Umut Çin’de

Orhan AKIŞIK
Orhan AKIŞIK KÜRESEL PERSPEKTİF [email protected]

Uzun yıllardan beri yüksek büyüme hızlarıyla kalkınmalarını sürdüren yükselen piyasa ekonomileri yavaşlıyor. Ekonomistlere göre, yavaşlamanın nedeni konjonktürel olmaktan ziyade yapısal. Son resesyona kadar bu grupta yer alan ülkelerin dünya ortalamasının üzerinde büyümelerini sağlayan ekonomik modelin artık eskisi gibi çalışmadığı iddia edilmekte. Dikkatler, Çin ekonomisindeki gerileme üzerinde. İhracat ve yatırımlara dayalı büyüme modeliyle son otuz yılda olağanüstü büyüme hızları gerçekleştiren Çin’de bu yıl beklenen büyüme oranı yüzde 7.7. Rakam son yirmi yılın en düşük büyüme oranı. Ülkenin yakın bir gelecekte yeniden çift haneli rakamlarla büyümesi zor. Çin’in ihracatının azalmasında dünya ekonomisindeki yavaşlamanın olduğu kadar, ülkenin rekabet gücündeki azalmanın da etkisi var. Artan işgücü maliyetleri dışında, dolar ve euroya karşı değer kazanan yuandan dolayı azalan rekabet gücü ihracatı zorluyor. Çin’in ihracatında önemli bir paya sahip olan ABD firmalarının bazılarının üretimlerini ABD’ye kaydırmaları, işsizliği azaltmayı hedefleyen Obama’nın yurtdışında, özellikle de Çin’de faaliyette bulunan Amerikan firmalarına yaptığı çağrının işe yaradığını düşündürüyor.

***
İhracat ve yatırımlardaki azalmadan doğacak boşluğun kapatılabilmesi için tüketim harcamalarının artması şart. Resmi rakamlara göre 2012’de gayrisafi yurtiçi hasılanın (GSYİH) yüzde 35.7’sini oluşturan özel tüketim harcamaları, ülkeler arasındaki fiyat farklılıklarını dikkate alan satın alma gücü paritesine göre hesaplandığında yüzde 40’ı aşıyor. Fakat tüketim yine de yetersiz. Yetersiz tüketim, cari işlemler ve dış ticaret fazlalarının da en önemli nedenlerinden biri. Yüksek tasarruflar ve kredi kartı kullanımının yaygın olmaması dışında, ücretlerdeki  düşüklüğün de yetersiz tüketimde payı büyük. Kentli nüfusun tüketim harcamaları kırsal kesimlerde yaşayanlarınkinin yaklaşık üç katı. Çin için öngörülen dengeli büyüme modelinin başarıya ulaşması, orta sınıfın gelirlerinin artmasına bağlı. Geçen on yıllık dönemde ortalama yüzde 14 oranında artan ücretlerde bu yılki artış yüzde 10.7. Ücretlerdeki gerileme dışında şirket karlarındaki düşüş de dünya ekonomisindeki daralmaya bağlı olarak devam ediyor. İmalat sanayi sektöründe faaliyette bulunan firmaların ortalama kar marjı 2010’da yüzde 7.6 iken, 2013’de bu oran yüzde 5.4’e gerilemiş. Geçenlerde, şirketlerin kar marjlarının azaltılması ve yatırımların teşvik edilmesine ilişkin olarak alınan kararlarla, kullanılabilir gelir dışında, büyüme hızının da arttırılması amaçlanıyor.

***
Dünya Bankası istatistiklerine göre, Arjantin, Brezilya, Çin, Hindistan, Meksika ve Türkiye’nin aralarında yer aldığı önde gelen yükselen piyasa ekonomileri arasında hanehalkı tüketim harcamalarının GSYİH içindeki oranının en düşük olduğu ülke Çin. 2007-2012 arası dönemde tüketim harcamalarının GSYİH içindeki oranı Çin’de yaklaşık yüzde 35 iken, bu oran Arjantin ve Brezilya’da yüzde 60, Meksika’da yüzde 65, Hindistan’da yüzde 56, Türkiye’de ise yüzde 72 olarak gerçekleşmiş. Nihai tüketim harcamalarının oranı dikkate alınarak yapılan karşılaştırmadan da benzer sonuçlar ortaya çıkıyor. Bu tablo, ABD’nin dış açıkların artmasına ve borçlanmaya dayalı büyüme modeli gibi, Çin’in ihracat ve yatırım artışına dayalı modelinin de uzun vadede sürdürülmesinin olanaksız olduğunu göstermesi açısından önemli. Dünyanın, küresel dengesizliğin giderilmesi yolunda çabalarını arttırması ve devlet kapitalizminden vazgeçmesi yönünde Çin yönetimi üzerindeki baskıları artıyor. Bu bağlamda, Dünya Bankası’nın Çin yönetimine önerdiği reform paketinde finans sektörü dışında tarım arazilerinin de özelleştirilmesi var. Tarım arazilerinin özelleştirilmesiyle gelecek on yıl içinde yaklaşık 400 milyon insanın kentlere göçü amaçlanıyor. Geçmişte ekonomik modelinden vazgeçmesi yönündeki baskılara karşı koyan Çin şimdi değişim için istekli. Dengeli büyüme modeli sadece küresel dengesizliğin azaltılması için değil, ülkenin sosyal dokusunun korunması için de zorunlu.

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Vekalet savaşları 08 Ekim 2016
Clinton farkı 01 Ekim 2016
Sorun küreselleşmede mi? 27 Ağustos 2016