Uçaklardan sonra gemilere de karbon emisyon sınırı geliyor
Uluslararası Denizcilik Organizasyonu (IMO) karbon emisyonlarının azaltılması amacıyla yeni gemilerde enerji verimliliği standartları belirledi. Bu standartlar dünyadaki tüm gemilere uygulanabilirse yılda 50 milyar dolar yakıt tasarrufu sağlanacak, CO2 emisyonları 220 milyon ton azalacak.
Avrupa Komisyonu, havacılık sektörünün küresel ısınmaya az ama hızla artan olumsuz katkıları nedeniyle Aralık 2006'da sektörün Emisyon Ticaret Şeması'na (ETS) dahil edilmesini önerdi. Önergeye göre AB havaalanlarına inen ve buralardan havalanan bütün uçakların karbon emisyon oranlarına üst sınır getirilmesi, havayolu şirketlerinin "kirlilik kredileri" satın almaları ve bu kredileri karbon piyasasında satışa sunmaları gerekiyor.
2012'den başlayarak bütün ulusal ve uluslararası uçuşlar ETS kapsamında yer alacak. Bunun yanı sıra, çok hafif uçaklar, askeri, polis, gümrük ve kurtarma uçuşları ile devlet ve hükümet işlerinin gerekli gördüğü uçuşlar ile test ve deneme uçuşları plan kapsamında yer almıyor. 2012'de toplam 212 milyon 892 bin ton CO2 tahsis edilecek. Bu rakam 2004-2006 dönemi yıllık ortalama emisyonların yüzde 97'sine karşılık geliyor. 2013'den başlayarak havacılık sektörü için üst sınır yüzde 95, yani 208 milyon 502 bin ton CO2 olacak. Emisyon tahsislerinin yüzde 82'si havacılık şirketlerine ücretsiz yapılacak; bunun yüzde 15'i açık artırmaya konulurken yüzde 3'ü ise piyasaya yeni giren şirketlere ayrılacak.
AB: Gemiler için belirlenen standart çok önemli bir adım
Şimdi ise denizcilik sektörü için benzer bir uygulama gündemde. Uluslararası Denizcilik Organizasyonu (IMO) karbon emisyonlarının azaltılması amacıyla yeni gemilerde enerji verimliliği standartları belirledi.
IMO tarafından belirlenen standartların uygulanmasında özellikle gelişmekte olan ülkelerde gecikmeler yaşanabileceği belirtilse de, kararın olumlu olduğu düşünen ülkelerin sayısı çoğunlukta. IMO'nun Londra'da gerçekleşen toplantısında belirlenen zorunlu enerji verimliliği tasarım endeksi (Energy efficiency desing index - EEDI) 48 ülke tarafından onaylandı. Beş ülke olumsuz oy kullanırken, 12 ülke ise oylamada bulunmadı. Delegeler uygulamanın büyük bir olasılıkla 2013 yılında devreye gireceğini belirtiyorlar.
Avrupa Komisyonu ise bu kararın karbon emisyonlarının azaltılması hedefinde çok önemli bir adım olarak görüyor.
Komisyon sözcüsü tarafından yapılan açıklamada, "Bu karar, Komisyon'un önümüzdeki sene denizcilik sektörüne hiç bir öneri getirmeyeceği anlamına gelmiyor. Karbon emisyonlarının azaltılması hedefine denizcilik sektörünün ne yönde katkı sağlayabileceği yönündeki seçenekleri değerlendiriyoruz. Gemiciliği Emisyon Ticaret Sistemine dahil etmek bu seçeneklerden sadece birisi" yorumlarına yer verildi.
ABD kabul etmiyor, Çin eleştiriyor
Bu arada, ABD ve Çin, havacılık sektörünün 2012 yılından itibaren Avrupa Emisyon Ticareti Sistemine (ETS) dahil olmasına karşılar.
Hatta bundan çok kısa bir süre önce, ABD havayolu şirketleri Avrupa Birliği iklim politikasına karşı yürüttükleri kampanyayı yüksek mahkemeye götürerek, kendi sera gazı emisyonlarını belirleme haklarını savundular. Amerika Hava Taşımacılığı Birliği - Air Transport Association of America (ATA)'nın AB'ye yönelttiği suçlama iki ayaklı. Birincisi iklim düzenlemelerinin ABD egemenliğinde olması. İkincisi ise bu sistemin uluslarası havayolu taşımacılığının temel anlaşması olan Chicago Convention dışında yasal olmayan bir yük getirmesi. Çin ise, bu sistemin ticaret savaşı yaratabileceğini öne sürüyor. Çin, söz konusu uygulamanın Çin havayollarına bir yıllık maliyetinin 123 milyon dolar olacağını ve 2020 itibariyle maliyetin üç katına çıkacağını ifade ediyor.
Öte yandan Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso havacılık sektörünün ETS kapsamına alınmasının bir öneri değil, bir yasa olduğunu her defasında yineliyor.
Aynı sorunlar gemiler için de yaşanır mı?
Peki uçaklarda karbon emisyonlarının azaltılması yönünde bir uzlaşma çok kolay görünmezken, gemilerin neden olduğu karbon emisyonlarının azaltılması nasıl mümkün olacak?
Gemiler, insanların neden olduğu karbon emisyonlarının sadece yüzde 3.3'ünden sorumlu. IMO tarafından yapılan araştırmaya göre, gerekli önlemler alınmadığı taktirde bu oran 2050 yılına kadar yüzde 150 ila 250 arasında artış kaydedecek.
IMO tarafından önerilen enerji verimliliği standartları sayesinde ise 2020 yılına kadar hem yılda 5 milyar Euro tasarruf sağlanmış olacak, hem de karbon salımı 22 milyon ton oranında azalacak.
EEDI kapsamında, yeni gemiler asgari düzeyde enerji verimliliği standardına uymak zorunda olacaklar. 2015-2019 yılları arasında inşaa edilen gemilerin enerji verimliliklerini yüzde 10 oranında artırması gerekecek. Bu oran 2020-2024 arasında yüzde 20'ye;2024'ten sonra ise 30'a çıkacak.
Yılda 50 milyar dolar yakıt tasarrufu
IMO'nun Karbonla Savaş Odası adını verdiği bölümün yoneticisi Peter Boyd, "En önemli konu mevcut filonun durumu. Bu yeni standartlar tüm gemilere uygulanabilirse, yılda 50 milyar dolar yakıt tasarrufu ve 220 milyon ton karbon emisyonu azaltımı sağlanabilir" diyor.
Çin, Brezilya, Suudi Arabistan ve Güney Afrika'nın başını çektiği bir grup ülke, gelişmekte olan ülkelerdeki yeni gemilere 2019 yılına kadar süre tanınması talebinde bulunuyorlar. Bunun nedeni, daha ileri teknolojilere ulaşmak için zamana ihtiyaçlarının olması. Fakat bu erteleme, örneğin Çin'de çalışan bir İngiliz gemisinin de standartları dikkate almamasına neden olabilir.
Sonuçta küresel ısınma ile mücadelede gelişmekte olan ülkelerle gelişmiş ülkeler arasında bir uzlaşma sağlanması zor. Uzmanlara göre EEDI doğru bir adım, fakat her türlü gecikme, olumlu etkileri azaltacak nitelikte. Bu nedenden dolayı eğer IMO mevcut filoya yönelik hemen harekete geçmezse, AB'nin bölgesel olarak konuyu ele alması gerekecek.