Ufukta enflasyon görünüyor

Orhan AKIŞIK
Orhan AKIŞIK KÜRESEL PERSPEKTİF [email protected]

 

 

 
 
Orhan AKIŞIK
 
ABD ve İngiltere'den sonra Japonya'nın da para politikasını gevşetme yönünde karar alması, AB ve yükselen piyasa ekonomilerinde rahatsızlık yarattı. Para arzındaki artışların devalüasyonları tetikleyerek, kur savaşlarına yol açmasından endişe ediliyor. G-20 ülkelerinin Moskova'daki toplantısının kapanış bildirgesinde yer alan ifadeler ne şiş yansın ne de kebap türünden. Bildiride amacın bir kur savaşı başlatmak olmadığı, kurların serbest piyasa koşullarında belirlendiği hatırlatıldıktan sonra; para politikalarının fiyat istikrarını sağlama ve ekonomik büyümeyi teşvik etmeye yönelik olması gerektiği söyleniyor. Amerika, İngiltere ve Japonya'nın da aralarında yer aldığı birçok ülkede kurların arz ve talebe göre belirlendiği serbest döviz kuru sistemi geçerli. Ancak bu merkez bankalarının piyasalara müdahale etmeyecekleri anlamına gelmez. Böyle bir yaklaşım her şeyden önce, bağımsızlık kavramına ters düşer. Her ülke, para ve maliye politikalarını belirlerken öncelikle, ekonomisinin gereklerini dikkate alacaktır. Aslında, Moskova Toplantısı'nda ülkelere açıkça olmasa da bildikleri yolda devam etmeleri önerilmiştir.
 
***
Dün, Çin'i parasının değerini manipüle etmekle suçlayan ABD, bugün aynı gerekçeyle Çin tarafından suçlanıyor. ABD'ye gevşek para politikasıyla doların değerini düşürerek ihracatını arttırmaya çalıştığı; bunu yaparken de diğer ülkelerdeki finansal istikrarı bozduğu suçlaması yapılırken, geçmişte Çin ve Japonya'nın piyasalara müdahale ederek doların değerini yüksek tutmaya çalıştıkları nedense akla gelmiyor. ABD'ye, İngiltere'nin yanı sıra şimdi Japonya da eklendi. Japon ekonomisinin içinde bulunduğu durum, fiyat istikrarı konusuna sadece enflasyon cephesinden bakmanın yeterli olmadığını göstermesi bakımından önemli. Shinzo Abe başkanlığında kurulan yeni hükümetin öncelikli hedefi, yıllardan beri ülkenin en önemli ekonomik sorunu olan deflasyona son vermek. Deflasyondan çıkışı enflasyonda gören hükümet, hedef enflasyon oranını yüzde 2 olarak belirledi. Bu politika, geçen yıldan bu yana yaklaşık yüzde 20 oranında değer yitiren yendeki değer kaybını daha da hızlandıracaktır. Değer kaybeden tek para yen değil. Dolar ve İngiliz sterlini de değer kaybedenler arasında. Bu iki para birimindeki değer kaybı yaklaşık yüzde 3. Kriz içindeki AB'de ise, yüksek faizlerin yol açtığı sermaye girişlerinden dolayı euro değer kazanmaya devam ediyor. AB'ye sermaye girişleri borçların döndürülmesine olanak verse de, diğer yandan ihracatı azaltarak büyümeyi yavaşlatacaktır. Fransa, Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) eurodaki değer artışlarının önüne geçmek için para arzını arttırmasında ısrarlı. Diğer paralar karşısında değer kaybedecek bir euro, yüksek kamu borçları ve işsizlik altında ezilen Fransa'ya destek olabilir.
 
***
Ulusal paraların yabancı paralar karşısında değer kaybetmesinin tek nedeni döviz piyasasına yapılan müdahaleler değil; ekonomik büyümeyi teşvik için gevşek para politikasının izlenmesi de aynı sonucu verecektir. Görevleri arasında fiyat istikrarının sağlanması dışında, tam istihdamı teşvik edecek para politikaları uygulamalarının da yer aldığı FED, işsizlik oranı yüzde 6.5 seviyesinin üzerinde kaldığı ve enflasyon yüzde 2.5 sınırını aşmadığı sürece kamu borçlanma ve ipotek senetleri karşılığında piyasaya para sürmeye devam edeceğini daha önce açıklamıştı. Ancak, enflasyonda belirlenen sınırlara ulaşılması bu politikanın otomatik olarak son bulacağı anlamına da gelmiyor. FED Başkan Yardımcısı Janet Yellen'in açıklamasına bakılırsa, enflasyonda bu belirlenen eşik değer aşılabilir. Ekonomik sorunların çözümü için hemen her fırsatta rekabet gücünün önemini vurgulayan ECB, Amerikan, Japon ve İngiliz merkez bankaları tarafından uygulanan gevşek para politikasına sessiz kalacak mı; yoksa o da şimdiye kadar sürdürmeye çalıştığı çizgiyi terk edip enflasyona göz yumacak mı? Fransa ve Parasal Birlik dışında olan İngiltere buna şimdiden hazır. Almanya'nın karşı duracağına şüphe yok. Almanya'yı ve AB'yi galiba yine zor günler bekliyor.
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Vekalet savaşları 08 Ekim 2016
Clinton farkı 01 Ekim 2016
Sorun küreselleşmede mi? 27 Ağustos 2016