Ülkemizin “mera sorunları” hakkında ne biliyoruz?
Peter F. Drucker, iş yönetimi konusunda son yarım yüzyılı en çok etkilemiş bilim insanıdır. Drucker, değişik zamanlarda yaptığı analizlerinde, “varsayımlarını sorgulamayan” iş yeri yönetimlerinin krizlerle yüzleştiğini anlatır. Bir iş yeri yönetiminin başarılı ya da başarısız olmasının ardında “varsayımların iş çevresiyle uyumlu olması ya da olmaması vardır” der.
Ülkemizde, gıda maddeleri ve fiyatlarındaki artış tartışmaları alevlendirmekte, yazılı ve görsel medyadanın bir süre yoğun ilgi gösterdiği sorunlar bir süre sonra unutulmakta, çözümün uzun soluklu bir süreç olduğu, konunun sürekli canlı tutulması gerektiği anımsanmamaktadır.
Kendimizi tarım ve gıda uzmanı olarak tanımlamamız mümkün değildir. Tarımsal üretim ve gıda maddeleri arz zincirindeki oluşumları uzun zamandır gözlemleyen bir yurttaş olarak, yanılabilme özgürlüğünü de sonuna kadar kullanarak ulaştığımız genellemleri paylaşıyoruz.
Gıda üretiminde arzın düzenli artırılmasının temel kaynağı ülkenin coğrafyasıdır. Coğrafyanın potansiyelleri temel belirleyicidir. Coğrafya bağlamında ekilebilir toprakların yeterliliği, iklim koşulları, sulama olanakları, açık tarımda ulaşılabilir verimlilik düzeyleriyle ilgili net bilgilere sahip olmadan yapılan tartışmalar bizi yaratmak isteğimiz sonuca götürmez.
Et arzının coğrafya boyutu
Ülkemizde “et arzını güven altına almak” isteyenlerin tanımlama yaparken, o tanımlardan politika ve strateji üretirken “toprak bağlamını” öncelikle netleştirmeleri gerekir. Bu konuda sorulması gereken birkaç soruyu paylaşalım:
1- Ülkemizde, özellikle mera-odaklı hayvancılık yapmak için bilimsel olarak saptanmış ne kadar meramız var?
2- Ülkemizin bulunduğu coğrafya ve iklim koşullarına göre, meralarımızda küçük ve büyük baş hayvan için yeterli beslenmeyi sağlayacak otlar, ortalama kaç günlük ömre sahiptir?
3- Değişen iklim koşullarının meralarımıza etkileri nelerdir?
4- İklim koşulları dışında, uzun yıllardır “ıslah çalışmaları” yapılmayan meraların “yaşlanma ve yıpranma” durumu nedir?
5- Meralardaki “otların fiziksel ve kimyasal özellikleri” başka ülkelerin meralarına göre hangi “avantaj ve dezavantaja” sahiptir?
6- Meralarımızdaki mülkiyet sorunları, yasal düzenlemeler bugünün koşullarında gelişmeleri ne yönde etkilemektedir?
7- Hayvancılığımızın düzenli ve kararlı gelişebilmesi için meraların yarattığı “maliyet avantajı” rakip ülkelerin neresinde durmaktadır?
8- Dünya genelinde ve özellikle de rakip ülkelerde, meralarla ilgili “kamu destekleri” ne gibi stratejik, taktik ve operasyonel unsurları içermektedir?
9- Ülkemizde hayvancılık yapmak isteyen insanların kararlarını yönlendirecek olan uzun soluklu “mera stratejimiz” nedir?
Net bilgiye ihtiyaç var?
Bir üretim alanını geliştirmenin üç temel kuralını anımsayalım: Net bilgi sahibi olmak, etkin koordinasyon yapabilmek ve odaklanmak.
Et üretimine ilişkin tartışma yaparken, meralar konusunda “net bilgi” sahibi miyiz?
Net bilgi sahibi değilsek, aşırı ya da noksan değerlendirmelere dayalı “beklenti yaratırsak” hata yapmış olmaz mıyız?
Mera varlığımız, meralarımızda otların ortalama ömrü, meraların hayvan beslemede avantajları ve kısıtları, mera yorgunluğu, islah olanakları ve ıslah edilme düzeyleri gibi bir düzine konuda net bilgi sahibi olmadan “et sorununa uzun dönemli çözümler” nasıl üretilir? Küresel bağlantıların bu denli sıkıştığı bir zaman kesitinde, rekabet edebilir hayvancılık nasıl geliştirilir?
Bir sonraki yazıda “kaba ve karma yem” konusundaki gözlemlerimizi paylaşacağız.