Uçurumun kenarındaki ekonomi

Orhan AKIŞIK
Orhan AKIŞIK KÜRESEL PERSPEKTİF [email protected]

ABD'de aylardan beri süren bütçe görüşmelerinde nihayet anlaşma sağlandı. Bir orta yolun bulunacağı esasen bekleniyordu. Hawaii'deki Noel tatilini yarıda keserek Washington'a dönen Başkan Obama'nın kararlı tutumu kadar, Başkan Yardımcısı Joe Biden, Senato'daki Cumhuriyetçilerin lideri Mitch McConnell ve Temsilciler Meclisi Başkanı John Boehner'in sonuç üzerindeki etkileri büyük. Meclis başkanlarının oy kullanmaları pek adetten olmasa da, Boehner'in tasarı lehinde oy kullanması, kamuoyunun istekleri doğrultusunda atılmış önemli bir adımdır. Orta sınıfın desteğini alarak yeniden iktidara gelen Obama'nın, olası bir resesyondan en fazla zarar görecek bu kesimin beklentilerini göz ardı etmesi düşünülemezdi. ABD Başkanı istediği şekilde olmasa da, zenginler üzerindeki vergilerin arttırılmasından memnun görünüyor.
***
Amerikan Senatosu ve Temsilciler Meclisi yeni yılın ilk gününde Bush döneminden beri yürürlükte olan vergi yasasının, bazı değişikliklerle yeniden uzatılmasını onayladı. Yasayla, özellikle iki milyon uzun süreli işsizi yakından ilgilendiren işsizlik sigortası bir yıl süreyle tekrar uzatılırken, sermaye kazançları üzerindeki vergi oranı yüksek gelir grupları için yüzde 15'ten yüzde 20'ye yükseltiliyor. Bordro vergileri ise tüm gelir grupları için yüzde 2 oranında artıyor. En önemli değişiklik gelir vergileriyle ilgili olanı; geliri 450 bin dolardan az olanların vergilerinde bir artış olmazken, bu rakamın üstüne çıkanlar 2013'te yüzde 35 yerine Clinton döneminde olduğu gibi yüzde 39.6 oranında vergi ödeyecekler. Ancak o dönemdeki koşullar tamamen farklıydı; ne işsizlik bu derece yüksekti, ne bütçe açıkları şimdiki gibi başını alıp gitmiş, ne de dünya topyekün bir ekonomik krizin içine girmişti. 2000'li yıllara girilmesiyle politikalar da değişti. Önce Bush daha sonra Obama yönetimlerinde hem maliye hem de para politikaları olabildiğince gevşetildi. Fakat yine de, ekonomide güçlü bir toparlanma belirtisi yok. Yapısal nitelikteki sorunların kısa dönemli politikalarla çözümü olanaksız görünüyor. Bu bakımdan, her defasında ekonomik sorunların çözümünün anahtarının Kongre'de olduğunu söyleyerek, para politikasına fazla güvenilmemesini ima eden FED Başkanı Bernanke haklı.
***
Geçtiğimiz yılın ikinci çeyreğinde yüzde 1.3 büyüyen ABD ekonomisi, üçüncü çeyrekte de büyümesini sürdürdü. Revize edilmiş rakamlara göre, üçüncü çeyrekteki büyüme yüzde 3.1. Büyümeye katkı sağlayan faktörler stok yatırımları dışında, kamu ve dayanıklı tüketim mallarındaki talep artışı. Buna karşılık, özel sektör yatırımlarında gerileme var. Dördüncü çeyrekte ise büyümenin yüzde 1 civarında gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Bunda aralıkta 6 puan düşerek 65.1'e gerileyen tüketici beklenti endeksinin bir payının olduğu muhakkak. Her iki parti arasında anlaşma sağlanmasına karşın ekonomideki riskler devam ediyor. Kongre Bütçe Dairesi'nin tahminlerine göre, anlaşma sağlanamamış olsaydı, kamu harcamalarındaki 1 trilyon dolarlık azalmanın dışında, orta gelir grubunda yer alanların ödediği vergilerde 2 bin 400 ila 3 bin 500 dolar arasında bir artış olacak; buna bağlı olarak tüketim harcamaları azalacak, üretim düşecek, işsizlik şimdiki seviyesi yüzde 7.7'dan yüzde 9 oranına yükselecek ve ekonomi muhtemelen yeni bir resesyona girecekti. Fakat bu riskler ortadan kalkmış değil. Sırada çözüm bekleyen en acil konu, hazine borçlanma limiti. Bütçe ödeneklerinde limite ulaşılmış olmasına rağmen, artırımı konusundaki görüşmelerde henüz bir ilerleme sağlanmadı. Limit artırımına kadar yapılacak harcamalar, şimdilik acil fonlardan karşılanacak. Demokratlar kısmen de olsa istediklerini gerçekleştirdiler. Ancak, şubat ayındaki görüşmelerin zorlu geçeceği kesin. Ekonominin uçurumun kenarından dönüp dönmediği konusunda bir şey söylemek için henüz erken. 2013'te ABD ekonomisini neler bekliyor? Bu, sadece Amerikalıları değil dünyayı da yakından ilgilendiren bir soru. Bekleyip göreceğiz.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Vekalet savaşları 08 Ekim 2016
Clinton farkı 01 Ekim 2016
Sorun küreselleşmede mi? 27 Ağustos 2016