Üç sihirli sözcük
Mahkeme duvarı yüzlü insan kaynakçısı
Geçenlerde beni bir dostum aradı. İnsan kaynakları konusunda bir şey sordu. Görüşlerimi bildirdim. Laf lafı açtı. “Sizin şirketin insan kaynakları yöneticisi nasıl birisi?” diye sordum. Dostum oldukça doluydu. Şöyle konuştu: “Bizim insan kaynakları yöneticisi cins birisi. Bir kere kadın kendisi ile barışık değil. Hemen hemen herkesle kavgalı. Bir tek patronla kavgalı değil. Çünkü hep patronun elini oynuyor. İnsan kaynakları değil “Patron kaynakları” müdüresi adeta. Çok da inatçı birisi; çoğu kez “Nuh diyor, peygamber demiyor”. Sistem, sistem diye tutturmuş. Bizim şirkette tüm uygulamalar çok katı. Kimseyi dinlemiyor. Hiçbir olaya karşı tarafın gözüyle bakamıyor. Sürekli bir otorite gösterme sevdasında. Bütün bunların ötesinde en önemlisi çok soğuk birisi. Suratı mahkeme duvarı gibi. Sanki duygusuz. İnsan kaynaklarından sorumlu ama, insan sevmiyor. Odasına girildiğinde insan sıcaklığı hissedilmiyor. Eğer su yatağında yatıyorsa kesinlikle antifiriz
kullanıyordur.”
Yukarıdaki insan kaynakçısı size abartılı gelebilir. Ama meslek hayatımda daha beterlerine rastladım. Bana hep sorarlar “İyi bir insan kaynakları yöneticisinde bulunması gereken özellikler nelerdir?”. Yalnız insan kaynakları yöneticilerinde değil, tüm yöneticilerde olması gereken üç sihirli sözcükten söz etmek mümkündür. Bu üç sihirli sözcük: Sevgi, saygı ve iç-disiplindir.
Sevgi
Kişinin başarılı olması için yaptığı işi sevmesi gerekir. “Sabırla koruk helva olur” denir. Bu atasözünden yola çıkarak “Sevgisiz yapılan helva koruk olur” diyebiliriz. Sevmeden yapılan işten hayır gelmez.
Konu insan kaynakları yöneticisi olunca sevgi boyutu daha bir geniştir. İnsan kaynakçısının işi insanladır. İşini seven insan kaynakları yöneticisi, insanı sevmek zorundadır. Çünkü insan kaynakçısının malzemesi insandır. İyi bir marangoz nasıl ahşabı severse, insan kaynakçısı da insanı sevmelidir. İnsan sevgisi yüzüne, davranışlarına yansımalıdır. Mahkeme duvarı yüzlü insan kaynağı yöneticisi olmaz, olmamalıdır.
Saygı
Tüm başarılı kişilerin yaptığı işe saygısı vardır. Çünkü iş, kişinin ekmek teknesidir. Ekmek teknesi de kutsaldır. Ekmek teknesine saygı göstermek gerekir. İşe gösterdiği saygı oranında kişi çevresinden saygı görür. Örneğin, işine saygı göstermeyen kişiye benim saygım yoktur.
İnsan kaynakları yöneticisi için saygı boyutu daha bir anlamlıdır. İnsanla uğraştığı için kaynağına saygı göstermesi gerekir. İnsana saygı göstermeyen insan kaynakçısını kimse saymaz.
İç-disiplin
Başarmak için belli bir süreklilik ve disiplin gerekir. Yönetici hedefler koyar ve bu hedefleri yakalamak için enerjisi belli bir seviyenin altına düşmeden çaba harcar. Bunun için ille de onu birisinin motive etmesi gerekmez. İyi bir profesyonelin motivasyonu, içten ateşlenmelidir. Buna iç-disiplin diyebiliriz.
İnsan kaynakları yöneticisinin de hedefleri ele geçirmesi için belli bir iç-disipline ihtiyaç vardır. İnsan kaynakları yönetiminde sistemler geliştirmesi ve bu sistemleri belli bir disiplinle koruması gerekir. Ancak bunu yaparken kendisini karşı tarafın yerine koymalı, insanlara empati ile yaklaşmalıdır.
Sonuç
Evet, bazı şirketlerde insan kaynağına önem verilmezdi ve hâlâ verilmiyor. Ama bazı şirketlerde de insan kaynağı ve yönetimi önemlidir. Böyle şirketlerde insan kaynağı yöneticilerinin belli bir ağırlığı ve önemi olur. Ancak bazı insan kaynağı yöneticilerinin bu önemin önemini kavrayamadıklarına tanık olmaktayım. İnsan kaynağı yöneticiliğinin hakkını vermeden sadece otorite kullanma sevdasındalar.
İnsanı sevmeyen, insana saygı göstermeyen, içdisiplini olmayan insan kaynakçısı en kısa zamanda kendine yeni iş aramalıdır. Çünkü farkına vardıklarında yerini koruyamayacaktır.