Umutlar dördüncü çeyreğe kaldı
UZMAN GÖRÜŞÜ / Hakan N. Balsızan / A Yatırım Önümüzdeki aylarda yaşayacağımız siyasi belirsizlik yüzünden yurtdışı piyasalarda yaşanabilecek olumlu hareketleri de kaçırabiliriz. Küresel piyasalarda mart ayının ortalarına kadar süren hızlı düşüşler sonrasında gelen tepki hareketi sona erdi. Halen yatay ve belirsizliklerle dolu bir süreç içinde bulunuyoruz. Dünya ekonomilerinde karar alıcıların işi oldukça zorlaşıyor. Artan gıda ve enerji fiyatları sebebiyle merkez bankaları enflasyon baskısı altında kalmış durumda. Küresel ekonomiyi yönlendiren ABD'de FED tarafından yapılan son açıklamalarda faizlerin çok uzun süre aşağıda tutulmayacağı vurgulanıyor. Euro bölgesinde de mayıs ayına ait enflasyon verileri son 16 yılın en yüksek seviyelerine ulaşmış durumda. Ancak henüz kredi piyasalarında faiz artırımına olanak tanıyacak kadar rahat bir ortam olmadığını söyleyebiliriz. Muhtemelen 25 Haziran'daki FED toplantısında dahi faiz oranlarının aynı kalması yönünde bir karar alınabilir. Diğer yandan ülkemiz için işler biraz daha karışık. Gelişmekte olan birçok ülke gibi Türkiye de büyümesinden feragat ederek faiz artırım sürecine devam ediyor. Üstelik son gelen istihdam ve işsizlik rakamları oldukça kötü sinyaller verirken. Ama cari açığımız açısından sıcak portföy yatırımlarına karşı bağımlı olmamız bize fazla hareket alanı bırakmıyor. Üstüne yaşadığımız siyasi sorunlar da eklenince yabancı yatırımcıların potföy listelerinde Türkiye'nin ağırlığı sık sık azaltılıyor. İMKB'nin yükselişlerinde lokomotif olan mali endeks senetlerinin ve özellikle bankaların yılın üçüncü çeyreği için umutlu olmadıklarını da not etmek gerekli. İyi ihtimalle yaz ayları içinde sonuçlanmasını beklediğimiz AKP'nin kapatılma davası sonrasında erken seçim bekleyenlerin sayısı da oldukça fazla. Önümüzdeki aylarda yaşayacağımız siyasi belirsizlik yüzünden yurtdışı piyasalarda yaşanabilecek olumlu hareketleri de kaçırabiliriz. Sonuç olarak bu şartlar altında fazla risk almaktan kaçınmak yerinde olacaktır.