Üçüncü sanayi devrimine ne kadar hazırız?

Dr. Uğur TANDOĞAN
Dr. Uğur TANDOĞAN NOT DEFTERİ [email protected]

 



Birinci sanayi devrimi 18. yüzyılın sonralarına doğru İngiltere'den başladı. Dokuma sektöründeki mekanizasyonla ilk fabrika ortaya çıktı. İkinci sanayi devrimi ise, 20. yüzılın ilk yıllarında Amerika'da
Henry Ford'un hareketli montaj hattı ile hayat buldu. Şimdi ise dijitalleşen üretim ile üçüncü sanayi devrimi gündemde. The Economist dergisi son sayısında (April 21-27, 2012) buna yer vermiş. Aşağıda bu araştırmadan alıntılar bulacaksınız.

"Üç boyutlu yazıcılar"

İmalat sanayiinde seri üretime geçmeden önce, imal edilecek ürünün bir prototipi yapılır. Bunu yaparken de torna, freze, matkap, pres gibi tezgahlar kullanılır. Ama şimdi yeni bir teknolojiden söz ediliyor: "3 boyutlu yazıcı" (Three-dimensional printer). Ürün, bilgisayarda dizayn ediliyor, sonra üç boyutlu olarak bu yazıcıda yaratılıyor. Klasik yoldan yapımı çok zor olan prototipler, çok kolay biçimde yapılabiliyor. Örneğin işitme cihazları, askeri jetlerin çok özel parçaları bu şekilde üretilebiliyor. The Economist, tedarik zincirinin coğrafyası değişecek diyor. Örneğin, çölün ortasında çok özel bir parçayı bulamayan bir mühendis düşünün. Bu parçayı sipariş verip, yol gözlemesine ihtiyaç yok artık. Parçanın dizaynını internet aracılığı ile indirip, bu üç boyutlu yazıcıda üretebilecek.

Yeni ufuklar

Sanayide yaşanan üçüncü devrim çok yeni şeyler getirmiş durumda. Yeni malzemeler eskilerine göre daha hafif, daha sağlam ve daha dayanıklı. Karbon fiber, çelik ve alüminyumun yerine geçiyor; uçaktan dağ bisikletine kadar her tür imalata giriyor. Nanoteknoloji ile kesik yaralarının iyi olmasına yardımcı olacak sargılar, daha verimli motorlar ve temizlenmesi kolay çanaklar yapılabiliyor. İnternet sayesinde dizayn işinde daha fazla tasarımcı daha fazla bir işbirliği yapabilecek.

Değişen iş gücü

Adı üstünde, devrim. Devrim eski saltanatları deviriyor, ve değiştiriyor. Örneğin, birinci sanayi devriminde tekstil fabrikası elle dokumayı, ikinci sanayi devriminde Henry Ford'un T modeli atlı arabaları yerinden etmişse, üçüncü sanayi devrimi de bir sürü dengeyi altüst edecek gibi görünüyor. Dijital teknoloji, medya ve perakendecilik sektörünü sarsmış, sallamış durumda. Geleceğin fabrikalarına bakınca da bir çok taşın yerinden oynayacağını söylemek için kâhin olmaya gerek yok.
Geleceğin fabrikaları insanca fazla kalabalık olmayacak. Yaşanan otomasyonla prodüktivite artıyor. Örneğin, Nissan'ın Sunderland'daki (İngiltere) fabrikası 1986 yılında açılmış ve 1996 yılında 4.594 çalışanı ile 271.357 araba üretmiş. Başka bir deyişle, kişi başı üretim 59 araba imiş. Bu fabrika geçen yıl 480.485 arabayı 5.462 kişi ile üretmiş. Başka bir deyişle kişi başı üretim, 88 araba olmuş.

Yani kişi başı üretim %49 artmış.

Dijiitalleşme ile işgücünün formasyonu değişiyor. Fabrikaların kalabalığı azalırken çevredeki ofislerin nüfusu artıyor. Tasarımcılar, mühendisler, enformasyon teknoloji uzmanları, lojistikçiler, pazarlamacılar ve diğer profesyoneller ofisleri dolduracak.

Üretimin nerede yapılacağı değişiyor

Yeni sanayi devrimi ile üretimin nasıl yapıldığı değişirken, nerede yapıldığı da değişmeye uğrayacak gibi görünüyor. University of California Irvine'deki "Kişisel Bilgisayar Merkezi" araştırmacıları oturmuş şöyle bir çalışma yapmışlar. Apple Şirketi'nin meşhur 2010 iPad (16-gigabyte) ürününü, alıp parça parça incelemişler. Ürünün satış fiyatı 499 dolar. Ürünün üstündeki parçaların ve malzemenin toplam maliyeti 154 dolarmış. Parçalar, Amerikan,Japon, Güney Kore ve Avrupa'dan olmak üzere 150 imalatçıdan sağlanıyormuş. Bu imalatçıların da büyük bölümü ya imalatlarını, ya da son bitirişlerini (finishing) Çin'de yapıyorlarmış. Bütün bu imalatta işçilik ücreti toplam 32 dolarmış. Bunun içinde de Çin'den gelen işçilik maliyeti 8 dolarmış. Görüldüğü gibi işçilik maliyeti toplam maliyet içinde çok fazla yer tutmamaya başlıyor.

Ucuz işçilik maliyetinden dolayı zengin ülkelerden kaçan imalat tekrar zengin ülkelere dönmeye başlayacak diyor Economist. Bu dönüşe tek neden, yalnız ucuzlayan işçilik olmayacak. Müşterinin isteklerine cevap verecek uzaklıkta olması için de üretim yeri değişecek. Ve de bazı ürünler öylesine karmaşık ve gelişmiş ki, tasarımcının ve üretenin aynı yerde olması gerektiğinden dolayı üretim yerleri zengin ülkelere geri dönecek gibi görünüyor. Boston Consulting Group'un tahminlerine göre Çin'den ithal edilen malların %10-30'luk bir bölümünü 2020 yılında Amerika'da üretmek daha ekonomik olabilecekmiş.

Sonuç

Üçüncü sanayi devrimi, birçok taşı yerinden oynatacak. Dijitalleşen dünyada beyin gücü, kas gücünün daha bir yerini alacak. Buna ülke olarak hazır olmak, insan gücümüzü buna hazırlamak gerekir. Teknik eğitime önem vermeliyiz; teknik okulların ve üniversitelerin kalitesini ve sayısını artırmalıyız. Ama sanki biz daha çok öteki dünya için hazırlık yapıyor gibiyiz. Evet "Her fani bir gün ölümü tadacaktır". Ama Zincirlikuyu'ya gitmeden de ölür insan. Kendi ülkesinde yabancının fabrikasında, işletmesinde, dış kapının mandalı olarak çalışmak da onurlu insan için bir tür ölümdür.
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Sülale boyu nepotizm 24 Ekim 2019
Müşteriden misafire 12 Eylül 2019