Ukrayna-Rusya krizi öncesi, olası sonuçlar ve sonrası Kazanan var mı - 2

Prof. Dr. Ragıp Kutay KARACA
Prof. Dr. Ragıp Kutay KARACA DIŞ POLİTİKANALİZ [email protected]

Geçen hafta yazıyı “Rusya Batıyı kendi silahı ile vurmaya rahatça devam ediyordu. Ta ki Ukrayna’da Batı destekli bir karşılık bulana kadar…” diye bitirmiştik. Gerçekten Putin Rusya’sı durdurulmalıydı. Batı’nın izlediği politika giderek İngiltere’nin Hitler Almanya’sına karşı izlediği, bir saldırının oluşmasını engellemek için saldırgan devlete karşı uygulanan tavizkar strateji olan “yatıştırma” politikasının benzeri haline gelmişti. Rusya’nın Gürcistan’a yaptığı müdahaleye ve Kırım’ı ilhak ederken izlediği yönteme karşı Batı’nın pasif duruşu bu benzetmeyi yapmamıza neden oldu.

Biden’ın seçim kazanmasıyla birlikte ABD’nin izleyeceği politikanın sloganı “ABD geri döndü” olarak ilan edildi. Kime, kimlere ya da neye karşı? Türkiye’de bazı çevreler bu sloganı Trump dış politikalarından geri dönüş ya da Trump’ın ABD iç politikasına verdiği zarardan dönüş olarak algıladılar. Ama gerçek farklıydı...

ABD, mevcut krizleri derinleştirerek rakiplerin enerjisini tüketiyor

O dönem ABD yönetimindeki etkin kişilerin yazılarına bakıldığında geri dönüşün istikametinin eski düşmanlar ve onları destekleyecek ülkeler olduğu belirgindi. Kimdi onlar? Rusya ve O’na en yakın Çin… Bu politikaların Soğuk Savaş döneminden ve hemen sonrasından farkı var mı? Evet. ABD mevcut krizleri derinleştirerek, geleneksel çevreleme stratejisinden farklılaşan ama daha az maliyetle, rakiplerini meşgul ederek onların enerjisini tüketecek bir stratejisi izlemeye başladı.

Biden yönetimi politikalarının diğer ayağında uluslararası örgütleri aktif hale getirmek var. Bunların başında ise NATO geliyor. NATO için bu nasıl başarılacaktı? ABD, Soğuk Savaş sonrasında, Fransa ve Almanya’yı Çin ve Rusya konusundaki politikalarını destekler hale getiremedi. Özellikle Almanya’yı… Ve hatta bu ülkeler, ABD’nin eski Sovyet coğrafyası ülkeleri NATO’ya üye yapma baskısına çoğunlukla karşı çıkmakla kalmadılar, Irak’ta giriştiği harekâtı da meşru görmedikleri için ABD ile ortak hareket etmediler. Savunma harcamalarını artırmak konusunda da isteksiz oldular. İngiltere’nin AB’den ayrılması ve ABD politikalarının kuvvetli destekçisi haline gelmesi Kıta Avrupa’sındaki dengeleri daha da Almanya lehine değiştirmişti. Diğer büyük Avrupalı Fransa ise NATO’yu sorgular hale gelmişti ki Putin imdada yetişti… ABD, NATO’yu Avrupalılar için tek güvenlik şemsiyesi olarak gösterdi Biden Ukrayna krizini bölgedeki çıkarlarına ve müttefiklerine yönelik büyük bir “Rus tehdidi” olarak sundu ve başarılı oldu. Bugün ABD’nin güvenlik vagonuna dahil olmuş bir AB var. ABD, beyin ölümünün gerçekleştiği iddia edilen NATO’yu, Avrupalılar için tekrardan tek güvenlik şemsiyesi olarak göstermekle kalmadı daha da önemlisi savunma harcamalarını artırmakta isteksiz olan Avrupalı üyelerin savunma harcamalarını artırmasını da sağlayabildi. Almanya’yı Rusya’dan koparmanın dışında, Almanya’yı Rusya’nın karşısına çıkararak Hint-Pasifik bölgesine daha fazla odaklanma şansı kazandı.

Bunun yanında özellikle Çin’e karşı izlediği politikalarla, Rusya ve Çin’in yeterince dayanışamamasını sağlayarak Çin-Rusya arasındaki kırılmaların artmasını sağladı.

Tüm bu gelişmeler Rusya-Ukrayna krizinin siyasi kazananının şimdilik ABD olduğunu gösteriyor. Bu durum Batı’da yeniden şekillenen bir kutbun başlangıcı olabilir mi? Bu soruya verilecek cevap, ABD’nin Avrupa’nın enerji açlığına nasıl çözüm bulacağıyla doğrudan ilintili. ABD, Avrupa’nın Rusya’ya bağımlılığını çözebilecek bir alternatif hâlâ tam olarak geliştirememiş durumda.

Diğer taraftan Biden’ın Rusya’nın Ukrayna topraklarındaki hak iddialarını ABD’nin hiçbir zaman tanımayacağı ve Rusya’nın işgal ettiği topraklardan çekilmedikçe Ukrayna’ya daha güçlü destek vereceği açıklamaları istenen sonucu sağlamaz ise Afganistan’dan çekilme fiyaskosundan sonra Ukrayna’da yaşanabilecek bu başarısızlık ABD liderliğini sorgulanabilir hale getirecektir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Trump’ın yeni dönemi 22 Kasım 2024
Ortak Türk Alfabesi 19 Eylül 2024