Üçte bir azalan cari açık için bile para bulmakta zorlandık

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

Cari açık nisan ayında 4.9 milyar dolar oldu. Geçen yılın aynı ayında 8.1 milyar dolarla rekor sayılabilecek bir düzeye çıkmış olan açığa göre yüzde 40 gibi belirgin bir azalma var. Geçen yıl nisan ayı açığını öylesine tırmandıran, söz konusu aydaki net 2.1 milyar dolarlık altın ithalatıydı. Bu yıl ise nisandaki net altın ithalatı yalnızca 307 milyon dolar. 

İlk dört ayda ise cari açık 16.4 milyar dolar olarak gerçekleşti. Açık, geçen yılın aynı dönemindeki 24.7 milyar dolara göre üçte bir oranında azaldı. Altın hesabını dört ay için de yapalım. Geçen yılın 24.7 milyar dolarlık cari açığından, bu dönemin net 3.4 milyar dolarlık altın ithalatını düşersek, açık 21.3 milyar dolara iner. Bu yılın 16.4 milyar dolarlık açığı ise 1.3 milyar dolarlık net altın ihracatını dikkate almadan hesapladığımızda 17.7 milyar dolara çıkar. 

Yani altın dahil 24.7 milyardan 16.4 milyara inmiş olan dört aylık cari açık, altın hariç 21.7 milyardan 17.7 milyara gerilemiş durumda. Buna göre cari açıktaki azalma da üçte birden yüzde 18'e iniyor. 

Yıllık açık 56.8 milyar

Yıllıklandırılmış cari açık nisan ayı itibariyle 56.8 milyar dolarla son on ayın en düşük düzeyine indi. 2014-2016 dönemi orta vadeli programında 2014 yılı cari açığı 55.5 milyar dolar olarak öngörülüyordu. Hükümet yetkililerinin de dile getirdiği gibi öyle anlaşılıyor ki yıllık cari açık 55.5 milyar doların altında kalacak, muhtemelen de 50 milyar dolar, hatta daha düşük gerçekleşebilecek. 

Ancak, bu tahminlerin bozulmasına yol açabilecek gelişmelerin varlığı da ortada. Türkiye'nin ihracatında önemli bir yeri bulunan Irak'ta Musul Başkonsolosluğu'nun işgal edilmesi bu ülkeye dönük ihracatta sıkıntılara yol açabilir. Ayrıca, bu gelişmeye bağlı olarak petrol fiyatlarında hızlı bir artış yaşanması durumunda enerji faturamız büyüyebilir. Bütün bunlar, dış ticaretteki gidişi, bağlı olarak cari açığı etkileyebilir.

Ancak, Başkonsolosluk işgali ve çalışanların rehin alınması henüz çok sıcak bir gelişme ve bunun orta vadedeki etkilerini şimdiden kestirmek pek de mümkün değil. Ne var ki, bundan sonrasının, şimdiki duruma göre daha iyi olmayacağı ortada. Yaşanacaklar olumlu yönde olmayacak da, şu aşamada tam bilinemeyen, olumsuzluğun hangi boyuta varacağı.

Açık düştü düşmesine ama...

Girişte de vurguladık; cari açık üçte bir düştü. Ama biz geçen yılın 8 milyar dolar altında kalan cari açık için bile para bulmakta zorlanmışız. 

Geçen yıl dört ayda 24.7 milyar dolar açık verirken, finans hesabından tam 43.2 milyar dolar gelmiş. Bu tutar cari açığı karşılamaya fazla fazla yetmiş, 14.3 milyar doları da rezerve eklemişiz. 

Bu yıl tablo öyle bir tersine dönmüş ki... Finans hesabından gelen döviz 43.2 milyar dolardan 8.4 milyar dolara inmiş. Yani 16.4 milyar dolarlık cari açığın ancak yarısını finanse edecek bir döviz girişi söz konusu olmuş. Başvurulacak en önemli kaynak belli; Merkez Bankası rezervi. Geçen yıl finans hesabından gelen dövizin 14.3 milyar dolarını rezerve eklemişiz, bu yıl ise finans hesabına Merkez Bankası rezervinden 2.2 milyar dolar destek çıkmışız. Yani dörder aylık dönemler itibariyle Merkez Bankası rezervinde 16.5 milyar dolarlık bir negatif gelişme yaşanmış.  

Geçen yıl 43.2 milyarı bulan, bu yıl ise 16.4 milyarda kalan finans hesabının üç ana kaleminde ne gibi gelişmeler olmuş, ona da bakalım:

Doğrudan yatırımlarda artış var. Doğrudan yatırımlar 2.6 milyar dolardan 3.8 milyar dolara çıkmış. Ancak, bu yatırımların yeni yatırımlardan çok ortak olma ya da özelleştirme kapsamında hisse devralma biçiminde olduğunu biliyoruz. Klasik anlamda gerçek bir doğrudan yatırımdan söz etmemiz ne yazık ki pek mümkün olamıyor.

Portföy yatırımlarında dramatik bir gerileme var. Bu yatırımlar 17.5 milyar dolardan 1.7 milyar dolara inmiş. Kaldı ki, 1.7 milyar dolar da nisanda gerçekleşen 4.2 milyar dolarlık giriş sayesinde olmuş. 
Aynı şekilde diğer yatırımlar başlığı altında toplanan ve daha çok kredi kullanımı ve ödemesinden oluşan kalemde de büyük bir azalma yaşandığı dikkati çekiyor. Geçen yılın ilk dört ayında 23.2 milyar dolar olan diğer yatırımlar bu yıl 2.9 milyar dolarda kalmış.

Unutmamak gerek tabii ki, bir de net hata ve noksanın ödemeler dengesine "katkısı" var. Geçen yıl negatif 4.3 milyar dolar olan net hata ve noksan, bu yıl aynı dönemde pozitif 5.8 milyar dolar olarak gerçekleşmiş. Bu yıl ilk üç ayda çok hızlı bir artış gösteren net hata ve noksanın nisanda biraz olsun dengelendiğini ve negatif 873 milyon dolar olarak gerçekleştiğini belirtelim. 

alo.jpg

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar