kadınlar Dünya Kupası’na sponsor olarak sözde sürdürülebilirlik ve iklim dostu algısı yaratıyor. COP29’un başında eski bir petrolcü var, bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.
Kıyamet anı kaçılacak ülkeler
Yaz boyu dünyanın zenginlerinin kıyamet sığınaklarını tartıştık. Soylu zenginler yerin yedi kat altında şaşalı hayatlarını sürerken insanlık kendini nasıl muhafaza edecek. Anglia Rustin Üniversitesi’nden bilim insanlarına göre, iklim değişikliği kaynaklı kıyametten en iyi korunan ülkeler, “Yeni Zelanda, Avustralya ve İrlanda.” Ortak özellikleri; nüfusun azlığı, tarım arazilerinin büyüklüğü, denizlere doğrudan erişim, yenilenebilir enerji potansiyelleri. Memleketin her köşesi cennet diyenlere kötü haber Türkiye liste dışı. Notre Dame Küresel Uyum Girişimi’ne göre, kıyamet anında kaçılacak en iyi yerler İskandinav ülkeleri.