Ülkemiz çağdaş dünyadan uzaklaşıyor!

İlter TURAN
İlter TURAN SİYASET PENCERESİ [email protected]

Son hafta Antalya’da toplanan Milli Eğitim Şurası, yaşamakta olduğumuz siyasi rahatsızlığı bütün berraklığı ile sergiliyor. Gazetelerde okuyoruz, gençlerimizi temel becerilerle donatmakta Avrupa’da sondan birinciliği kimseye kaptırmıyoruz. Büyüklerimiz 2023’te dünyanın en güçlü on ekonomisinden biri olacağımızı açıklıyorlar. Ancak daha yüksek katma değer üretmekle ulaşacağımız bu hedefe iyi yetişmediği testlerle kesinleşen insan unsuruyla nasıl ulaşabileceğimizi açıklamıyorlar.  Dünya önderliğine oynayan bir ülkedeki Milli Eğitim Şurasının gündemini hangi konuların işgalini beklerdiniz? Çocuklarımıza acaba nasıl daha iyi matematik, fen bilgisi, mantık, felsefe, edebiyat, yabancı dil öğretiriz konularıyla uğraşmak diyecek olursanız, yanıldınız. Muhterem uzmanlarımızın en fazla iştigal ettiği konu çocuklarımıza nasıl daha fazla dini eğitim verebileceğimiz.

Türk İmparatorluğu’nun Batı karşısında yenik düşmeye başlamasından sonra giriştiği modernleşme çabasının temel uygulama alanı eğitim olmuştur. İktisat alanında büyük değişim meydana gelmediği için, kültürle sınırlı kalan değişim gayretinin sağladığı toplumsal dönüşüm de sınırlı kalmıştır. Hatta, kültürlerini dönüştürmesi istenen insanlar, bunun kendilerine ne fayda sağladığı konusunda ikna olmadıkları için, haklı olarak, değişime karşı direnmişlerdir. Böylece toplumda modernler-gelenekçiler diye daha çok kültür alanında oluşan bir ayrışma ortaya çıkmıştır. Tek parti döneminde iktidardaki modernleşmecilerin devlet kurumları aracılığıyla süregelen gücü, ülkemizin siyasi rekabete geçmesiyle kırılmaya başlayınca, toplumu kültür yoluyla dönüştürme projesi hız kesmiş, nihayet AKP iktidarı döneminde tükenmiştir.

Özetlediğim durum aslında AKP’ne Türkiye’de toplumsal barışı sağlamlaştırması için altın bir fırsat sunmaktaydı. Ülkeyi bölen kültür farklılaşması devletin ilgi alanından çıkarılıp, bireysel tercihler alanına kaydırılabilirdi. Böylece siyasetin diğer demokratik ülkelerde de olduğu gibi, yaşam biçimi ve kişisel değerler alanlarından uzaklaşıp paylaşım sorunlarına odaklanması sağlanabilirdi. Nitekim AKP göreve geldiği ilk yıllarda böyle bir yaklaşımı savunur gözüküyordu. Şimdi daha iyi görülüyor ki, iktidar partimiz sözlerinde samimi değilmiş, sadece iktidarını sağlamlaştırmak için doğru olmayan beyanlarda bulunuyormuş, esas hedefi ise toplumu Sünni Müslümanlık temelinde şekillendirmekmiş. Hedef bu olunca, Milli Eğitim şurasının gündemini gençlerimizi dünya rekabetine hazırlamakla uğraşmak yerine ilkokul öncesindeki çocuklara dini nasıl öğretiriz konusunu öne çıkarması tabiileşiyor. Bu vizyonu egemen kılmak için sistemi giderek demokrasiden uzaklaştırma ve otoriterleştirme adımları atılıyor. Toplumsal barışımız tehdit altına giriyor, ülkemiz çağdaş dünyadan uzaklaşıyor, Orta Doğu’nun sıradan bir unsuruna dönüşüyor. Çok yazık!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
G7 nereye gidiyor? 04 Eylül 2019