‘Twitter Kralı’nın yeni darbesi
Eğer bir binaya “Kaos” adı verilecek olsaydı, bu bina herhalde Beyaz Saray olurdu. Belki Amerika’nın iktidar merkezindeki gelişmeleri nitelemekte “şok yaratan” ifadesi artık yeterli değil ama Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton’un aniden görevinden uzaklaştırılması yine de şok yaratan bir olaydı. Aslında Bolton’un görevinden ayrılması bekleniyordu, şok yaratan gelişme onun görevden alınış biçimiydi. Amerika’nın Twitterçi Başkanı Trump’un sosyal iletişim platformuna gönderdiği kaba mesaj ulusal güvenlik camiasında kaşların kalkmasına neden oldu. Bu twitten birkaç dakika sonra, Bolton da bir twit atarak görevinden azledilmediğini, kendisinin istifasını verdiğini duyurdu. Bütün bu olanları nasıl yorumlayabliriz, bunlar Amerikan dış politikası açısından ne anlama geliyor.?
• Trump yönetiminin önde gelen bir ismi daha tatsız bir biçimde görevinden ayrıldı. Trump’un Twitter aracılığıyla yönetimin nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kibarca ifade etmeye çalışırsak, şimdiye kadar Amerikan yönetiminde Trump’un iş görme biçimine şahit olmadığımızı söyleyebiliriz. Başkalarının ancak örnek almaması tavsiye edilebilecek bir üslupla karşı karşıyayız. Görevden uzaklaştırdıkları devletin en üst görevlerinde bulunan kişiler. Geçmişte mesleki başarılara imza atmışlar ve başkanın aklına estiği zaman görevden alabildiği sıradan kişi muamelesi görmek istemiyorlar. Bir liderin kadrosunda değişiklik yapması tabiidir. Ancak, rüşvet almak gibi bir skandal filan söz konusu değilse, işlemin zarafetle yapılması lazımdır. Bu yol izlenmezse, hiçbir nitelikli insan sizinle çalışmak istemez. Trump’ın iş görme biçimi ister devlet, ister küçük bir firma olsun, hiçbir örgüt için uygun bulunamaz. Birlikte çalıştığınız insanlara saygı göstermeniz lazım. Eğer görevlerine son vermek istiyorsanız, onların şerefli bir çıkış yapmasını sağlamalısınız.
• Bu olayın bir boyutu; bir usul karmaşası hüküm sürüyor. Olayın bir de kişilikle ilgili bir boyutu var. Karşımızda Bolton gibi çok tartışmalı bir şahsiyet var. Çok kritik bir dönemde Trump’ın hüküm sürdüğü Beyaz Saray’a dış politikada şahinliği savunan siyasetin temsilcisi olarak giriyor. Savaş yandaşlığı yapıyor. Bu önlenemez bir gelişme miydi? Bolton’u bu gidişatın neresine yerleştirmek lazım?
Başlangıçtan itibaren Trump-Bolton ilişkisinin zor bir ilişki olacağı belliydi. Trump çalışma arkadaşlarının görüşlerini dinleyebilir ama onların kendi bağımsız siyasetlerini izlemelerinden ve Trump’un tercihlerine aykırı görüşlerini kamuoyuyla paylaşmalarından hazzetmez. Bolton’un temel hatası kamuoyunu harekete geçirerek Başkanın elini kendi görüşleri istikametinde zorlamaya çalışması oldu.
Olaya başka bir açıdan yaklaşacak olursak, Trump kendisini iktidara getiren seçmenlar koalisyonunun değişik kesimlerinin taleplerine cevap vermek durumunda. Görebildiğim kadar, bir kesimin temsilcisine görev veriyor; bu kişinin kendisini tüketmesine fırsat tanıyor, sonra onu görevden alıyor. Bu kişi görevden alındığında, hataları dolayısıyla onu savunmak da artık kolay olmuyor. Başkan Trump partisindeki şahinlerin bekleyişlerine karşı bir duyarlılık göstermek baskısını hissediyordu. Bir şahine göreve gelme fırsatı tanıdı ama birlikte çalışmanın zor olduğu görülünce, görevinden uzaklaştırdı.
Bu tahlilimize bir de şahısların zihni çerçevelerini eklemek lazım. Başkan Trump’ı davranışlarını incelediğiniz zaman, iş dünyasından gelmesinden dolayı olayların iktisadi boyutuna ağırlık tanıdığını, müzakere veya pazarlık yapmaya yatkın olduğunu görüyorsunuz. Bolton ise güvenlik camiasından gelen bir bürokrat, güvenlikle ilgili eylemlerin iktisadi sonuçları aklına en son gelecek husus. Özetle, birbirinden bir hayli farklı iki şahsiyetle karşı karşıyayız.
• Bir işadamı-bürokrat, bir müdahaleci-infiratçı (isolasyonist) zıtlığından, kısacası her seviyede zıt olan iki şahsiyetten mi bahsediyoruz?
Dahası var. Bay Trump devlet kurumları arasında koalisyonlar oluşturarak kendisinin geliştirdiği politikaları izleme becerisinden yoksun. Bay Bolton ise uzlaşmayı bilmemesi ve aşırı görüşlere sahip olması nedeniyle, zaten koalisyon inşa etmeye sadece engel teşkil ediyor.
Amerikan yönetici seçkinleri arasında daha ılımlı eğilimleri temsil edenler zor bir tercihle karşı karşıyalar. Bir yandan, uç görüşlere eğilimli bir şahinden kurtulmaktan memnun olmaları söz konusu. Diğer yandan, siyaset yapımı açısından Bolton sistemin bir elemanıydı. Şimdi geriye Beyaz Saray’I twitlerle yöneten, dış politikasını bir “reality show” adabında yürüten bir başkan kalıyor. Bu durumda Bolton’un gitmesi gerçekten iyi mi oldu, ne dersiniz?
Ben şahsen bir şahinin görevden uzaklaştırılmasının kötü bir şey olduğunu sanmıyorum. Ancak olayın gerçekleşme biçimine baktığımız zaman, Trump’ın danışmanlarından fikir almayı beceremediğini ve eylemlerini ince eleyip sık dokuyarak hazırlamadığını görüyoruz. Özetle iyi bir siyaset yapımcısı değil. Bu dünya için bir sorundur. Washington’da sık dile getirilen bir konu Başkanın sabah erken kalkıp birkaç twit attığı, bürokrasinin günün geri kalan kısmını bu twitlerin yol açtığı hasarı gidermeğe tahsis etmek mecburiyetinde kaldığıdır. Bay Trump’ın karar alma biçimiyle devlet kurumlarının iş görme biçimi arasında bir uyumsuzluk ve gerilim olduğu anlaşılıyor. İlginçtir ki, Bay Bolton bürokratik sistem içinde iş görmeyi Bay Trump’a nazaran çok daha iyi biliyordu.
Yine de, Bolton belki de eski bürokratik gelenekten geldiği için tecrit edilmişti, konumu marjinalleşmişti. Ayrılışı Amerikan dış politikasını etkiler mi, nasıl etkiler?
Marjinal bir konuma itilmesi, ardında görevden uzaklaştırılması zaten siyasetin belirleyicisinin nezdindeki etkisinin azalmaya başladığını gösteriyordu. Atılma aşamasına gelindiğinde İran’la ilişkilerde ve Afganistan’daki barış sürecinde etkisi hissedilmekle birlikte, genelde nüfuzu bir hayli zayıflamıştı. Kanaatimce, temel zaafı olaylara fazlasıyla ideolojik bir perspektifle yaklaşması, beğenmediği kararları etkilemek yerine onları reddetmeye yönelmesiydi. Görüşlerini ısrarla ve militanca savunarak, Başkanı kendi görüşlerini benimsemeye zorlayabileceğini hesaplıyordu. Fakat kendisini olduğundan daha güçlü gören birçok şahsiyet gibi, Bolton da yanıldı. Artık Trump yönetiminin bir üyesi değil. Arkasından çok kişinin gözyaşı döktüğünü de sanmıyorum.