Ücretler nasıl artar?

İbrahim KAHVECİ
İbrahim KAHVECİ Rakamlarla [email protected]

Nobel ödüllü iktisatçımız Prof. Dr. Da­ron Acemoğlu “verimlilik artar­sa ücretler de artar” dedi ve tartışma başladı.

Birçok iktisatçı bunun öyle olmadığını verilerle izah etmeye çalıştılar. Verimlili­ğin arttığı dönemlerde Türkiye’de ücretler artmamıştı.

Haklılar…

İyi ama verimlilik olmadan da ücretler artmıyor. Yani ücretlerin artması için ilk temel şart verimliliğin artmasıdır.

Şimdi bu konuda Türkiye’ye bakalım.

IMF 2023 yılında bir araştırma yayınlı­yor. Buna göre Türkiye, zombi şirket sa­yısında dünya sıralamasında birinci sırada yer alıyor.

Zombi şirket: Finansal desteğe ihtiyacı olan, aslında batık durumda olup battıkla­rını göstermeyen, yalnızca borçlarının fa­izini ödeyecek kadar nakit üreten, devlet desteğinden yararlanan ve buna rağmen varlıklarını büyütemeyen şirketler…

Kısaca batmış ama battığını ilan et­memiş şirketlere zombi şirket diyoruz. Ve Türkiye IMF raporuna göre dünyada ilk sırada.

Ve ihracatta teknoloji seviyemiz:

Türkiye’nin teknolojik gelişmesini ihra­cat verilerinden takip ediyoruz. 2007 yılı­na kadar hızla süren teknolojik gelişmemiz maalesef sonraki yıllarda adeta durdu.

Eskilerde yüzde 6,0 - 6,5 seviyelerinde seyreden yüksek teknolojik ürün ihracatı­mız artık yüzde 3,0 seviyelerinde seyredi­yor. Orta ve yüksek teknoloji ürün ihraca­tımız ise yüzde 40 seviyelerinde kamış du­rumda.

Emek yoğun ve orta-düşük teknolojik alanda hapsolmuş durumdayız.

Böyle bir ekonomik yapıda ücretlerin fazla artma şansı olabilir mi? Bence çok zor…

Gelelim ücret artışı için ikinci madde­ye…

Bir yerde ücretlerin artmasının ikin­ci şartı ise işgücü piyasasının durumudur. Verimlilik yüksek olsa bile eğer işgücü pi­yasasında talep yüksekse orada ücretler artmaz.

Yani, ücret artışı için verimlilik ya­nında işsizliğin de düşük olması gere­kiyor.

Türkiye’ye bakalım. 2024-III. çeyrekte 32 milyon 993 bin kişi çalışıyor. Nüfus 85,5 milyon ama çalışan sayısı 33 milyon.

Ama bu olay o kadar da değil. Çalışan gözüken 33 milyonun sadece 16 milyonu ücretli olarak çalışıyor. Kısaca ücretli iş bulma oranı çok ama çok düşük.

Türkiye’de dar tanımlı işsizlik oranı ha­len yüzde 8,7 seviyesinde. Ama buna ge­niş tanımlı işsizliği de eklememiz gereki­yor. İşte orada yüzde 26,5 gibi muazzam bir oran karşımıza çıkıyor.

Buna göre ülkemizde iş olsa çalışırım di­ye bekleyenlerin sayısı 9,6 milyon kişi.

Böyle bir yerde ücretler artar mı sizce…

Verimlilik düşük, işsizlik yüksek ve ücret artışı olsun diye bekliyoruz.

Böyle bir formül yok.

Ama ücretin yükseldiği bazı sektörler var.

Ara eleman ihtiyacının veya istenen ele­man ihtiyacının karşılanamadığı yerlerde ücretlerde artışlar yaşanıyor. Bu durumu aslında sanayicilerden çokça duyuyoruz.

Hatta ülkemizde beyaz yaka ücretlerinin oldukça üzerine çıkan mavi yaka ücretleri yaşanıyor. Ama tüm bunlar genel durumu izah etmiyor.

Ülkemizde çalışma hayatının getirdiği umutsuzluğu en iyi anlatan veriye bakalım: Ne eğitimde ne de istihdamda olan nü­fusun toplamı: 11 milyon 652 bin kişi.

Ne eğitimde ve istihdamda olmayan 529 bin kişi ise üniversite mezunu… Ve bunların büyük kısmı kadınlar (380 bin kişi)

Gelelim sonuca:

Ülkemizde ücretlerin artması için gereken şartları önce iki ana madde de toplayabiliriz:

-Verimlilik artışı

-İşsizliğin azalışı

Ve devamında olması gereken ise;

İşçi talebi ile işçi arzı arasındaki uyumun sağlanması. Yani eğitim sistemi.

Bütün bunların gerçekleşmesi ise bilgi ekonomisinin yerli yerine oturması gere­kiyor. Aksi halde asgari ücret artışı ile ge­nel ücret artışı sadece kısa dönem sonuçlar oluşturabilir. Kalıcı refah için eğitimden başlayarak kalkınma ekonomisi uygulan­malıdır.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Zenginler durdurulamıyor 04 Kasım 2024