Umudu yanlış yerde aramayın!..

Uğur CİVELEK
Uğur CİVELEK ARKA PLAN [email protected]

Geride bıraktığımız sene pek çok bakımdan geleceğe bakış açısının farklılaştığı bir dönem oldu. Gerek dış, gerekse iç koşulların hızlanan bir şekilde değişmesi ve bu konudaki algılamanın seri bir şekilde yaygınlaşması bu sonucun ortaya çıkmasını tetikledi. Her yeni yılın sıfırdan yeni bir başlangıç olmadığı, ağırlaşan sorunları görmezden gelerek hayale kapılmanın büyük bir yanlış olduğu, bu tür yanlışlardan arınmak için fazla zamanımız olmadığı gibi gerçekler her kapıyı çalmaya başladı. Ciddi sıkıntılar yaşatacak olsa bile bu tür gelişmelerin olumsuz gelişme sayılamayacağını hazmetmemiz gerekiyor.

Etkili ve yetkili kesimlerin önemli bir kısmı 2013’ün ilk yarısının oldukça iyi, ikinci yarısının da tam aksine olumsuz bir dönem olduğunu düşünüyor. Şahsen girişte belirttiğim tespitler nedeniyle tam aksinin daha doğru olduğunu düşünüyorum. Keşke günü kurtarmak adına sorunların ağırlaşmasına göz yumma gafletine hiç düşmese ve bu yanlışta çok uzun süre ısrar etme yanlışına hiç düşmese idik. Ama oldu, sürdürülebilir olmadığı bilinen eğilimlere rağmen aşırılıklar zorlandı, bundan sonra yaşanacak krizlerin altyapısı hazırlanmış oldu... Cari açığı süratle aşağı çekme zorunluluğu kapıyı çaldı; değişen koşullar zamana yaygın çözüme izin vermeyecek gibi görünüyor.

Küresel kredi krizinden bu yana tam beş yıl geçti. Finanse edebildiğimiz sürece cari açık sorun yaratmaz söyleminden vazgeçildi, fakat acil çözüm için gerekli ve yeterli çaba sergilenmedi. Bu konunun kısa vadede çözülebilecek bir sorun olmadığında uzlaşıldı, bir şeyler yapılıyormuş izlenimi yaratıldı; nispeten olumlu koşullar sunan çok kıymetli bir dönem bozuk para gibi harcanmış oldu.

Dış finansman imkânları cari açığı süratle aşağı çekmemizi söylüyor, gereği yapılmaz ise ciddi bir krizle bu sorun hiç istenmeyen bir şekilde çözülecek. Siyasi irade seçimleri, iş dünyası ise taşıdığı aşırı riskleri öne sürerek kendi kendini aldatıyor; gerçekçi olamıyorlar. Döviz kurundaki dalgalanmalar onların kafasına vura vura gerçekçi olmayı zorluyor. Ama olmuyor, Türk Lirası’nın değer kaybından çok rahatsız oluyorlar fakat sorunun kökenine inme basiretini gösteremiyorlar. Biz mevcut koşullara uyabilecek durumda değiliz, koşullar bize uysun yanlışında ısrar ediyorlar.

Türkiye’nin cari açığı hızla küçülmek zorunda ve biz istesek de, istemesek de bu gerçekleşecek. 2014 yılında yaşanacaklar bu konudaki gelişmelere gör şekillenecek ve oldukça sancılı olacak; beraberinde sosyal ve siyasi istikrarsızlaşma eğilimi güçlenebilecek... Ekonomimiz hatırı sayılır ölçüde daralmadan cari açığın hızla küçülme şansı ne yazık ki mevcut değil.

Olumsuz bir şey yaşanmaması ve koşulların kendilerine uymasını umanlar büyük hayal kırıklıkları yaşayabilir. Şahsen toplumun bir bütün olarak gerçekçi olması ve kalıcı çözümlere odaklanmasını temenni ediyorum, zira kayıpları asgaride tutabilmenin başka bir yolu bulunmuyor. Son haftalarda yaşananlar ise bu umudun bir başka döneme kalmak zorunda olacağını söylüyor...

 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar