Ukrayna-Rusya krizi öncesi, olası sonuçlar ve sonrası: Kazanan var mı? – 7

Prof. Dr. Ragıp Kutay KARACA
Prof. Dr. Ragıp Kutay KARACA DIŞ POLİTİKANALİZ [email protected]

Yazı dizimizin son yazısı yine Türkiye üzerine... Türkiye’nin soruna yönelik politikasını II. Dünya Savaşı sırasında izlenen “Etkin Tarafsızlık” politikasına benzetenlerdenim. O dönemin dış politika yapıcılarının izlenen politikanın tavizsiz savunucuları olması Türkiye’yi geri dönülmez sorunlardan uzak tutmayı başarmıştır. Aşağıda Rusya’nın Ukrayna işgalinin Türkiye için olumlu-olumsuz öngörülerini verirken son söyleyeceğimi başta belirtmekte yarar görüyorum.

“Türkiye, Ukrayna-Rusya krizine karşı izlediği politikadan taviz vermemelidir.”

Türkiye'nin etkilenmemesi imkansız

Uzayan krizin Türkiye’nin güvenlik ve ekonomik kaygılarını daha da artıracağı açıktır. Türkiye, Ukrayna ve Rusya ile Karadeniz’de kıyıdaştır. Bu ülkelerle kendisi için stratejik önem taşıyan turizm, tarım, enerji ve savunma sektörlerinde ticari ilişkilere sahiptir. İşgalin uzaması enerji ve tarım gibi olmazsa olmaz sektörlerde hem kıtlığa hem de fiyat artışlarına neden olacaktır. Tüm dünyanın olumsuz etkilendiği bu durumdan iki ülkeye komşu ve ticari ilişkileri yüksek olan Türkiye’nin etkilenmemesi olanaksızdır. Uzayan çatışma ortamıyla birlikte enerji fiyatlarında artış, tahıl ithalatında bu iki ülkeyle olan hacim ve turizm gelirinden kayıp ekonomik sorunlar yaratabilecektir.

Rusya'yla kuzey-güney sınırı

Güvenlik açısından bakıldığında Rusya, Ukrayna’nın kıyı şeridinin kontrolünü pekiştirirse, Karadeniz’deki deniz güç dengesi Rusya’ya kayacak ve Türkiye’ye önemli bir darbe vuracaktır. Böylece Karadeniz’in sorunlu hale gelmesiyle Türkiye’nin çevrelendiği her deniz alanında sorun oluşmuş olacaktır. Bu da savunma harcamalarında artışı mecbur kılacaktır.

Türkiye’nin güvenliği için doğrudan tehdit yaratan Irak ve Suriye’deki güçsüz devlet yapısı bu ülkeleri dış müdahalelere açık hale getirmektedir. Tarih boyunca sıkıntı yaşanan bu ülkelerle sınır Rusya’nın Suriye’deki varlığıyla yeni bir büyük oyuncuya alan açmıştır. Bu varlık, Türkiye’nin hem kuzeyini hem de güneyini Rusya ile sınır haline getirmiştir. Bugün Rusya ile yaşanan politik anlayış ve yakınlaşmanın gelecekte bozulması Türkiye’nin bölgeye yönelik stratejilerini etkilemekle kalmayacak, Türkiye için büyük güvenlik sorunları yaratacaktır.

Ankara için olumlu algı

Tüm bunların yanında Türkiye’nin arabuluculuk girişimlerinin sonuçsuz kalması Türkiye’ye üzerinde Batı’nın baskısını artırabilecektir. Gelebilecek bu baskılar karşısında Türkiye, soruna yönelik ana politikasından taviz vermeden izleyebileceği farklı stratejileri bugünden dosya haline getirmelidir.

Ukrayna-Rusya sorununun olumlu sayılabilecek bazı dış politik katkılar yarattığını söylemek yanlış olmayacaktır. Öncelikle, Türkiye’nin “Rusya ile konuşabilecek bir aktör olması gerektiği” söylemiyle sürdürdüğü Rusya-Ukrayna arasındaki görüşmelerdeki katkısı uluslararası kamuoyunda Türkiye adına olumlu algı yaratmıştır.

Krizin yarattığı bölgesel etki İsrail, Mısır, BAE ile diplomasinin normale dönmesini hızlandırırken, Libya’da Türkiye’nin politikalarını güçlendirmiş ve Yunanistan’ın girişimlerini taca çıkarmıştır.

Savaş uzadıkça rahatlık olmaz

Orta Asya, Ortadoğu ve Doğu Akdeniz enerji kaynaklarının taşınmasında Türkiye en kısa, en ucuz rotaların başında gelmektedir. Bu durum Rusya’ya enerji bağımlılığını azaltmak için yaratılacak alternatif enerji rotalarının yönünü Türkiye’ye çevirmektedir. Farklı birçok etkene bağlı olmakla birlikte enerji konusunda en elverişli rota olmak Kıbrıs, Doğu Akdeniz gibi sorunların çözüm sürecine sokulabileceği bir ortam yaratabilir.

Bunun yanında Batı’nın projeye sıcak bakmama ve alıcı bulma sıkıntısı gibi soruları içerisinde barındırmakla birlikte Rusya’nın Türkiye’de bir gaz merkezi kurma projesi gelecek açısından değerlendirilmelidir.

Uzun lafın kısası; Ukrayna-Rusya krizi uzadıkça ekonomik, siyasi ve askeri anlamda rahat olmaktan bahsedemeyiz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Trump’ın yeni dönemi 22 Kasım 2024
Ortak Türk Alfabesi 19 Eylül 2024