Ülke imajı: Nasıl yaratılır?
Kimlik, bizim kendimizi 'öteki'den farklı gördüğümüz değerlerimizin,simgelerimizin, algılama biçimlerimizin toplamıdır.
İmaj ya da kişilik, başkalarının bizi nasıl algıladıklarıyla ilgilidir.
Bunu ülke gibi büyük bir örgütlenmeye taşırsak, ülkelerin kimliği, ülkeyi öteki ülkelerden farklı gördüğümüz, kendimizin belirlediği değerlerimizi kapsar. Ülke imajı ise, çok daha karmaşık bir yapıdan oluşur; başkalarının bizimle ilgili düşüncelerini yansıtır.
Tanıtımla imaj yaratılır mı?
Çoğunluğumuz ülkemizi dışarıda yeterince tanıtamadığımız için yanlış algılandığımızı, bizde olan eksek ya da kusurların varmış gibi algılandığını; iyi bir tanıtımla bu durumun değişeceğini düşünürüz.
Ülke imajı konusunda dünya ölçeğinde önde gelen uzmanlardan biri olan Simon Anholt pazarlama yöntemleri ile ülke imajı düzetmek için büyük bütçeler ayıran, loby şirketlerini paralar aktaranlara nasıl bakıyor?
Diyor ki, "…Ülkelerin uluslararası imajlarını pazarlama yöntemleriyle değiştirebileceklerine ilişkin herhangi bir kanıt yok ve her yıl pek çok ülke toplanan vergilerden çok ciddi miktarda parayı, ortada insanların fikirlerini değiştirmelerini sağlayabileceğine dair en ufak bir belirti olmadan yararsız reklam kampanyalarına harcıyor."
Çok net bir biçimde reklam kampanyaları ile imajımızı değiştirme gayretlerinin boşuna çaba olduğunun altını çiziyor.
Teknolojinin insandan bağımsız birçok üründe yarattığı kalite homojenliği, kültürde ve tüketim alışkanlığında gözlenen yeknesaklık; ürünlerin satışında "imajı" öne çıkarıyor. İmajın önem kazanması, ülkelerin imajı ile zenginlik üretimi arasındaki bağları giderek daha güçlendiriyor.
Anholt,zenginlik üreterek insan yaşamını kolaylaştırma ile imaj arasındaki bağı şöyle açıklıyor: "…Ülkeler ne söylediğine göre değil, ne yaptıklarına göre değerlendiriliyorlar. Benim bir ülkenin markalaşmasından anladığım kesinlikli bu değil:Kaanatimce bu yanlış ve tehlikeli bir anlayış. Ülkeler imaj bağlamında birebir etikete sahip ve bu imaj modern dünyada ilerleme ve refahları için son derece önemli. Güçlü ve olumlu bir imaja sahip olan ülkeler daha fazla ürün ihraç edebiliyor, daha çok kültür, daha çok insan, daha iyi hizmet ve daha çok turist, daha çok yatırımcı ve daha çok göçmeni kendilerine çekiyor ve diğer ülke yönetimlerinin onlara gösterdiği ilginin ve saygının sefasını sürüyorlar. Zayıf ya da yaralı bir imaja sahip ülkeler için tüm bu hedeflere ulaşmak hem daha güç, hem daha pahalıya mal oluyor.Bu yüzden imaj bu kadar önemli."
Sistemli çaba gerektirir
İyi bir imajın zenginlik üretmenin temel araçlarından biri olduğunu anladığımız,kavradığımızı ve içselleştirdiğimizi varsayalım. Ülkemizin imajını düzeltmek için ne yapmamız gerek?
Anholt'un bu soruya da yanıtı var: Eğer, "… yeni bir siyasete, yenilikçi yaklaşımlara, yeni yatırımlara sahipsek" ülkemizin imajını değiştirebiliriz. Bu da kolay bir iş değil, düzenli, kararlı çaba, büyük emek ve zaman gerektirir.
Hepimizin içselleştirmesi gereken de bu uzun soluklu iş olmalıdır.Kısa dönemli, ucuzcu, sonuç yaratmayan sığlıklardan sakınmaz görevimizdir.