Üç haneli enflasyon üç harflilerin suçu mu?
Dünya gıda enflasyonu ortalaması yüzde 10,7 iken Türkiye yüzde 84,39 ile liste başı. TÜİK’e göre gıda ve alkolsüz içeceklerde değişim oranı yüzde 102,55… Enflasyon rakamları her açıklandığında gözler süpermarketlere çevriliyor, bakkalı rızkından edenler şimdi kendi rızkından oldu.
Market dolaşma işini emeklilere bırakın
Enflasyon rakamları açıklanır açıklanmaz memurlar marketlere koşup suçlu avına çıkıyor. Bırakın o işlere emekliler baksın, alışıklar zaten.
Türkiye Yüzyılı’na uygun yöntem
“Türkiye Yüzyılı”na hazırlanırken ellerinde defterlerle suçlu avına çıkan memurlar teknolojiye olan güvenimi zedeliyor. Markete gitmeye ne gerek var? Her şey zaten satış programında var. Neyse ki Bakanlığın şu anda bu tür bir hazırlığı var, anlık tüm veriler görülebilecek.
Marketler arası “Ortak Fiyat Birliği – Suç Birliği”
Gıda perakendesinde fiyatlar nasıl belirlenir? Her marketin müşteri gözünde bir fiyat konumlandırması vardır. Örneğin Makrocenter Türkiye’nin en şık ve pahalı marketidir, dünya batsa onun umurunda olmaz. Yereller; Migros, CarrefourSa, Metro gibi marketlerden genelde yüzde 5 ile 10 arasında daha ucuzdur. Yereller arasında da ortalama yüzde 5 fiyat farkı olur. Genelde aynı fiyatlarda ürün satmaya çalışırlar, kimse müşteri kaybetmek ve kazancını azaltmak istemez. Tarım Kredi Kooperatif Marketleri de diğer marketler gibi o şehrin fiyat birliğine uyum sağlar. Her marketin haftalık, günlük, dönemsel indirimleri olur. Örneğin bu hafta A marketinde muz 10 lira iken diğer marketlerde 30 lira olabilir. Marketlerin kullandığı özel programlar günlük olarak diğer marketlerin fiyatlarını listeler. Listeleme sonucunda fiyat stratejisine göre rakamlar belirlenir ve günlük olarak değiştirilir. Bu sayede her ilin marketleri arasında aslında “ortak bir fiyat birliği” ya da “suç birliği” sağlanır.
Fiyatlar önce fabrikada belirlenir
Süpermarketlerde satılan ürünlerin bazıları yerel üreticiler tarafından fabrikalarda üretilirken yarıdan fazlası Unilever, P&G, Henkel gibi dünyanın en büyük şirketleri tarafından üretilir ve fiyatlandırılır. Suçlu arayışında onlara da bakılabilir. Zira ürünün fiyatı marketten önce fabrikada, yolda belirlenir. Elbette girdi maliyetleriyle…
“Pazar” da suçlu
Suçlu arayışında şimdi de pazardayım. “Pazarlar giderek pazar payı kaybediyor” eskiden marketten daha düşüğe mal satarken şimdilerde marketle aynı fiyata satıyorlar. Neden daha az kâr elde etsinler ki?
Manavı, kasabı, fırıncıyı öldürdünüz
Yabancı sermayeli hipermarketler aslında 1990’lı yıllardan itibaren Türk pazarına girdi. İlk başlarda beklediklerini bulamasalar da zamanla işler açıldı. 1990’lı yıllardan itibaren yerel süpermarketler de pazara girdi. Oyuncuların artmasıyla rekabet de arttı, büyük marketler mahallede satılan ne varsa hepsini satmaya başladı. Kimsenin kılı kıpırdamadı, mahalle sakinin de kural koyucularının da yasa yapanların da. Mahallenin kasabı, manavı, fırını hatta züccaciyesi bile dayanamayıp kapandı.
Mahalle bakkalı artık üç harfli “ŞOK ŞOK ŞOK”
2000’ler yerellerin güçlendiği zamanlar, büyükler yerellerin payına göz dikiyor. Yereller daha esnek, düşük metrekarelerde mahallenin daha içlerine girebiliyorlar. Anında indirim marketleri icat edildi, mahallenin bakkalı artık üç harfli: “ŞOK ŞOK ŞOK!” İndirim marketlerin sektör payı yüzde 79, satın alırken de satarken de tekel…
Bir tek sen eksiktin grosmarket
Bakkalları alaşağı eden süpermarketler bu sefer sanayiye yakın yerlerde açılan Grosmarketlerle mücadele ediyor. Grosmarketler tam bir hibrit, kimin dostu kimin düşmanı belli değil; toptancı mı, ucuz mu ortaya karışık. Devasa metrekarelerde tam bir karmaşa. Strateji yanlışsa hiç bir taktik işe yaramaz Gıda fiyatları suçlu avında teşhis yanlış konulunca, sonuç alınamıyor. Gelecekte ne olacağını bilemeyebiliriz; ama geleceği tasarlayabilir, onu yönetebiliriz. Matematik, iktisat, bilim bu işe yarar. Dünya gıda endüstrisinde olacakları görmek, çeşitli unsurları takip etmek, strateji belirlemek fiyatları yönetmeyi kolaylaştırır.
Enerji fiyatları artacak, kuraklık var, ambalaj fiyatları artıyor, tohum, mazot her türlü girdide artış var. Maliyet artışı sadece bizim problemimiz değil. Ali Cengiz oyunlarıyla kukla oynatmak yerine akılla, rakamla süreci yönetmeliyiz. Stratejiniz doğru ise yol kazalarını çeşitli taktiklerle aşabilirsiniz, değilse hiçbir taktik sizi kurtaramaz.
“Gıda fiyatlarının suçlusu süpermarketlerdir” saptaması doğru olmadığı için yıllardır üzerine kurulan strateji iş görmüyor, fiyatlar düşmüyor.
Ticaret Bakanlığı çeşitli dönemlerde perakendeye yönelik birçok “sınırlama, zorunluluk, kurallar” üzerinde çalışsa da sonuç ortada. Kural koyucular “tekel mi yoksa oligopol mu” diyecek. Süpermarket lobilerine meydan okuyup “perakende yasasını” çıkaracak mı bekleyip göreceğiz.
Ezcümle suçlu bulma avım başarılı olur mu bilinmez, ama Atatürk’ün dediği gibi ben de tüccarın ve halkın “zeki, çevik ve dürüst olanını severim.” Olmayınca suç da çok suçlu da…