Üç farklı kur rejimi grubu içinde yer alabilmek; ama nasıl?
Tüm ülkelerde 3.çeyrek bilançoları açıklanıyor. Bizde 2. çeyrek için yabancı para pozisyon fazlası olan şirketler, 3. çeyrek içinse pozisyon açığı olan şirketler finansal avantaj elde ettiler. Hazine bono faizlerinde çift hanelerden başlayıp %8 bileşiklerin altına sarkan süreçten yararlanabilmiş olanları da unutmamak gerekiyor. Yani kısacası, sular yükseldiğinde balıklar karıncaları, çekildiğindeyse karıncalar balıkları yediler. Oysa zamanın devinimi mevsimlerin birini kapatıp birini açmayı yazdan sonbahara sıçramayı ihmal etmedi.Sonbaharla özdeşleşmiş elma; en içte çekirdeği, çekirdeği saran pektini ve onu en dışta çepeçevre kaplayan kabuğundan ibarettir.
Küresel döviz kuru sitemindeki çekirdekse; ‘dolar, euro, yuan’dır. Pektini (etli kısımı) yen, sterlin, frank, real, ruble, rupe, rand oluşturur. Kabuktaysa kron, von, dirhem ile rezerv para dolara sabitli; Avustralya, Hong Kong, Kanada, Singapur, Tayvan Doları yer alır. Para birimi, dünya ticaretinden aldığı payla ölçülebilir gerçekte. Küresel sistemik kriz dünyanın 1973 sonrası serbest kur sistemini elmanın çekirdek, pektin ve kabuk kısımlarına benzer şekilde 3 farklı kısma ayırmıştı. Doğanın değişmez dengesi içinde her parça, bütündeki önemini tartışmasız korumuştu bu kez. Bazen deveyi yardan uçuran bir tutam ot olmuştu. Bazen bir çivi nalı, nal atı, at süvariyi, bir süvari bir orduyu, bir ordu bir savaşı kaybettirmişti. Bir bütünün olmazsa olmazı olarak 3. gruptaki döviz kurları da sistemik önemlerini ispatlamış ve küresel dengeleri olabildiğine hassaslaştırmıştı.
TL’ye bakalım. Enflasyon, bütçe ve kamu borcunda elde ettiklerini bütüne ne kadar taşıyabilmişti. Elde edilenlerle müzikteki o 4’lü vuruşu yapabilmiş mi? Bunlar, 1)Tarım, 2) Sanayi, 3) Savunma, 4)Teknolojiydi.
İyimser iç talep büyüme performansımıza karşın ödemeler dengesi açığımız, Hint Rupe’si, Brezilya Real’i ve Rus Ruble’siyle riskli zamanlarda ayrı kefelere koyulmaktan farklı bir kadere taşımamıştı bizi. Fed’in tahvil alımını azaltma kararında gelişen ülkeler birbirinden ayrışmıştı. Sadece portföy yatırımlarıyla uçmayı denemiş, tek kanatla uçamamıştık. Kur rejimimiz dünyadaki yerimizi elmanın çekirdeği ya da pektini olmasa da en azından kabuğunun bir parçası yapabilmelidir. En azından orta ve uzun vadeli hedefimiz bunu başarabilmek olmalıdır.
TL gelişen ülkeler arasında nerede duruyor?
Uluslararası kur sistemlerinin tusunami niteliğinde yaşadıkları türbülanslar, en kısa vadeli bakışla 1990’larda başlamıştı. 1992’de Sterlin krizi İngiltere’yi, 94’teki “peso” krizi 97/98 deki Asya Krizi bize de Rusya’nın moratoryum ilanıyla etkilemişti. TL, BRIC ülkeleri içinde yer alan realden dezavantajlı, rupe ve rubleden avantajlı bir yerde duruyor. Real görece olarak sağlam duruşunu kahve ve etanol üretiminden elde ederken, yabancı sermaye girişine koyduğu engellerle küresel serbest sermaye hareketlerinin hedefi olabiliyor. Rublede ham petrol fiyatlarına aşırı bağımlılık rupede ise çifte açık (bütçe ve ödemeler dengesi) etkili oluyor. Enflasyon, bütçe, borçluluk, büyüme artılarıyla TL, Fed’in faizleri artıracağı çıkış fazını müzikteki 4’lü vuruşu yapabilmeden atlatabilecek mi? 4’lü vuruşu küresel ticaret sistemi için icra edememek ve sadece bir gürültü anlamında kalmak, kabul edilmesi çok zor gerçekse de zaman bize doğruları er geç öğretecek. Kısa vadede sermaye piyasalarının yaşadığı sevinç ve kutlama havasına katılalım katılmasına da, kazanımlarımızı da orta ve uzun vade için üstünlüklerimize dönüştürmeyi unutmayalım.