ÜFE ile TÜFE, elma ile armut gibi

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

ÜFE ne zaman TÜFE'nin çok üzerine çıksa ya da aradaki makas belirgin olarak açılsa, klasik yorum hemen ısıtılır ve servis edilir:

"Piyasa durgun olduğu için ÜFE'deki artış TÜFE'ye yansıtılamıyor, bir süre sonra bu fark kapanır ve TÜFE'de hızlı bir artış yaşanması kaçınılmaz olur…"

Doğrusu iki endeksin adına bakarak bu yorumu yapmak pek de yanlış sayılmaz. Çünkü endekslerin adı şu algıyı doğuruyor: "Bazı malların fiyatları, üretim aşamasında artıyor; bu fiyat artışları da bir gün kaçınılmaz olarak tüketim aşamasında kendini gösterecek."

Ama gerçek hiç de öyle değil. Değil çünkü, iki endeksin adları dışında benzer tarafları neredeyse hiç yok!

-ÜFE tarım ve sanayi olmak üzere iki ana sektörden oluşuyor. Toplamda tarımın ağırlığı yüzde 17.49, sanayinin ağırlığı yüzde 82.51 düzeyinde.

-TÜFE on iki ana gruptan oluşmakta. Bu gruplar içinde en büyük ağırlığa sahip üç grup yüzde 26.78 ile gıda ve alkolsüz içecekler, yüzde 16.46 ile konut, su, elektrik, gaz ve diğer yakıtlar, yüzde 15.15 ile de ulaştırma.

-ÜFE'de hizmetler sektörü kapsanmıyor, ama TÜFE'de bu sektör önemli bir yer tutuyor.

-ÜFE'de 2011 yılı itibariyle 785 madde için 2 bin 82 firmadan 13 bin 746 fiyat derleniyor.

-TÜFE'de 445 maddenin bin 154 çeşidi için 27 bin 500 işyerinden 375 bin fiyat alınıyor. Ayrıca her ay 3 bin 993 kira izleniyor.

"Dış dünya ÜFE'yi daha çok etkiler"

Yetkililer, ÜFE'nin dış etkilere daha açık bir yapısı olduğuna vurgu yapıyor. ÜFE'de ağırlığı yaklaşık yüzde 71 düzeyinde bulunan imalat sanayi kapsamındaki çoğu ürünün üretimi ithalata, dolayısıyla döviz kurlarına bağlı. Bu da, kur hareketlerinden etkilenen bir tablo ortaya çıkarıyor. Temmuz ayı bu konuda tipik bir örnek niteliğinde. Temmuzda sanayi sektöründe yüzde 1.22 artış olmasına rağmen, tarımdaki yüzde 6.06'lık düşüş sayesinde toplam ÜFE neredeyse sabit kaldı ve yüzde 0.03'lük bir gerileme gösterdi. Sanayi ürünlerinde temmuzda ortaya çıkan fiyat artışının en büyük nedeni, döviz kurlarına bağlı olarak ithal girdilerde yaşanan yükselmeydi.

ÜFE'nin kurlara ya da başta petrol olmak üzere hammadde fiyatlarına bağlı olarak arttığı bir dönemde, örneğin mevsimsel etkilerle yaş meyve ve sebze fiyatlarının gerilemesi, TÜFE'nin çok farklı yönde hareket etmesi sonucunu doğurabiliyor.

Yetkililer, ÜFE ve TÜFE'deki artışların bir süre sonra aynı düzeye gelmesinin, ancak iki endekste de aynı ürünlerin kapsanması halinde söz konusu olabileceğini belirterek, "Böyle bir durumda üretici fiyatlardaki artış, gecikmeli olarak tüketici fiyatlara yansıyacak, denilebilir. Ama ürünler aynı değil ki" değerlendirmesini yapıyorlar. Ayrıca, tüketimde yer alan sanayi ürünleri bazında bakıldığında oranların eşitlenmesi gerektiği beklentisinin doğru olabileceği, ancak teknolojinin getirdiği hızlı değişiklikten dolayı TÜFE'nin aşağı gittiği ya da daha az arttığı dönemlerin de görüldüğü ifade ediliyor.

ÜFE-TÜFE makası rekor düzeyde de değil!

Yıllık oranlar bazında ÜFE ile TÜFE arasındaki makas son üç aydır açılıyor. Mayısta 2.46 puan olan fark, haziranda 4.03 puana çıktı. Ancak gelinen bu düzey, bir rekora işaret ediyor değil. Çok geriye gitmeye gerek yok, ÜFE-TÜFE makası bu yılın şubat ayı sonunda yıllık bazda 6.71 puan düzeyinde bulunuyordu. Zaten 6.71 puan, ÜFE ile TÜFE arasında şimdiye kadar oluşmuş en büyük farka işaret ediyor.

TÜFE daha büyük farklar atmıştı

Ancak bu, ÜFE lehine olan fark. Yıllık bazda TÜFE'nin ÜFE'den yüksek gerçekleştiği aylar da var. Ve ilginçtir, TÜFE'nin daha yüksek gerçekleştiği dönemler daha fazla.

2005 yılbaşından bu yılın temmuz sonuna kadar olan dönemdeki 79 ayın yıllık ÜFE ve TÜFE gerçekleşmesini karşılaştırdığımızda karşımıza ilginç bir tablo çıkıyor. Bu 79 ayın 44'ünde yıllık bazda TÜFE, ÜFE'den daha yüksekti. ÜFE'nin TÜFE'yi geçtiği dönem sayısı ise 35.

Üstelik TÜFE'nin ÜFE'ye attığı fark, çok daha büyük. 2009 yılının temmuz ayında yıllık TÜFE yüzde 5.39 düzeyinde bulunuyordu. Aynı aydaki yıllık ÜFE ise yüzde 3.75'lik gerilemeye işaret ediyordu. Dolayısıyla iki endeksin yıllık değişimi arasında 9.14 puanlık bir fark bulunuyordu.

Aslında zaman içinde iki endeksten birinin çok daha yüksek oranda artması sonucunu doğuran başka başka etkenler ortaya çıkabileceğini kabul etmek gerekiyor. ÜFE'ye bakıp bir süre sonra TÜFE'nin de buna ayak uyduracağını varsaymak hatalı. Ya da elma ile armudu kıyaslamaya devam…

TÜFE ana grup ağırlıkları (Yüzde)   
 201120102009
Gıda ve alkolsüz içecekler26,7827,6028,03
Alkollü içecekler ve tütün5,905,314,58
Giyim ve ayakkabı7,227,307,22
Konut, su, elektrik, gaz ve diğer yakıtlar16,4616,8318,63
Mobilya, ev aletleri ve ev bakım hizmetleri6,936,787,53
Sağlık2,402,552,50
Ulaştırma15,1513,9012,64
Haberleşme4,644,944,60
Eğlence ve kültür2,702,832,54
Eğitim2,322,482,47
Lokanta ve oteller5,895,515,47
Çeşitli mal ve hizmetler3,613,973,79
ÜFE ana sektör ağırlıkları (Yüzde)   
 201120102009
Tarım17,4917,0717,76
       Tarım ve ormancılık ürünleri17,1516,7517,42
       Balık ve balıkçılık ürünleri0,340,320,34
Sanayi82,5182,9382,24
       Madencilik ve taşocakçılığı ürünleri3,102,622,20
       İmalat sanayi70,6872,9573,75
       Elektrik, gaz ve su8,737,366,29
Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar