Ucuz olmak tek başına alım motivasyonu sağlamıyor
Üzeyir DOĞAN / Gedik Yatırım
Ocak ayı sonundan itibaren BİST’in ve özellikle de bankaların dolar bazında ucuzluğundan, piyasa çarpanlarının düşüklüğünden bahsediliyor. Aradan geçen yarım yılın sonunda hem dolar bazında hem de çarpanlar bazında daha ucuz seviyelere gelinmiş durumda. Bunun nedeninin yatırımcının, ucuz olan varlıkların daha ne kadar ucuzlayabileceği ve sonrasında ucuz olarak anılan seviyelerde ne kadar kalınacağı sorularına tahmini bir cevap verememesi olduğunu düşünüyoruz. Özellikle kurlardaki yükseliş, endeksin dolar bazlı düşüşünün bir süre daha devam edebileceğini işaret ediyor. Dolar için zirve öngörüsü yapılamadığı için, endekste dolar bazlı dip konusunda da tahmin yapmak zorlaşıyor. Özetle dolar bazında ve çarpanlar bazında fiyatlar tarihi ortalamalara göre düşük seviyelere gerilemiş olabilir ancak gerek ülkemizde gerekse uluslararası piyasada çok uzun zamanlar boyunca düşük piyasa çarpanları ile fiyatlanan varlıklar olduğunu biliyoruz. Bu düşük çarpanlı ürünler yakın gelecekte kayda değer bir getiri vaat etmiyorsa, düşük çarpanlı olarak kalmaya da devam edebiliyor. BİST’in ana sorunu tam da bu. Fiyatalar; tarihi ortalamalara, çarpanlara ve emsallerine göre cazip olsa da sonrası için güçlü bir hikaye bulunamaması yatırımcının alım iştahını azaltıyor. Üstüne her geçen gün yenisi eklenen risk unsurları düşük olan fiyatların daha da düşeceği endişesine neden oluyor. Bu nedenle kısa vadede BİST cazibe merkezi olmaktan hala uzak duruyor.
BİST için kısa vadede alım için güçlü bir motivasyon kaynağı olmasa da orta ve uzun vadede, düşük piyasa çarpanları, siyasetin yeni bir erken seçimin ardından dahi olsa istikrara kavuşma olasılığı, ertelenen talepler, güçlü bankacılık sektörü, kötü bir baz yılının geride kalacak olması gibi etkenler daha uzun vadeli düşünen soğuk kanlı yatırımcının ilgisini çekecektir. Bu ilgi yeni riskler ortaya çıkmaz ise endeksin ve kurların yavaş yavaş dengelenmesini sağlayabilir. Bu nedenle endeksteki sert düşüşleri yavaş yavaş biriktirme niyetiyle alım için değerlendirmek gerektiğini düşünüyoruz. Özellikle karlılığını devam ettirmeyi başarabilen, düşük borçlu şirketler bu dönemde tercih sebebi olabilir. Bu şirketlerin yavaş yavaş pozitif ayrışmaya başladığını da görebiliriz.