Ülker, Lady Godiva’ya alkolü bıraktırdı!
2007’de Godiva’yı satın aldığında Yıldız Holding’in bir anda küresel gıda piyasasında yıldızı parlamıştı. Yıldız Holding’in patronu Ülker Ailesi, o dönemde büyük bir cesaret örneği gösterip neredeyse asırlık bir tarihe ulaşan Godiva’ya 850 milyon dolar ödemişti. Türk yatırımcılarını küresel arenaya açılmada cesaretlendiren bu adımın üzerinden 10 yıl geçti. Önemli bir karar aldı.
Hatırlanacağı gibi Yıldız Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker, likörlü çikotala da üreten Godvia’yı almadan önce bir hocaya danıştığını, "Godiva böyle çalışabilir" cevabı aldığını söylemişti. “Seyrek de olsa likörlü çikolata üretimine devam ettiklerini ve Türkiye dışında bazı ülkeler için yaptıklarını anlatan Ülker, “Müslümanlığın bana müsade ettiği şeyleri yapıyorum” demişti.
Belçika çikolatasının simge markası
1926 yılında kurulan Godiva’da artık bir dönem işte bu sözlerin ardından kapanıyor. Godiva, alkollü çikolatalarını üretmeme kararı aldı.
Bilindiği üzere çikolata üretiminde Belçika oldukça önemli bir ülke. Hatta çikolata konusunda ülkenin sembolü. Adına Hollywood’un filmler yaptığı Lady Godiva’dan esinlenilen marka nisan ayından itibaren alkollü çikolata üretimini sessiz sedasız durdurdu.
Bu karar Belçika’da büyük yankı uyandırdı. Belçika’da yayın yapan La Liberte Gazetesi’nde yer alan haberde marka için “Helal Godiva” ifadesi kullanılırken, bazı yayınlarda ise “Müslümanları memnun etmek için yapıldı” diye yer aldı. Ülker’in 91 yıllık Godiva’daki alkol hamlesinin ana sebebi neydi?
Ulaştığım bilgilere göre Yıldız Holding, alkol içeren Godiva ürünlerine ilginin düştüğünü, bu nedenle üretimi durdurduklarını belirtiyor. Bir de Godiva’nın son yıllarda büyüme gösterdiği bölgeler var. Japonya, Çin, Güney Kore gibi Asya ülkelerinin yanı sıra Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan gibi ülkeler de bu büyümede önemli role sahip.
Ülker Ailesi’nin ticari sebeplerden dolayı attığı bu adım, Körfez pazarında büyümesine olumlu etki gösterebilir...
Azure, Katar’dan fon getirecek
Küresel şirketler için en zor coğrafyalar istikrarın olmadığı bölgelerdir. Bunlar arasında en büyük sorun ise iç savaştaki ülkelerde yaşanır. Irak ve Suriye bunlardan biri. Batılı şirketler, girmekte zorlandığı bu pazarlara ise Türk firmalar aracılığıyla ulaşıyor. Azure Grup bunlardan biri.
Azure Grup Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Gül, bu coğrafyada iş yapan dünyanın önde gelen inşaat, lojistik ve kargo devlerinin, Türk firmaları sayesinde varlıklarını sürdürdüklerini ifade ediyor.
Irak, İran ve Suriye’de çalışıyor
41 yıldır Ortadoğu ülkelerinde lojistik ve kargo sektöründe ilklere imza attıklarını ve bugün savaşa rağmen hala faaliyetlerini sürdürdüklerini söyleyen Gül, “Irak Bağdat’ta ilk kuruluşumuzu 1982 yılında yaparak faaliyetlere başladık. Irak’ta Irak Expres Cargo, İran’da da İran Expres Cargo adıyla yüzde 100 Türk sermayesiyle ilk Türk kargo firmalarını Azure Grup olarak biz kurduk. Irak’a motorkurye sistemini biz götürdük. Irak ve İran'daki insanların Türkiye'deki online alışveriş sitelerinden almış oldukları ürünleri kapı teslimatı ve tahsilatlı gönderi yaparak bu ülkelerde yine bir ilki gerçekleştirdik.
Suriye’de de 1979 yılından bugüne faaliyetteyiz. O yüzden savaş ve teröre rağmen oradaki aşiretler ve devletlerle olan iyi ilişkilerimiz faaliyetlerimize de yansıyor. Ortadoğu’da giremediğimiz ve teslimat yapamadığımız bölge yok” diyor. Körfez ve Arap ülkeleri ile son dönemde yaşanan siyasi olayların ekonomiye yansımasını da değerlendiren Gül, Azure Grup olarak Katar'ın en büyük 5 ailesinden bir tanesi ile birlikte Katar Doha Merkezli AzureMana adı altında yeni bir şirket ve yatırım fonu kurduklarını söylüyor. Bu fon, Türkiye–Katar arasında çok yoğun bir ticari birliğine imza atacak.