Ücretin ödenmediği iddiası ile yapılan fesih ve işçinin haksız feshi
Av. Cihan AVCI
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2007/ 27649 E. 2008/ 25967 K. ve 07.10.2008 tarihli kararında ücret ödeme zamanı gelmemesine rağmen, ücretinin ödenmediğinden bahisle iş akdini haklı nedenle fesheden işçinin yaptığı fesih işlemini ve buna bağlı iddialarını tartışmıştır. Karar özellikle 4857 sayılı İş Kanunu'nun 24. maddesinin II-e bendinde belirtilen, ücretin kanuna uygun olarak hesaplanıp ödenmemesi sebebine dayalı olarak yapılan fesihlerin geçerliliğinin tespitinde hangi hususlara dikkat edileceğini açıkça ortaya koymaktadır. Karar özellikle ekonomik kriz içerisinde sık sık karşılaşılan ücretin ödenmemesi nedenine dayalı işçi fesihlerini değerlendirmesi açısından büyük önem taşımaktadır.
İncelememize konu Yargıtay kararındaki olayda, davacı işçi 04.01.1999'da davalı işyerinde çalışmaya başladığını ücretlerinin düzenli bir şekilde ödenmediğini, en son Nisan ayı bir kısım ücreti ile Mayıs ayı ücretinin ödenmemesi nedeni ile 16.06.2005'de iş sözleşmesini fesih ettiğini belirterek kıdem, izin ücreti, fazla mesai ve vergi iadesi alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı cevap dilekçesi vermemiştir Yerel mahkeme, davacının ücretinin ödenmemesi ve iş yerinde yaşanan ekonomik kriz nedeni ile ücret ödemelerinde görülen gecikmeden ötürü davacının iş sözleşmesini haklı nedenle fesih ettiğini kabul ederek isteği kısmen hüküm altına almıştır. Yerel mahkemenin kararı davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi yerel mahkeme kararının temyizi üzerine dosyayı incelemiş ve yerel mahkemenin kararını bozmuştur. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi uyuşmazlığın davacı tarafından yapılan feshin haklı olup olmadığının tespiti noktasında odaklandığını ifade etmiştir. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi bozma kararının gerekçesinde, işyerinde ücret ödeme gününün her ayın 20'si olduğunun toplu iş sözleşmesi ile sabit olduğunu,davacının iş akdini Nisan - Mayıs aylarına ait ücretlerinin ödenmemesinden ötürü feshettiğini, yapılan yargılamada Nisan ayı ücretinin imzalı bordro ile ödendiğini, Mayıs ayına ilişkin ücretin ise vade gelmeden işçi tarafından feshedildiğini, ücret ödemelerinin düzensizliğinin ispat edilemediğini belirterek, işçinin yaptığı haklı fesih işlemini geçersiz olacağını belirtmiştir.
Yargıtay kararında da açık şekilde belirtildiği üzere, işçinin ücretinin kanuna uygun şekilde hesaplanıp ödenmemesi sebebine dayalı fesih işlemi yapabilmesi için öncelikle, ücretin vadesinin gelmesi ve buna rağmen ücretin ödenmemiş olması gerekmektedir. Bir diğer ifade ile ücret ödeme günü gelmeden ücretin ödenmediği savı ile yapılan fesih işlemi haksız olacaktır. Bu noktada başlıca delil vasıtası işyerinin kayıtlarında yer alması gereken imzalı bordrolar veya banka kayıtları olacaktır. Bu kararda önem arz eden bir diğer husus ise ücret ödeme gününün tayini meselesidir. Kararda ücretin ödendiği tarihi tespit işyerinde uygulanan Toplu İş Sözleşmesi ile sağlanmıştır. Uygulamada bunun tespiti her zaman bu kararda olduğu gibi kolay olmamaktadır. Özellikle ücret ödemesi konusunda belli bir istikrar sağlayamayan işyerlerinin ücret ödeme gününe dair ispatı sağlamaları son derece güçtür. Bunun için tüm işyerlerinin işçileri ile yazılı sözleşme yapması ve bu sözleşmede ücret ödeme gününü açık şekilde belirtmeleri ve ücret ödemesinde mümkün mertebe kararlaştırılan bu tarihe riayet edilmesi gerekmektedir.