Üç Silahşörler : (özgürlük, eşitlik, kardeşlik)
Dumas deyince çoğumuzun aklına Üç Silahşörler, Monte Kristo Kontu gibi tarihi romanların yazarı Alexander Dumas gelir. Napoleon Bonaparte döneminin efsane komutanı, Alexander Dumas’nın babası “kara şeytan” lakaplı General Dumas’yı çoğunluk bilmez. Haitili bir kölenin oğlu olan General Dumas, Fransız devrimini temsil eden “özgürlük, eşitlik, kardeşlik” ilkesinin sembollerinden biriydi. Beyazların egemenliğinde olan bir dünyada siyahi bir kölenin ordu komutanlığına kadar yükselmesi Fransız devriminin eşitlik ilkesinin hayata geçirilebileceğinin canlı bir anıtıydı.
General Dumas’nın hikayesi mutlu sonla bitmedi. Mısır seferi dönüşünde esir düşen ve hastalanan General Dumas yıllar sonra hapisten kurtulduğunda Fransa’yı çok değişmiş buldu. Napoleon hakimiyetindeki Fransa’nın sömürgelerinde kölelik geri getirilmiş ve beyaz olmayan subayların ordu ile ilişiği kesilmişti.
Bu durumu kabullenemeyen General Dumas çok fazla yaşamadı. Can çekişen Fransız devrimiyle birlikte sefalet içinde öldü. Yazar Alexander Dumas babasının acı hayat hikayesini mutlu sonla bitirdiği Monte Cristo Kontu romanı ile ölümsüzleştirdi.
Fransız devriminin üzerinden iki asırdan daha fazla zaman geçti. Ancak Fransız devriminin sembolü olan “özgürlük, eşitlik, kardeşlik” ilkelerine bugün eskisinden çok daha fazla ihtiyaç duyuyoruz.
Pazar günü yapılan başkanlık seçiminin ilk tur oylaması bu anlamda Fransa için bir dönüm noktası olacak. Fransa yalnızca Cumhurbaşkanını değil aynı zamanda yaşam biçimini seçecek. Seçimleri aşırı sağcı Marine Le Pen’in kazanması bir zamanlar dünya için umut olan Fransız devriminden kalan son izleri de silecek. Seçim öncesi yapılan son anketler başkanlık yarışının piyasaların sevdiği, liberal ekonomi ve reform yanlısı Emmanuel Macron ile Avrupa Birliğine ve göçmenlere karşı olan aşırı sağcı Marine Le Pen arasında geçeceğini gösteriyor.
İki turlu seçimlerde seçmen ilk turda en çok sevdiğine, ikinci turda ise en az nefret ettiğine oy verir. Fransız seçmeninin rasyonel davranacağına inanan piyasalar ilk turda Marine Le Pen önde olsa bile ikinci turda sağduyunun egemen olacağına ve Emmanuel Macron’un seçileceğine inanıyor.
Ancak seçim öncesi Paris’te yaşanan terör saldırısı seçmen tercihlerinde beklenmedik değişikliklere yol açabilir. Piyasalar için en kötü senaryo aşırı sağcı Marine Le Pen ile aşırı solcu Jean Luc Melanchon’un ikinci tura kalması. Hangi aday kazanırsa kazansın Fransa’nın serbest ekonomi ve Avrupa Birliği ilkelerinden uzaklaşacağı bu senaryoda piyasalar sert bir satış dalgası ile karşılaşır.
Marine Le Pen’in muhafazakar François Filon veya liberal Emmanuel Macron’a karşı açık ara önde olduğu seçim senaryosu da piyasaları tedirgin eder. Ancak böyle bir senaryoda seçmenin ikinci turda rasyonel davranacağı beklentisi piyasalardaki satışların şiddetlenmesini engeller.
Reform yanlısı Emmanuel Macron’un Marin Le Pen’den veya muhafazakar François Filon’dan daha çok oy alarak ikinci tura kaldığı senaryo piyasalar için en iyi senaryo. ABD’de popülist ve militarist bir iktidarın yükseldiği bir konjonktürde Fransa’da sağduyunun galip gelmesi tüm dünyaya rahat nefes aldırır.
Seçmen Julius Caesar’ı mı yoksa Üç Silahşörler’imi seçecek bekleyip göreceğiz.