Üç büyüklerin gol dakikaları

Cem TOP
Cem TOP SPOR ANALİZ cem.top@dunya.com

“Futbol” ve “istatistik” kelimeleri bir arada kullanılınca, hepimizin aklına aslında Danimarkalı teknik adam Ebbe Skovdahl’e ait olan ama nasıl olduysa Alex Ferguson’a mal edilen “mini etek – istatistik” korelasyonu geliyor. Rakamlardan yola çıkılarak çizilecek rotaların ve varılacak noktaların teknik adamları hüsrana boğabileceği fikrine katılmakla birlikte, analitik bir bakış açısına sahip futbol adamlarının en azından rota üzerindeki kasisleri, keskin virajları, inişleri ve çıkışları daha net görebilmek adına istatistiklerden yararlandığını artık hepimiz biliyoruz. Ligimize milli maç arası verilince, biz de 11 haftalık periyodun rakamsal karşılığının futbolsever diline pelesenk olmuş tespitlerle örtüşüp örtüşmediğini merak ettik ve araştırdık. Bunu yaparken de Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray’ın gol kaydettikleri zaman dilimlerinden yararlandık.

Üç büyüklerin attıkları toplam 61 golü bu anlamda kâğıda dökünce ilginç noktalar hemen kendisini belli etti. Bu esnada yeri gelmişken olaylı Beşiktaş – Galatasaray derbisinin skorunu 1-2 olarak değerlendirmeye aldığımızı söyleyelim. Nedeni basit. Saha içi performansları ve gol dakikaları, bu aşamada dikkate değer olan. 11 haftalık bölümün en skorer takımı olan 26 gollü Fenerbahçe, aynı zamanda gol dağılımı bakımından da rakiplerine oranla homojen bir görüntü sergiliyor. Sarı-lacivertlilerin ortalamanın üzerine çıktıkları 76-90 periyodunda 7 gol bulmuş olmaları bir anlamda kafalardaki düşüncelerin sağlaması. (Toplam gol sayısının %27’si) Bu sezon ligimizi takip eden hemen herkes Fenerbahçe için yapılan “Fizik güçleri iyi ve oyunu hiç bırakmıyorlar” tespitine katılıyor. O halde Ersun Yanal’ın öğrencilerinin en fazla golü bu periyotta bulmaları hiç sürpriz değil. Tam tersi şekilde maçların aynı döneminde düşüş gösterdiğine inanılan Galatasaray ise kaydettiği 16 golün sadece 1 tanesini bu bölümde atmış. Sarı-kırmızılılar hakkında sıkça dillendirilen görüş 70’ten sonra fizik güçlerinin yetersiz kalması ve tempo sorunu yaşamaları. Galatasaray’ın maçlarda en fazla gol bulduğu dönem, toplam gol sayısının yaklaşık %30’unun atıldığı 61-75 arası. En çok golün bulunduğu periyodun ardından en az gol atılan periyodun gelmesi bu anlamda fizik düşüş teorisine payanda olabilecek bir tabloyu oluşturuyor. Beşiktaş’ın gol performansı, maçın ilk 15 dakikalık bölümündeki verimsizliğe işaret ediyor. 11 haftada toplam 19 gol bulan siyah-beyazlıların, 0-15 periyodunda buldukları gol sayısı sadece bir. Ancak Galatasaray’ın maçların son yarım saatlik diliminde sergilediği performansın tam tersi Beşiktaş için geçerli. İlk 15 dakikalık bölümü verimsiz geçiren Beşiktaş, takip eden periyotta (16-30) 5 golle en skorer dönemini yaşadı. Bu tablodan yapılabilecek çıkarım, siyah-beyazlıların “maç öncesi motivasyon” anlamında sıkıntı çektikleri olabilir. Sezon içinde gerek Galatasaray derbisinde yaşanan olaylar, gerek İnönü Stadında oynayamamak gerekse de İbrahim Toraman ve Sezer Öztürk’ün kadro dışı kalmalarıyla devam eden süreç Beşiktaş’ın mental problemlerle boğuşmasına yol açtı. Bu saptama yanında, siyah-beyazlıların maçlara kötü başlamakla birlikte kalan kısımda dengeli bir gol dağılımına sahip oldukları da söylenebilir. Üç büyük takımda gollerin kadroya dağılımına bakıldığında ortaya çıkan tablo ise şu: Fenerbahçe’de 26 golü 11 değişik futbolcu atarken, Beşiktaş’ın kaydettiği 19 golde 10 farklı ismin imzası var. Galatasaray’ın toplam 16 golünü ise sadece 5 futbolcunun paylaştığı görülüyor.

Ne dersiniz? “İstatistikler en önemli şeyi gizler” aforizması kayıtsız şartsız kabul edebilecek bir sav değil galiba.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Derbi kadar zor 03 Mart 2016
Düğüm çözülecek mi? 25 Şubat 2016
Skandalın daniskası 23 Şubat 2016
Maçın şifresi: Savunma 18 Şubat 2016
Öp Quaresma’nın elini 16 Şubat 2016
Taktik savaşı 11 Şubat 2016
Maça geç kaldılar 09 Şubat 2016
Ciddiyet şart 02 Şubat 2016