Ucuz kredi ucuz kaynağa bağlı
Merkez Bankası’nın bankalara faizle verdiği para miktarı at ile deve değil. Ama bu faiz oranı, mevduat faizinden kredi faizine kadar, Hazine’nin borçlanma faizine kadar tüm faiz oranlarını etkiliyor.
Faiz oranının yüksekliği, tüketimden üretime ve yatırıma kadar tüm maliyetleri yükseltiyor.
İşte onun için, Cumhurbaşkanı devamlı olarak “Faiz düşürülmeli” diyor.
Ne var ki Merkez Bankası’nın uyguladığı faiz (bankaları ortalama fonlama maliyeti) gerilemiyor, artıyor.
Ortalama fonlama faizi 2012 yılında yüzde 5.6 idi. 2013 yılında yüzde 4.4’e kadar geriledi. 2014 yılında yüzde 10 oldu. 2015 ve 2016 yıllarında yüzde 8 dolayındaydı. 2017 yılına yüzde 8.2 faizle başladık. Mayısta ortalama fonlama faizi yüzde 11, Haziranda yüzde 12 oldu. Hazirandan buyana yüzde 12 faiz normal hale geldi.
Merkez Bankası’nın ortalama fonlama faizi yüzde 12 olunca, mevduat faizi kredi faizi bu faize göre oluşuyor. Hazine bu faize göre borçlanabiliyor.
Merkez Bankası’nın faizleri indirecek yerde artırması “sıkı para politikası” diye adlandırılan bir uygulamanın parçası.
Yüksek faizle; (1) Enflasyonun aşağıya çekilmesine çalışılıyor. (2) Faizin cazibesinde yurda döviz girişlerinin artırılması isteniyor. (3) Döviz talebinin sınırlandırılması, döviz fiyatlarında istikrarın sağlanması bekleniyor.
Parası olanlar yüksek faizden memnun. Borcu olanlar, kredi kullananlar faizden yakınıyor.
Merkez Bankası, döviz girişinin yavaşlaması sonucu döviz fiyatlarında artışı göze alsa bile enflasyon aşağıya inmeden faiz oranlarını aşağıya indiremeyecek.
Çünkü bugünkü faiz oranları ile bile bankalar TL mevduat toplayamaz hale geldi.
Parasını mevduat hesabına koyacaklar döviz hesabını tercih ediyor. Döviz hesabı önce TL birikimi enflasyona karşı koruyor.Buna ek olarak da dolar cinsi yüzde 2.5 dolayında bir faiz getirisi sağlıyor.
Mevduat kaynağından TL toplayamayan bankalar eskisi kadar yurt dışından borçlanma yerine, TL tahvil ihracı ile borçlanma arayısına girdiler
Kamu oyuna yapılan açıklamalara göre önde gelen büyük bankalarımızın hemen tamamı önemli miktarlarla tahvil ile borçlanma arayışında.
Gerçekçi olalım. Bu dönemde tahvil ile borçlanmada faiz oranlarının yüksek olması kaçınılmaz. Bu durumda yüksek maliyetle topladıkları paraları bankaların ucuz kredilere dönüştürmeleri mümkün olamayacak.