Uluslararası taşımacılıkta KDV uygulamaları

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ [email protected]

Değerli DÜNYA okurları, taşımacılık ve lojistik sektöründe sular durulmak bilmiyor. Ortadoğu'da yaşanan hareketliliğin sektöre getirdiği operasyonel yük bir tarafa mevzuattaki belirsizlikler de gündemlerini önemli ölçüde meşgul etmeye devam etmektedir.

Yabancı ulaştırma kurumlarının Türkiye'den elde ettikleri hâsılat üzerinden ödemeleri gereken Kurumlar Vergisi ve tevkifatı, genel geçer adıyla "Navlun Vergisi" , sorumluluğunun kimde olduğuna ilişkin tartışmaların yanı sıra, limanlardaki hizmetlere ilişkin KDV (Katma Değer Vergisi) uygulamalarındaki farklılıklar ile gün ve gün liman işletmecileri tarafından uygulamalarda değişikliğe gidilmesi sektörü meşgul eden sorunlar olarak karşımız çıkmaktadır.

Limanların KDV uygulamalarındaki değişikliklerin etkileri

Limanların hizmet kalemleri üzerindeki KDV uygulamalarında değişikliğe gitmesi, taşıyıcı ve organizatör şirketlerin, nakit akışları ve maliyetleri üzerinde yarattığı etkinin, taşıtana yansıtılmak istenmesi, taşıyıcı şirket ile taşıtanı karşı karşıya getirmekte, uygulama değişikliğinin ve limanlar arasındaki uygulama farklılıkların taşıtana anlatılması gibi zorluklar ile karşılaşılmaktadır. Diğer taraftan, liman işletmelerinin yaptığı değişikliklere paralel sistemlerde değişikliklerin yapılması ilave bir maliyet ve iş yükü getirmektedir.

Muhtemelen bu paragrafı okuyan ve vergi uygulamalarına hâkim okuyucular, KDV'nin maliyet haline gelmesi hususuna anlam veremeyecekler, taşıyıcıların yüklendikleri KDV'yi iade alabileceğini düşüneceklerdir.

Diğer taraftan, piyasa uygulayıcıları, taşıyıcı şirket olarak oluşan masraflara ayrı bir kalem olarak faturalarında yer verdikleri ve her bir kalemi alt şirketin KDV uygulaması ile paralel bir şekilde KDV'ye konu ettikleri için KDV'nin maliyet olarak üzerinde kalması ifadesine daha bir anlamlı yaklaşabilmektedirler. Çünkü, taşıma ücretinin belirlenmesi esnasında fiyatlarını KDV dahil olarak belirleyebilmektedirler. Hal böyle olunca hesaplanan KDV tutarları fatura üzerinde gösterilirken hazineye intikal etmekte, alınan taşıma ücretinde ise bir değişiklik olmamakta ilave hesaplanan KDV kadar elde edilen hâsılatta azalma meydana gelmektedir.

Hizmetlerin faturalanması

Bu uygulamanın temelleri yabancı ulaştırma kurumlarının Türkiye'de sınırlı olarak faaliyette bulundukları dönemlerden gelmektedir. Söz konusu uygulamada, yabancı ulaştırma kurumu sadece taşımacılık işini yapmakta, boşaltma dahil tüm diğer hizmetlere dahil olmayan/olamayan taşıyıcı, diğer hizmetlerin Türkiye'de bulunan daimi temsilci tarafından yerine getirilmesine izin verirken, taşıma sonrası hizmetlerden hiçbir şekilde pay almamaktadır. Bir diğer ifade ile uluslar arası taşımacılık hizmeti geminin limana gelmesi ile son bulmakta ve navlun bedeli de bu tutar ile sınırlı kalmaktadır.

Ancak zaman içerisinde uygulamalar değişmiş olup, sermayesi ve bilgi birikimi artan yabancı ulaştırma kurumları limanlarda verilen bu hizmetleri de bünyesine katma yoluna giderek, taşıma şekillerini değiştirmişler, taşıma sorumluklarına limanda verilen hizmetlerin yanı sıra yurtiçi kara taşımalarını bile dahil ederek kapıdan-kapıya teslim şeklini benimsemişlerdir.

Fakat yabancı ulaştırma kurumları, iş yapış şekilleri ve taşıma sorumlulukları değişmiş olmasına karşın fatura düzenleme ve KDV uygulamalarına aynı hızda ve şekilde yön verememişler, Türkiye'de verilen hizmetleri daimi temsilcilerin ve kiracıların kazandırdığı alışkanlıklar ile ayrı kalemler halinde faturalamaya devam etmişlerdir.

Bu aşamada süregelmiş faturalandırma alışkanlıklarının sorgulanmasında fayda olduğu kanaatindeyiz. Görüşümüze göre, yabancı ulaştırma kurumunun sorumluluğunun bittiği noktaya kadar sağlamış olduğu taşımacılık hizmetinin uluslar arası taşımacılık işi olduğunu ve alınan hizmetlerin uluslar arası taşımacılık işinin gerçekleştirilmesi amacıyla yüklenilen maliyetler olduğunu düşünmekteyiz.

KDV hesaplanmadan fatura düzenlenebilir mi?

Bilindiği üzere KDV Kanunu'nun 14'üncü maddesi çerçevesinde transit ve Türkiye ile yabancı ülkeler arasında deniz, hava, kara ve demiryolu ile yapılan yük ve yolcu taşıma işleri vergiden müstesnadır. Dolayısıyla, yabancı bir ülkede başlayıp Türkiye'den geçerek yabancı bir ülkede sona eren veya yabancı bir ülkede başlayıp Türkiye'de sona eren veya Türkiye'de başlayıp yabancı bir ülkede sona eren taşıma işleri bu kapsamdadır.

Şöyle ki; taşıma sözleşmesi çerçevesinde, taşıma işi limanda ya da ithalatçının kapısında son bulabilmektedir. Örneğin, ithal yükü taşıyan bir taşımacının, yurtdışında başlayıp deniz yoluyla Türkiye'deki limanlara, buradan da karayoluyla Kayseri'de bulunan antrepoya kadar yaptığı taşımacılık işlemi, istisna kapsamına girmektedir. Bu bağlamda taşımacının müşteriye keseceği faturada katma değer vergisi hesaplanması söz konusu olmayacaktır.

Yüklenilen KDV iade alınabilir  mi?

Böyle bir durumda, gerek liman işletmeleri, gerekse yurtiçi taşımayı gerçekleştiren kurum ve benzeri maliyetler sebebiyle yüklenilen ancak indirilemeyen KDV'nin iadeye konu edilmesi gerektiğini düşünmekteyiz.

Genel hatları ile özetlediğimiz anlayışımız çerçevesinde, belirtmek isteriz ki, yabancı ulaştırma kurumunun uluslar arası taşımacılık işini ifa etmek amacıyla aldığı ve bu kuruma ya da daimi temsilcisine faturalanan yurtiçi taşıma, ISPS, konteynır içi dolum / boşaltım, konteynır sağlamlaştırma, soğutmalı konteynır izleme, yakıt ikmali, tartı, gümrük muayenesi, montaj / demontaj, ambalajlama, kamyon içi yükleme / boşaltma, kamyon fuzuli işgal, liman giriş, deniz aracı kiralama gibi hizmet maliyetleri sebebiyle yüklenilen KDV'nin indirilememesi durumunda iade alınması mümkündür.

Belirtmek isteriz ki, bu yazımızda söz konusu hizmetlere KDV uygulanmasına ilişkin görüşlerimiz yer almamakta olup, konuyu önümüzdeki yazılarımızda ayrıca değerlendirmek istemekteyiz.

Bir diğer husus ise hâsılat defteri tutan kurumların yanı sıra arızi olarak bu işi yapan kurumların söz konusu yüklenilen KDV tutarını ne şekilde iadeye konu edebileceği bilinmezidir.

Sektör bu ve benzeri birçok konu ile boğuşurken uygulama birlikteliğinin sağlanması için meslek birliklerinin aktif rol alması gerektiği inancındayız.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017